AKP'nin IMF'siz IMF programı
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bursa Milletvekili ekonomist Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, Halk TV'de hafta içi her gün hazırlayıp sunduğum, "Orhan Uğuroğlu ile Halk Uyanıyor" canlı yayınında "AKP hükümeti IMF'siz ama IMF programı uyguluyor. Bu Türkiye'nin tasarrufu, bütçeyi ve sıkıntıyı orta ve dar gelirler üzerinden dengeleme hareketidir. Bizim de itiraz ettiğimiz budur" dedi.
"Uçan kuşa vergi var ama tasarruf yok" diyen Tatlıoğlu şunları söyledi:
"Son dönemde vergiler geldi. TBMM'de görüşeceğiz. İlave üç vergi geldi. Konaklama vergisi geldi, dijital hizmetler vergisi geldi, konutlara ayrı bir vergi geldi. Aşağı yukarı 25 milyar lira vergi bekliyorlar. Uçan kuşa vergi getirdiler neredeyse ama kamuda tasarruf adına bir şey yok.
Harcamaları kısma adına, kamuda tasarruf adına bir şey yok. 100 bine yaklaşan resmi araçtan, benzeri araçtan boyutlarını kimsenin bilmediği, korumalar ordusuna, neredeyse daire başkanlarının özel uçuşlarla hareket ettiği Türkiye var. Çok büyük bir savurganlık var."
2020 bütçesinin vatandaşın bütçesine nasıl yansıyacağını sormak için Yeniçağ Gazetemizin dün büyük ilgi çeken, "Tencerenin dibi göründü" başlıklı manşetini ekrana taşıyarak Tatlıoğlu'na sordum:
- 2020'de tencere dolacak mı?
Tatlıoğlu, "soğanda facia yaşandı 2020'de orta ve dar gelirlinin sıkıntılarının devam edeceği 2020 bütçesinden ve gelen vergilerden anlaşılıyor.
Gıda harcamaları, tüketim harcamaları yüzde 27'nin altında değil. Yüzde 22.58 oranında hayat pahalı hale gelecek diyen bu hükümettir.
Sonra da kalkıp enflasyon yüzde 8,5 demek milletle alay etmektir" diye yanıt verdi…
Türkiye'nin iç ve dış sorunlarının ekonomik sıkıntılarla beraber arttığını vurgulayan Tatlıoğlu şunları söyledi:
"Tek adam rejimi tamamen tıkandı. Çok açık görünüyor ki iktidar değişimi olmadan sorunlar çözülmez. Küflenme arttı AKP zorlandıkça kırılıyor. İç, dış siyaset ve ekonomi erken seçim getirebilir."
Değerli okurlarım,
Evet, Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın iki yeni parti kuruması ile AKP gerçekten kırılıyor ve 3 parça oluyor.
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'yi 16 ay eksiğe götürdü" diyen Tatlıoğlu, İYİ Parti'nin AKP ile yakınlaşmasının mümkün olmadığını belirterek, "Genel Başkanımız Meral Akşener Suriye'ye yönelik Barış Pınarı harekâtı ve sonrasında yaşanan mektup olayına, "Albayrak altında birleşelim çağrısı yaptı. Bu iktidarın hiç beklemediği bir çağrı idi ki milletimiz bu sloganı çok beğendi" diye konuştu.
Değerli okurlarım,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika'da başkan Trump ile yaptığı görüşmeden bakalım hangi kazanımları elde ederek dönecek?
AKP'ye yakın kaynaklar görüşmeden hangi sonuç çıkarsa çıksın bu ziyareti "zafer5" olarak göstermek isteyeceklerdir.
Ancak, 2. Mektup skandalı gösteriyor ki, Amerika geri adım atmayacak.
Peki, bu durumda bugüne kadar savunduklarından Türkiye geri adım atacak mı?
- Fethullah Gülen'in iadesinden vaz geçecek miyiz?
- General Mazlum Kobani kod adlı terörist başı Ferhat Abdi Şahin'i istemekten vaz mı geçeceğiz?
- Parasını ödediğimiz F-35 savaş uçaklarını almayıp projeden dışlanmayı kabul edecek miyiz?
- S-400'leri Rusya'ya iade mi edeceğiz?
- Ermeni soykırımının Senato'da kabul edilip, başkan Trump tarafından onaylanmasına "olur" diyecek miyiz?
- Halkbank'a yaptırım uygulanmasını sineye çekecek miyiz?
- 3 bakanın mal varlığına tedbir konulmasını -ki ekonomi eski bakanı Zafer Çağlayan hakkındaki mahkeme kararı hala kaldırılmadı- kabul edecek miyiz?
Ve "Erdoğan ve ailesinin mal varlıklarının açıklanarak tedbir konulması" tehdidini ortadan kaldırmak için Trump, Türkiye'den ve Erdoğan'dan ne tavizler isteyecek öğrenebilecek miyiz?