AKP'de "Hayır" endişesi büyürken, Bahçeli'den ümit kesildi!
Referanduma sayılı günler kaldı... AKP'nin referandum kampanyası yalpalayarak yola devam ediyor. Belirli bir slogan, propaganda metni, kampanya teması hâlâ bulunamadı. Bu saatten sonra bulunması da mümkün gözükmüyor.
Yola, Devlet Bahçeli ile çıkılmanın etkisiyle milliyetçi çizgide tasarlanan söylemler de aniden terk edilmiş durumda.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun "Bahçeli'ye kızıp 'hayır' demeyin Ülkücü kardeşlerim" söylemi AKP'deki endişenin geldiği durumu gözler önüne seriyor. "Evet"e katkı noktasında Bahçeli'den ümitler tamamen kesildi.
3 hafta öncesine kadar her mitingde, toplantıda, etkinlikte "Sayın Bahçeli'ye devlet adamlığından, desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz" diyen Erdoğan ve AKP kurmayları artık Bahçeli'yi söylemlerinin arasına bile dahil etmiyor.
Yandaş medya ise Bahçeli övgüsünü bir kenara bırakmış durumda.
Özellikle MHP'nin miting meydanlarındaki başarısızlığı AKP'yi bir hayli endişelendirdi. Birçok ilde AKP teşkilatları MHP'nin 'evet' mitingleri için otobüsler kaldırırken, MHP teşkilatlarında hâlâ görevli bulunan bir arkadaşımızın aktardıkları tabloyu özetliyor;
"Biz, AKP'nin söylemlerinde bu noktaya geleceğini tahmin edemiyorduk. Genel başkanımızın 'evet' kararının ardından kısmen kontrol ettiğimiz taban tamamen elimizden kaymış durumda. Özellikle AKP'nin Doğu ve Güneydoğu illerimizde yaptığı açıklamalar ve Barzani ile ittifakını kendi yönetimimizdeki arkadaşlarımıza bile anlatamıyoruz."
Bu kaçıncı açılım!
"Evet" kampanyasında işler öyle sarpa sardı ki "Türk milleti" kavramı bile terk edildi.
1930'lu yıllardaki Kürt isyanlarında kullanılan, İngiliz tasarımlı ihanet paçavrasının havalimanlarında göndere çekilmesiyle başlayan '2. Çözüm Süreci' artık resmi AKP söylemi haline geldi.
Başbakan Binali Yıldırım'ın Doğu ve Güneydoğu mitinglerinden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan da Diyarbakır'da 'açılım' söylemlerini sürdürdü.
"Türk, Kürt, Laz, Çerkez milleti demiyoruz, bunun yerine 'tek millet' diyoruz" açıklaması yapan Erdoğan, Rabia işaretindeki "tek millet"in "Türk milleti" anlamına gelmediğini vurguladı. Dahası, "PKK silah bırakırsa görüşebiliriz" mesajı verdi.
Aynı gün Başbakan Yıldırım'ın "Biz Şivan Perver'iz, Ahmet Kaya'yız..." açıklamasıyla Türk milliyetçilerine adeta hakaret edildi. HDP oyları için açıkça "PKK'nın şarkıcılarını size tercih ediyoruz" denildi.
Tablo artık çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Hiçbir milliyetçi;
PKK terör örgütüne açıktan destek veren, örgüt konserlerinde "Vallahi Apo'yu özledim" diyenlerle aynı tarafta olmaz,
"Türk milleti" tanımını terk edemez,
Cumhuriyet'i kuran iradeyi hedef alanlarla yol yürümez,
"Eyalet yapılanmaları çok güçlü bir şekilde kalkınmayı, demokrasilerde rekabeti getirir. Osmanlı'ya baktığımız zaman Laziztan, Kürdistan eyaletleri var" diyenlerle ortaklaşa rejim değiştirmez,
Yüce dinimizi sömürüp, insanların üzerine tahakküm kurarak, dinimizin emrettiği tüm yasakları çiğneyenlere, camilere bile siyaset sokanlara kanmaz,
"Ülkücü kardeşlerim" diye söze başlayıp, "Biz Ahmet Kaya'yız" diyenlere tamah etmez.
Tüm bunlara rağmen hala "evet" diyen bir kişi Türk milliyetçisi değildir.
Türk milliyetçiliğini okumamıştır, tarihini bilmemektedir; hasbelkader bu ortamın içine girerek, kendisini bir şekilde kabul ettirmiş ve orada kalmıştır. Dolayısıyla "evet" diyenlerin "Türk milliyetçiliği" ile herhangi bir alakalarının olmadığının altını ısrarla çizmek gerekiyor.
İşte bu farkındalık AKP'nin yaptırdığı anketlerin bir türlü kamuoyuna açıklanamamasına neden oluyor.
Tüm bu söylem karmaşası ve belirsiz mesajlar gösteriyor ki "evet" cephesinde durumlar hiç iyi gitmiyor.
Not: MHP'nin Kurucu Lideri, Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'i vefatının 20. yılında saygı ve rahmetle anıyoruz...