AKP'de "paşalar", "astsubaylar" savaşı!..
Artık her yerde ülkenin frekans ayarları ile pervasızca oynayan saray patronu var!..
AKP teşkilatları, Ak polisler, Ak troller, Ak siviller, Ak STK'lar, Ak istihbarat elemanları kesmiyor... Ülkeyi bir de müftüler ve muhtarlar üzerinden idare etmeye başladı. Bırakın her hangi bir ilçeyi, bir mahallede-semtte-sitede AKP/Saray aleyhine bir durum gelişse artık onca kez yedirip içirdiği Ak Muhtarlardan soracak. Ülkenin hassasiyeti AKP aleyhine taştığında ise Ak Müftüleri devreye sokacak. Ayetli-hadisli ikna seansları maalesef bu Emevi Müftüleri aracılığıyla gerçekleşecek. Şehit cenazelerinde tepkiler bu müftüler eliyle bastırılacak.
Saray'ın iktidarı devam ettirme planları elbette ki sadece bunlarla sınırlı değil. 7 Haziran seçimlerinde, Cumhurbaşkanlığı yeminini hiçe sayıp meydan meydan gezen R. Erdoğan, yine liste çalışması yapıyor. 7 Haziran öncesi AKP'nin vekil listelerinin nerelerde hazırlandığını yazmıştım; Davutoğlu'nun yönettiği ekibinin Gaziosmanpaşa'da, R. Erdoğan'a bağlı ekibinin ise İncek'te... Sonuçta, Nisan'da YSK'ya teslim edilen listede her iki çalışmanın izleri vardı. Bu kez de benzer bir durum söz konusu.
İki ekip, AKP kongre, seçim hükümeti, 1 Kasım vekil listesi gibi konular için Ankara'nın Kazan ilçesindeki yazlık villaları mesken tutmuş durumda. Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın başını çektiği tevilsiz Saray'a bağlı ekip Ankara'nın Kazan ilçesine bağlı bir köyde özel villada çalışıyor. Bu ekibin fikir kulübü SETA... İkinci ekip ise Beşir Atalay'ın güdümünde hareket eden SDE'ci ekip. Haa, kafalar karışabilir bunların da içinde SETA'cı kökenli isimler de mevcut. Onlar da Kazan'ın diğer bir köyünde Hakan Fidan'ın özel villasını mesken tutmuş durumdalar. Siyasetçi/Akademisyen/İş adamı/İstihbarat elemanı/İhaleci/Gazeteci/Anketçi/Bürokrat isimlerden oluşan ekipler, mangal partileri eşliğinde listelere son rötuşları veriyor. Yalnız burada garip bir durum var; ekipler "AKP'yi 2017'ye kadar götürecek yol haritasına" son şekli veriyorlar. (Seçim olsa bile en fazla hükümetin 2017'ye kadar süreceğine inanıyorlar, raporları o şekilde-aht-)
Binali Yıldırım ve Hakan Fidan'ın villalarının bulunduğu köyler birbirinden uzak. Biri Kazan'ın bir ucunda diğeri başka bir ucunda. Ancak bunların ortak bir tarafı var. Kendilerini kepçe, milleti de kazan olarak gören bu villacılar habire kazanı karıştırıp duruyorlar ki millet anlamasın, at izi it izine karışsın, kaos siyaseti işlemeye devam etsin, millet AKP'ye Erdoğan'a mecbur kalsın...
İki villada da AKP'nin 12 Eylül'de gerçekleştireceği kongre için de çalışılıyor. MYK ve MKYK listelerini oluşturuyorlar. Bir de 'seçim hükümeti'ne kimlerin bakan olacağı... CHP, MHP ve HDP ile dışarıdan alınacak isimler bir bir tartışılıyor öğrendiğim kadarıyla. Tabii, AKP kongresini ve 'seçim hükümeti'ni tamamlayacak bu ekipler, 1 Kasım seçimleri için vekil listesine de kafa yoruyorlar. Her iki ekip de AKP, Parti yönetimi, bakanlar ve vekillerin isimlerini A4 kağıdına yazarken tek bir ölçü kullanıyorlar; "Saray'ın onayını alacak isim"... Bu ekibin tek ortak ismi ise Efkan Ala... Çeşitli zamanlarda buluşulan villalarda, çevre köylerden düğün/dernekte çalınan davullar ve atılan silahlar nedeniyle fazla gürültü olunduğunda hemen Ala aranıp "sustur şunları" deniyor. Jandarmayı kendine bağlayan ve gölge İçişleri Bakanı olarak faaliyetini sürdüren Efkan Ala da jandarmayı arayarak köylülerin davullarını susturuyor. Silah atmalarını engelliyor. Bunu yapan villacılar ne "şehit cenazeleri geldi davul çalınmaz" diye ne de "kör kurşun bir çocuğa isabet eder düğünde silah atılmaz" diye engelliyor. Tam aksine kendi keyifleri için bunu yapıyorlar.
Tabii, Saray, rekabeti de seviyor... Hem Yıldırım'ın hem de Fidan'ın villasından gelecek çalışmayı birleştirip kendine göre bir sentez üretiyor ama yetmiyor. Kendisi de çalışma yaptırıyor Saray'ın çok sayıdaki odasında... Bugünlerde en çok kafa yorduğu; AKP başkanlığındaki 1 Kasım seçim hükümetine girecek bakanlar... Öyle bir denklem çalışması yürütülüyor ki (!) kurulacak hükümette, yan yana gelebilecek isimlerden arıza çıkarmayacak, karşıdan bakıldığında "AKP, PKK'ya destek verdi" denilmeyecek, CHP ve MHP'nin koalisyona destek vermediği izlenimini verecek, kısaca Saray'ı her şeyiyle kutsayacak isimler üzerinde tek tek çalışılıyor... Üç Çelik bu konuda sahada ince işçilik üretiyor; Faruk Çelik-Ömer Çelik-Hüseyin Çelik... Bunlar partilerden alınabilecek bakanları belirliyor, alternatifler çıkartıyor, görüşmeler yapıp raporlarını Saray'a sunuyor. Faruk Çelik; daha çok MHP ve Meclis dışındaki MHP'lilerle, Ömer Çelik; CHP ve dışarıdaki CHP'lilerle, Hüseyin Çelik ise nokta atışı R. Erdoğan'ın "doğrudan görüş" dediği isimler üzerinde cerrahi operasyonlar yapıyor. Dediklerine göre; Saray/AKP'den teklif alanlar "deniz altında vurgun yemişe dönüşüyor"... "Adamın yürüyüşü değişiyor"... Artık neler teklif ediliyorsa, gerisini siz bir düşünün!..
AKP'de bir de derinden giden "astsubaylar-generaller" kavgası başladı. Sormayın gitsin!.. 12 Eylül'de gerçekleşecek olağan kongre, AKP'nin Yüksek Askeri Şurası kıvamında olacak. İhraç dosyaları hazır... Bakalım AKP'nin "paşaları" 7 Haziran'ın faturasını kestikleri "astsubayları" yiyebilecek mi?..