Bu sıra sık sık dile getirilen Beşşâr Esad’la görüşme meselesinde Recep T. Erdoğan, en son ABD’deki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nden dönüş yolunda tayyarede yaptığı açıklamasında Beşşâr Esad’la görüş meselesinde şöyle demişti:

“Görevi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a verdim. Dışişleri Bakanım da şu anda muhataplarıyla görüşmek suretiyle işin bütün yol haritasını belirleyecekler. Ona göre de inşallah adımı atacağız. Biz Suriye’de adil bir barışın mümkün olduğunu düşünüyoruz. Suriye’de inşa edilecek hakkaniyetli bir barış, en çok bize fayda sağlayacak. Şu ana kadar bu süreç olumlu istikamette gelişti. Temenni ediyorum ki yakın bir zamanda somut adımları da atarız.” (12 Temmuz 2024)

Beşşâr Esad’la görüşmek için can atan bir isim var: Özgür Özel. En son Habertürk’te konuştu:

“Resmî talebimizi yaptık birkaç gün önce. Teorik olarak henüz bir gün yok ama olumlu bir seyir var. Biz de görüşsek, Sayın Erdoğan da görüşse bunun Türkiye'nin lehine bir mesele olduğunu düşünüyorum. Komşunuzla görüşmeden, el sıkışmadan ne kendi güvenliğimizi ne oranın toprak bütünlüğünü ne de Türkiye'deki sığınmacıların gönderilmesini başarmamız mümkün değil.” (15 Temmuz 2024)

Bizimkilerin ısrarla muhatap almak istedikleri Beşşâr Esad’ın R. T. Erdoğan’dan ve Ö. Özel’den sonra yaptığı açıklama:

“Mesele görüşme değil; bu görüşmeden sonuç alınıp alınamayacağıdır. Ulaşmak istediğimiz sonuç ‘Teröre desteğin durdurulması’ ve Suriye’den kuvvetlerini çekmesidir. Bu sonuçlara ulaşmadıktan sonra pehlivanlık yapmaya gerek yok. Hiçbir Türk yetkiliden şu ana kadar bunlara dair bir şey işitmedik. Bizim şartımız ya da daha yumuşak haliyle taleplerimiz yok ama normalleşme için gereklilikler var. Bu gereklilikler de az önce söylediğim iki sonuçtur. Hangi seviyede olursa olsun görüşmeler devam etmeli. Zaten 5 senedir arabulucu ülkelerin çabasıyla bu görüşmeler mevcuttur. Dost ülkelerin görüşme için hazırlıklara başladığını biz de biliyoruz. Söylediğim sonuçlara ulaşamayacaksak sadece görüşmüş oluruz.” (15 Temmuz 2024)

Beşşâr’ın açıklaması uzun. Verdiğimiz cümleleri, asıl maksadını ortaya koyuyor.

***

Ancak...

Kaç defa yazdık; Beşşâr Esad, Suriye’de, hiçbir surette etkili ve yetkili değil.

Türkiye Beşşâr Esad’ı hizalamak için önce Rusya’yı ve İran’ı ikna etmesi gerekiyor.

Bir de ABD faslı var. ABD, Bizim sınırımızın hemen ötesinde, Suriye’nin kuzeyinde bir PKK devleti kurdurmak için büyük hazırlık içinde.

Beşşâr Esad’ın bize karşı açıklama yaptığı gün ABD, Suriye’ye yığınağının son safhasındaydı. Haber önemli:

“Tel Abyad - ABD güçlerine ait konvoy, dün gece, Irak ile Suriye arasındaki El-Velid Sınır Kapısı'ndan Haseke'ye giriş yaptı.

Aralarında ABD askerlerini taşıyan ‘Bradley’ tipi zırhlı araçların da bulunduğu 40 araçlık konvoy, Haseke'ye bağlı Şeddadi ilçesindeki askeri üsse ulaştı.

Konvoyda ayrıca mühimmat, prefabrik odalar ve Avenger Hava Savunma Sistemi silahları yüklü araçlar yer aldı.

Konvoya, ABD’ye ait helikopterler eşlik etti.

ABD ordusu, 25 Haziran'da Haseke'de terör örgütü PKK/YPG'nin işgalinde bulunan bölgelerdeki üslerine 40 araçtan oluşan askeri takviye yollamıştı.” (Anadolu Ajansı, 15 Temmuz 2024)

Aynı haberde ABD'nin Suriye'deki varlığına dair bilgi de aktarılıyor:

“ABD, Ekim 2019'da Barış Pınarı Harekatı'nın başlamasıyla harekât bölgesindeki üslerini boşaltırken petrol sahaları civarında yerleşmeye öncelik vermişti.

Terör örgütü PKK/YPG'ye desteğini sürdüren ABD güçleri, halihazırda Haseke, Rakka ve Deyrizor illerinde örgüt işgalindeki bölgelerde çok sayıda üs ve askeri noktada varlık gösteriyor.

Washington, PKK/YPG'li teröristlerin işgalindeki petrol sahalarında bulunan askeri üs ve noktalarına da sürekli takviye gönderiyor.”

***

Biz Suriye’ye niye girdik? PKK’nın yer tutmaması için değil mi?

Beşşâr Esad, ABD’nin ülkeyi bölme harekâtına karşı nasıl bir tavır gösteriyor acaba?

Bizde Esadseverler, Suriye’de PKK uzantılarının ABD desteğiyle geniş alana nüfuz etmesine hiç ses etmiyorlar.

ABD’nin PKK’ya desteği demek, bize düşmanlığı demektir.

Beşşâr Esad’ın “[Türkiye’nin] Teröre desteğin durdurulması ve Suriye’den kuvvetlerini çekmesidir.” şartını koşmasına Esadseverlerimiz ne derler acaba?

Beşşâr’ın “Terörist” dediği unsunlar PKK’lılar değil; Türkiye’nin tam desteğini almanın ötesinde bizzat Türkiye tarafından örgütlenen “Suriye Millî Ordusu” gibi yapılar.

İllâ Esad’la görüşülsün, demenin hiçbir manası yok.

Bizdeki Esadseverler, PKK’ya pek ses etmeyen kesimler, Beşşâr Esad’a kol kanat geren Rusya ve İran’dan bir şeyler umanlar.