AKP'lileri Bozkurtla Uğurlayıp, Cumhuriyeti Yıkmak!
Konya'dan gelen fotoğraf kareleri hayret vericiydi…
MHP Beyşehir İlçe teşkilatını ziyarete gelen AKP Belediye Başkanı ve AKP milletvekili ocaklı gençlerin bozkurt işaretleriyle uğurlanıyor.
Bu rezaleti, "Ne güzel işte Bozkurt altında uğurlanmış, bak AKP'liler de milli oldu" şeklinde savunmak isteyenler çıkacaktır. Eğer çevrenizde böyle birileri varsa Ocak kültürünü, Ülkücülüğü bilmiyordur…
Bozkurt işareti yaparak uğurlama ya da karşılama şekli; Ülkücülüğünden emin olunan misafirleri ve teşkilat başkanlarını şereflendirmek için yapılır. AKP'lilere yapılması ise MHP tarihinde ilk kez olmuştur.
Devlet kurumlarında işe girecek kişilerin "Bu ülkücü olabilir, eleyin. Sosyal medya profilinde bozkurt yapmış, eleyin. Türkeş'i çok seviyor, eleyin." diyerek yaftalayıp, işe almayanları şereflendirmek ancak böylesi bir yönetimle olabilirdi.
Devletin birçok kurumuna sadece "ülkücü" oldukları için alınmayanlar (polis ve askerlik hariç), bu komediyi gayet iyi görüyorlar. Devlet Bahçeli bu uygulamalarıyla "hayır" cephesini büyütmeye devam ediyor.
***
Sivas MHP'nin son seçilmiş İl Başkanı Ragıp Özkan, Malatya MHP il yönetiminin görevden alınması sonrası önemli bir mesaj paylaştı: "Kongre ile göreve gelmiş 81 il Teşkilatından sadece 21 tanesinin kaldığını biliyor muydunuz?"
Evet, yanlış okumadınız. MHP'nin seçimle gelen il yönetimlerinden sadece 21'i görevinin başında!
***
Demokrasinin son örneklerinin sergilendiği böylesi bir ortamda "evet"i açıklamaya çalışan MHP'nin genel merkez sözcüleri "Türklük için, devletimizin devamı" için böyle bir karar aldık, herkes buna uymalı çağrıları yapıyorlar.
Başkanlık desteği sonrasında sütunlarından inmedikleri AKP medyasından en önemli iki gazetenin dünkü nüshalarını açsınlar okusunlar. Bir tanesinin "Engin" görüşlü yazarı Kurtuluş Savaşımız için bakın neler söylüyor:
"Antalya'nın Kemer ilçesinden kalkan bir grup CHP'li kadın da gitmiş Anıtkabir'i ziyaret etmiş. "Hayır" diyecek seçmenlere İzmir dağlarında çiçekler de açtırmışlar mı, öğrenemedik. Atatürk'ün Türk kadınına kazandırdığı "seçme ve seçilme hakkını" kutlamak için değil. (Her ne hikmetse o hak şeriatçı İran'da da var.) "Türk kadınının kurtuluş savaşında vermiş olduğu mücadeleden" örnekler vermişler... Türk kadını kağnısıyla cepheye top mermisi taşımıştır.
Toplar ve mermileri Sovyet parasıyla Fransa'dan alınmıştır ama zarar yok.
Bu sahne çoğu zaman da mermiyi "sırtında taşırken" resmedilir.
Lakin o bacı o mermiyi kanun emriyle taşımıştır.
Tekalif-i Milliye Kanunu'na göre her hane bilmem kaç kat iç çamaşırı, çorap ve hatta çarık vermek, malzemeyi ve cephaneyi yüz kilometre de taşımak zorundaydı, umursamayanın cezası da idamdı.
Bu da bir tek Sakarya Muharebesi öncesinde uygulanmıştır, Büyük Taarruz'da hiç duymadık.
Kurtuluş savaşımız bir "halk savaşı" değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin askere aldığı erkeklerle verilmiş bir "düzenli ordu" savaşıdır."
***
Başkanlık sisteminin savunucusu bir başka gazetenin "Akif" yazarı ise, dünkü yazısında şunları ifade ediyor:
"Bizde tarih resmi ideolojinin tahkim edilmesi için kullanılan bir malzemeler yığınıdır. Osmanlı'nın son döneminde yaşanan hesaplaşmalarda taraf olan batıcı aydınların Cumhuriyet ideolojisini, tek parti uygulamalarını toplumsallaştırmak için yakın tarihi yeniden kurguladıkları malum. Tarihi sadece kurgulamakla kalmadılar, belli bir tarih yorumunun aksini savunmak cesaret isteyen bir suçtu."
***
Başkanlık savunucularının yayın organlarını; gazetelerini, televizyonlarını açın bakın, Cumhuriyet, Türklük ile ilgili neler söyleniyor!
Mesele açık ve nettir… Kurtuluş Savaşı'nda denize dökülen fikirler, kişiler, Türk'ün son devletini yıkma çabasındalar.
16 Nisan'da Cumhuriyet rejimi ve Türklük oylanacaktır. Bozkurtlu uğurlamalarla, "devletin sigortasıyız" laflarıyla kimseyi kandırmayın!