Akşener yükselişte, Erdoğan düşüşte
31 Mart yerel seçiminde 16 aylık İYİ Parti ile 16 yıllık AKP arasında önemli bir mücadele yaşanıyor.
İYİ Parti itibar ve seçmenin beğenisini kazanırken oylarını büyük bir hızla artırıyor.
AKP ise metal yorgunluğunun getirdiği paslanma sonucunda hızla güç ve oy kaybediyor.
İYİ Parti yeni kadrosu ve yıpranmamış adayları ile AKP ise eskiyen kadrosu ve yıpranmış adayları ile yerel seçimde...
Bu tablo gösteriyor ki Meral Akşener yükselişte, Recep Tayyip Erdoğan düşüşte.
Bu yükseliş ve düşüşü analiz edelim.
25 Ekim 2017'de kurulan İYİ Parti, 7 aylık iken 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimine katıldı.
24 Haziran seçiminde AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hedefi Muharrem İnce ve CHP oldu.
Meral Akşener'i de İYİ Parti'yi de tanımamazlıktan geldi, yok saydı, umursamadı, rakip almadı karşısına.
Ancak o muhatap almadığı 7 aylık yeni oluşumun lideri Meral Akşener Cumhurbaşkanı adayı olarak yüzde 7,6 İYİ Parti ise yüzde 10 oy aldı.
Bu kez aradan 9 ay geçti ki yerel seçim atmosferine girildi...
31 Mart yerel seçimine bir ay kala bakın ne oldu.
16 aylık İYİ Parti, 16 yıllık AKP'ye karşı çok ciddi rakip olarak çıktı.
AKP'nin elindeki metal yorgunu büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanlarına karşı dört dörtlük adaylar çıkardılar.
95 yıllık köklü Cumhuriyet Halk Partisi ile Millet İttifakı yaptılar...
AKP'nin 16 yıldır yaptığı rant belediyeciliği gibi değil, millete hizmet belediyeciliğine talip olduklarını açıkladılar.
Kentlere ihanet edecek belediye başkanlarını alaşağı etmeye kararlı İYİ Partili ve CHP'li belediye başkan adaylarına müthiş bir teveccüh başladı.
Üstüne üstlük Denizli ve Aydın'da gördük ki "İllet ve Zillet" denilen millet meydana hücum etti ve Akşener ile Kılıçdaroğlu'na muhteşem bir destek verdi...
Geçim bekası sorunu yaşatılan kutsal Türk Milleti ne İYİ Parti ne de CHP'nin bayraklarını aldı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin asil Türk Bayrakları ile koştu miting alanlarına.
16 yıldır millete değil, rantiyecilere hizmet eden AKP'li belediye başkanları da, AKP genel başkanı da AKP teşkilatları da şaşırdılar.
Baktılar ki meydanları dolduramıyorlar,
Baktılar ki çarşı pazar fiyatları en büyük muhalefeti yapıyor,
Baktılar ki Tank Palet Fabrikası, Türk Ordusu'na değil Katar ordusuna çalışacak,
Baktılar ki anketlerde de tepetaklak aşağı doğru son sürat gidiyorlar,
"Anketlere güvenmiyoruz" dediler ve iftiralara başladılar.
Erdoğan, "Cepsiz başkan, Sülün Osman" filmleri ile müthiş bir seçim kampanyası başlatan Temel Bey'in partisine, "particik" demekle kalmadı Saadet Partisi'ni de katarak şu suçlamayı yaptı.
"CHP, İYİ, Saadet, HDP, PKK, FETÖ'den oluşan zillet ittifakı..."
Sandı ki bu yakıştırma milleti kandıracak.
Meydanlar ise gösterdi ki bu ifadesi tam bir HAM HAYAL...
GERÇEK ise Denizli'de, Aydın'da ortaya çıktı...
Görülüyor ki çıkmaya da devam edecek...
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, onlar dillerini kirlettikçe oy kazanıyorlar...
Ve 1989'da ANAP'ın üzerinden geçen silindir, 30 yıl sonra bu kez 16 yıllık AKP iktidarını ezmek için Millet İttifakı'nın silindiri olarak ortaya çıktı.
Silindirin kumandasında ise Akşener ve Kılıçdaroğlu var...
Rantçıları, ihanet edenleri ezmeye doğru hız kazandı Millet İttifakı'nın silindiri.
Ben Akşener'e de Kılıçdaroğlu'na da öneriyorum;
Yıkın programlarınızı, verin el ele, her ile her ilçeye el ele gidin ve Millet İttifakı'nı taşıyın millete...
Millet de görsün, millete, "illet, zillet" diyen Erdoğan da Bahçeli de görsün birlik ve beraberliğin, siyasi kardeşliğin gücünü...
Evet, 16 yıllık kibir iktidarı AKP'nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 16 aylık partinin lideri Meral Akşener'i görmek, muhatap almak zorunda kaldı.
Baktı ki Meral Akşener Türk siyasetinin yükselen yeni yıldızı, başladı ona da hücum etmeye.
Ama o Akşener, MHP içindeki çileli ama onurlu liderlik yarışında öyle haksız ve hukuksuz iftiralara karşı dik, dimdik ayakta kalmıştı ki, Erdoğan'ın ağır sözlerini ve hakaretlerini eminim umursamadan izliyordur.
Ve Cumhur İttifakı ne acı ki çamur ittifakı oluyor ve kaybettiğini gördükçe daha büyük bir hırsla saldırıyor...
Ve bu tablo karşısında Türk milleti de şu tabloyu görüyor:
Erdoğan düşüşte, Akşener yükselişte.
BURAK AKBAY
Burak Akbay'a müebbet ve idam cezasından çok daha ağır bir ceza verildi.
Hasta, hatta ölüm döşeğindeki babasının yanında olmama, cenaze töreninde bulunmama cezası verildi.
Ertuğrul Akbay'a da öyle bir ağır ceza verildi ki,
- Biricik evladına haksız ve hukuksuz şekilde FETÖ'cü iftirası,
- Ağır hastalığında evladı olmadan yaşam mücadelesi verme cezası...
Her ikisi de merhum Ertuğrul ağabeyim için biliyor ve anlıyorum ki idam cezasında da ağırdır.
Ama bilsinler ki
Ertuğrul Akbay'lar, ölmez ki...
Çünkü bizler de Ertuğrul'uz,
Çünkü bizler de Burak'ız
Ve bir avuç kalsak da özgür gazeteciler olarak bizler de onların Sözcü'leriyiz...