AKP'liler neden 'hayır' diyor?
16 Nisan referandumu hem propaganda süreci hem de sonuçları itibariyle hiçbir seçime benzemiyor. Parti genel merkezlerinin kararları parti tabanlarıyla büyük çelişkiler barındırıyor.
MHP'deki durum ortada... Milliyetçilerin yüzde 90'lık bir kesiminin "hayır" diyeceği anket sonuçlarına bile yansıyor. Tabanda millî devlet yapısının, Türk kimliğinin tehlikede olduğu görüşü hakim.
MHP'deki durumun bir benzeri BBP'de yaşanıyor. Genel Merkez "evet" derken taban "hayır"da ısrarcı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun "BOP eş başkanın başkanlığına elbette karşıyız" sözlerinin yer aldığı konuşmasının, sosyal medyada en çok paylaşılanlar arasında olması, BBP seçmenin "hayır" kararlılığı hakkında ipuçları veriyor.
HDP seçmeninde ise kafalar karışık. Bir kısmı, rejim değiştirme ve federasyon ümidiyle "evet" derken diğer bir kısmı ise "tutuklu HDP'lileri" işaret ederek "hayır" diyeceğini söylüyor. Ahmet Türk'ün dün yaptığı açıklamada "Referandum sürecinde pasif kaldık, parti tabanımıza görüşlerimizi anlatamadık, sahaya inemedik, özür diliyorum" demesi dikkat çekici.
Saadet Partisi ve CHP ise merkez-taban konusunda en uyumlu iki parti olarak öne çıkıyor. Genel Merkez yönetimlerinin vermiş olduğu "hayır" kararı taban tarafından da kabul görüyor. Dolayısıyla bu iki partide fire beklenmiyor.
Seçim sonuçlarını belirleyecek en önemli parti olan AKP'de ise seçmen ciddi anlamda kararsız. Referandum başlamadan önce alınan "evet" kararı tabanda karşılık bulmuştu. Özellikle darbe sürecinin getirdiği birleştirici ruh, AKP'nin iktidar yorgunluğunu da bir kenara itmişti.
Ancak referandum kampanyalarının başlamasıyla birlikte (hiç beklenmeyecek bir şekilde) en büyük çözülme AKP'de yaşandı. Kampanyada belirlenen sloganların yanlışlığı, kutuplaştırıcı söylemler, ekonomideki karamsar tablo işleri tepe taklak hale getirdi.
Seçmenin aklıyla alay edercesine, "Köprü yaptık, yollar jilet gibi" söylemleri üzerinden "evet" istenmesi, en başta AKP'lilerin tepkisini çekiyor.
Geçtiğimiz günlerde yerel bir kanala çıkan ve 15 yıldır AKP'ye oy verdiğini belirten vatandaş şu çarpıcı yorumu yaptı: "Araba alacak paramız yok, arabası olanların mazot alacak parası yok ne köprüsü ne yolu! Sonuna kadar 'hayır' diyeceğim."
Erdoğan'ın "Ne kandırdım ne kandırıldım" sözleri de epey yankı bulmuş durumda. Birçok vatandaş "Milletim de Rabbim de beni affetsin" sözlerini hatırlatarak "Oy isteyin ama bizi aptal yerine koymayın" diyerek tepkisini dile getiriyor.
AKP'ye oy veren seçmen kitlesinin büyük çoğunluğu ve gücü kırsal kesimden geliyor. Ancak orada da işler yolunda değil. AKP'nin "ikna edilmesine gerek yok" düşüncesinden ötürü, kampanyasına dahil etmediği kırsal kesimdeki vatandaşların bir bölümü "neye 'evet' diyeceğim, bilmiyorum" görüşünde.
AKP'li vatandaşlar "Bu değişikliklerde bizimle ilgili hiçbir şey yok, ekonomi düzelecek mi, enflasyon inecek mi, işsizlik son bulacak mı" diye soruyor. Birkaç gün önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun konuşması sırasında ayağa kalkan gencin "Sayın Bakanım iyi güzel konuşuyorsunuz da 'işsizlik' ne olacak" sözleri durumu özetliyor.
Bu gibi protestoların ve diyalogların önüne geçebilmek için AKP'li bakanların programlarına Anadolu Ajansı'ndan başka basın kuruluşunun girmesine müsaade edilmemeye başlandı. Bu durum bile AKP tabanındaki tepki hakkında önemli ipuçları veriyor.