AKP'linin annesine İŞKUR kıyağı!..

Akrabayı, eşi, dostu, yandaşı, kollama ve kalkındırma iktidarı olan AKP gerçekten de çok cömert!..

Kime?...

Bu soruya cevapta son örneğe geçmeden önce geçen ay patlayan bir skandalı hatırlayalım. Cumhuriyet gazetesi ortaya çıkarmıştı; "Böyle yüzsüzlük görülmedi: Yardımların tümü AKP'lilere!" başlığıyla... Haberde, "Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın çiftçiye destek amaçlı başlattığı 300 koyun teşviki, Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinde tam bir skandala dönüştü. 200 başvurudan ön kabul alan 15 kişiden 14'ünün AKP'den milletvekili olabilmek için görevinden istifa eden SGK Başkanı Mehmet Selim Bağlı'nın yakın akrabası ya da ahbabı olduğu ortaya çıktı. Bağlı'nın annesi Hanım Bağlı'ya, kız kardeşi Selime Nil Bağlı'ya ve baldızına 280 koyun teşviki çıkarken, Bağlı'nın kahyası, şoförü de teşvikten paylarını aldı. Bakanlığın verilerine göre teşvikin bir aileye yıllık getirisi 300 bin TL" bilgilerine yer veriliyordu.

Malumunuz, memleketimizde son aylarda çok sık sert dolu ve yağmur yağışları oluyor ve yüzlerce vatandaşımız maddi zarara uğruyor. İktidarda bu mağduriyetleri tazmin edeceğini ilan ediyor. Nasıl tazmin ediyor? O konuda resmi açıklama yapan yok. Bir şekilde oluyordur işte diyip geçiyoruz!..

Geçtiğimiz Nisan ayında da roket mağduru güzel Kilis'imizi dolu ve sel vurmuştu. Çok sayıda vatandaşımızın ekili arazileri harap olmuş iktidarda doğal afet nedeniyle zararların karşılanacağını ilan etmişti. Kilis'ten gelen bilgi ve belgelere göre, AKP iktidara mağduriyetleri tazmin etmek için şahane(!) bir çözüm üretmiş. Sel ve doludan zarar gören ailelere denmiş ki; "İŞKUR'a başvurun. Her bir aileden 1 kişiyi İŞKUR'dan istihdam edelim. İşe gidip gelmenize de gerek yok. Her ay maaşınızı alın. Böylece mağduriyetlerinizi giderelim."

Sonra?..

Bunun üzerine her aileden 1 kişi İŞKUR'a yazılmış. Başvurular neticesinde 370 kişilik bir liste hazırlanmış. Ee, ne var bunda!.. Şimdi aşağıda İŞKUR'un hazırladığı listeyi dikkatlice inceleyin...

belge-011.jpg

256'ncı sırada Raziye Kara hanımefendi var. Raziye Kara, 72 yaşında Kilis'in Yavuzlu köyünde ikamet ettiği gözüküyor. Raziye Hanım, iki dönem de AKP'den mebusluk yapmış şimdiki Belediye Başkanı AKP'li Hasan Kara'nın annesi. Listedeki diğer isimler gibi, asgari ücretten maaşa bağlanacak!..

İşin diğer bir garip tarafı da mağduriyetlerin neden Tarım Bakanlığı üzerinden çözülmeyip İŞKUR'a havale edildiği... Bu yöntemle roket mağduru kahraman Kilislilerin bir daha sel mağduru olup olmadığını da artık Kilislilere havale ediyorum!..

***

Gelelim şu Menbiç mutabakatı tiyatrosuna...

Türkiye diyor ki; SDF (Suriye Demokratik Güçleri) eşittir PKK/YPG... ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Mevlüt Çavuşoğlu ile Menbiç'ten YPG'nin çıkarılması mutabakatına varıldığının açıklanmasından hemen sonra attığı twitte bakın ne diyor;

"We welcome the launch of operations by the Syrian Democratic Forces against #ISIS in Dashisha, #Syria. We have full confidence in our partners and are proud to work with them to rid Syria from the scourge of ISIS and build a better future for all Syrians."

Kısacık tercüme edivereyim;

"SDF'ye güveniyoruz ve gurur duyuyoruz."

ABD Dışişleri sözcüsü Nauert'in yaptığı açıklamanın orijinal İngilizce metnine de baktık. O da şöyle diyor;

"ABD ile Türk hükümeti Menbiç bölgesine istikrar ve öz yönetim getirecek bir anlaşmaya vardı. Biz bunun Menbiç halkı dahil tüm tarafların kabul edebileceği bir çerçeve olduğuna inanıyoruz."

Öz yönetim ha!.. Bunun ne anlama geldiğini benim gibi saflar da anlar da... Yine de bir uzman görüşe başvurdum. Stratejist Cahit Armağan Dilek, şöyle izah etti;

"Hem Suriye bölünmesin diyeceksiniz hem de bölünmenin önünü açacak, kendi ülkemizde olmasına karşı çıktığımız bir şeyi Suriye'de uygulansın diyeceğiz. Yarın Türkiye'de de benzer sorunlar yaşanıp benzer talepler gelirse ne diyeceğiz? Rakka'yı Rakkalılara, Afrin'i Afrinlilere, Menbiç'i Menbiçlilere vereceğiz nüfus yapısına göre yönetim oluşacak demek nasıl öngörüsüz bir politikadır? Yarın, Diyarbakır Diyarbakırlıların, Hakkari Hakkarililerin, Hatay Hataylıların dediklerinde ne diyeceğiz? Fırat Kalkanı bölgesini Afrin'i Şam yönetimine devretmeme inadının arkasında ne var? Bunun bumerang gibi gelip bize vuracağını görmüyorlar mı yoksa zımni bir kandırılma mı var?"

Bebek katili Öcalan, İmralı'da yürüyen yeni pazarlıklarda ne diyordu;

"Daha gelişmiş bir çözüm süreci..."

Akiller, İŞKUR'a müracaatlarınızı yapmaya başlayın... Bu sefer paraya para demezsiniz!..

Yazarın Diğer Yazıları