AKP’nin mumu erken söndü

Gerçekten, AKP iktidarı artık Türkiye’ye aşırı zarar vermeye başladı. Ekonomide, sosyal yaşamda ve siyasette kaos oluştu. Açılımı, alıştığı poşet dağıtmak gibi gören AKP hükümeti, halka içi boş açılım poşeti dağıtınca gerçek yüzü ortaya çıktı.
Türkiye’de tepkiler dışında, yabancı ülkelerden ve özellikle Avrupa Birliği’nden de tepkiler gelmeye başladı.
Başbakan’ın, AB’yi neden istediği ortaya çıktı.
Avrupa Birliği 2009 yılı Türkiye ilerleme raporunda, Türkiye’de yolsuzluğun arttığı, devlette şeffaflığın kalmadığı, kamu dengelerinin bozulduğu vurgulanıyor.

1) Bu raporda, Türkiye’ye ilişkin sonuçlar kısmında yolsuzlukla ilgili vurgulanan
örnekler:
* “Yolsuzluk pek çok alanda halen yaygındır.” (sayfa: ı)
* “Güvenilir mali planların ve mali çıpaların eksikliği, yatırım ortamında bazı belirsizlikler yaratmıştır.” (sayfa: ıv)
* “Mali şeffaflığı artırmaya yönelik tedbirlerde duraklama, hatta bazı durumlarda geriye gidiş olmuştur.” (sayfa: ıv)
* “Devlet yardımlarının şeffaf olmayan biçimde verilmesine devam edilmiştir.” (sayfa: ıv)
* “....ancak yolsuzluk pek çok alanda yaygın olmaya devam etmektedir. Ulusal yolsuzlukla mücadele stratejisinin kabul edilmesi ve etkili uygulanması önem taşımaktadır.” (sayfa: vıı)

2) Raporda demokrasinin gerilediğine dair vurgular da var:
* “Türkiye’nin siyasi partilerle ilgili mevzuatını hâlâ Avrupa standartlarına getirmesi gerekmektedir.” (sayfa: ı)
* “Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısı ve bölge adliye mahkemelerinin kurulması gibi konularda yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve etkinliği ile ilgili kaygılar devam etmektedir.” (sayfa: ıı)
* “Medya üzerindeki siyasi baskı ve hukuki belirsizlikler uygulamada basın özgürlüğünü etkilemektedir. (sayfa: ıı)


3) Brüksel’de, Eurasia Group 2010 yılı için dünya istikrarını tehdit eden on riskinden birisi olarak, Türkiye’de AKP’nin yanlışlarını saydı.
Eurasia Group, ABD-Çin ilişkileri, İran-ABD gerginliği, iklim değişikliği gibi sayılan on risk arasında, “Türkiye’de AKP’nin kurumlarla anlaşmazlık içinde olması ve açılımın getirdiği sorunlar ve dışarıda güvensizlik yaratmasını da” saydı. Aynen alıyorum:
“Türkiye: Siyasi riskler Türkiye’yi her yönden kuşatmış durumda. İç siyasette, ekonomik gerileme nedeniyle giderek popülaritesini kaybeden Ak Parti yargı, iş dünyası ve orduyla anlaşmazlık içinde. Ak Parti’nin Türkiye’nin Kürt nüfusuna yönelik girişimi başarısızlıkla sonuçlandı ve bu sadece Kürtlerin değil, daha fazla toplumsal istikrarsızlık yaşanması halinde Türklerin de desteğinin kaybedilmesine neden olacak. Öte yandan parti içinde, parti tabanına yönelik politikalar yürütülmesi konusunda artan bir siyasi baskı var. Yıl sonuna doğru seçimlerle ilgili kavga daha çok kızışacak. Uluslararası olarak, Türkiye Avrupa’dan daha da uzaklaşacak ve Suriye ve İran ile daha da yakınlaşacaktır ki bu da İslamcılar ile laikler arasındaki gerilimi tırmandıracak. AB’ye katılım süreci 2010’da ne geri, ne de ileri gidecek ancak çatışma riski Kıbrıs meselesi nedeniyle daha da artacak. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başlıca diplomatik başarısı ise Ermenistan. Bu tarihi açıdan önemli ancak ülkenin IMF ile ilişkilerine pek de bir etkisi olmayacak. Irak’ın durumu daha iyi görünse de Irak’taki Kürt bölgesinin durumu hâlâ muamma”
Anlaşılan, spekülatif sermaye ve IMF dışında Dünya da AKP’den umudunu kesti. Yani AKP’nin mumu yatsıdan önce söndü.

Yazarın Diğer Yazıları