AKP ve MHP neden suskun?

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olan CHP Antalya Milletvekili Av. Cavit Arı, Antalya Akdeniz Üniversitesi Kampüsü içerisinde yer alan Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Genel Müdürlüğü''ne bağlı iki erkek öğrenci yurdunda yaşanan intihar vakalarını gündeme şöyle getirdi:

- "Akdeniz Üniversitesi kampüsündeki Bezm-i Alem Valide Sultan Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) Yurdu''nda kalan Halil Gülçan''ın 11 Mayıs''ta,

- Aynı kampüs içindeki Elmalılı Hamdi Yazır Öğrenci Yurdu''nda kalan Muhammet Emre Kandemir''in 23 Mayıs''ta,

- Turizm Rehberliği ikinci sınıf öğrencisi Muhammed Kaya''nın 10 Haziran''da intihar haberi gelmiştir.

- Kamuoyundan saklanan dördüncü bir intihar vakasının da olduğu söylenmektedir.

- Aynı yurtlarda yine kamuoyundan saklanan ve resmî verilere geçmemiş on intihar vakasının daha yaşandığı iddia edilmektedir.

- Öğrenci ve velilerin haklı endişe ve korkularının giderilmesine yönelik resmî makamlar tarafından kamuoyuna acilen detaylı bir açıklama yapılması gerekmektedir…"

O güne kadar ne İçişleri Bakanlığı ne Antalya Valiliği ne Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü ne de Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğünden bir açıklama vardı.

Arı''nın konuyu ortaya çıkarması üzerine Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:

- "Öğrenci yurtlarında son dönemde yaşanan intihar olayları toplumun tüm kesimlerinde olduğu gibi bizlerde de büyük üzüntüye neden olmuştur. Yaşanan acı kayıplar için kıymetli öğrencilerimizin ailelerine, arkadaşlarına ve tüm üniversite camiamıza başsağlığı diliyoruz.

- Hepimizi derinden sarsan bu olaylarla ilgili gerekli inceleme yapılması için geçtiğimiz hafta içerisinde bir komisyon kurulmuştur.

- Komisyonumuz sorumluluk ve yetki alanımızda olmamasına rağmen vakaların gerçekleştiği yurtlardaki incelemelerin yapılabilmesi için olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılabilmesi ve de önleyici tedbirlerin alınabilmesi amacıyla çalışmalarını devam ettirecektir."

Rektörlüğün, "sorumluluk ve yetki alanımızda olmamasına rağmen" diye açıklama yapması büyük sorumsuzluktur.

Bu komisyonun hazırlayacağı raporun açıklanmasını bekliyorum.

Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü de yurtlardaki öğrenci intiharlarıyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

- "Antalya ilinde Genel Müdürlüğü''müze bağlı yurtlarda 2021-2022 eğitim-öğretim yılı içerisinde gerçekleşen 3 ölümlü intihar vakası ile ilgili sosyal medyada gündem olan ve olayların saklandığı yönündeki iddialar gerçekleri yansıtmamaktadır.

- Her 3 olay emniyet tarafından soruşturulmuş, olay yeri incelemeleri yapılmış, gerekli ifadeler alınmış ve dosyalar savcılığa intikal etmiştir.

- Olayların meydana geldiği yurtlarımızda güvenlik kameraları 24 saat aktiftir, görüntüler incelenmek üzere ivedilikle ilgili makamlara teslim edilmiştir."

Tüm sorumlulara soruyorum;

- CHP Milletvekilinin açıklamasından önce bu intiharları kamuoyuna neden duyurmadınız? Neden gizlediniz?

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ dedi ki;

- "Tarikat baskısı".

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce dedi ki;

- "Bu intiharları araştırın ve öğrenci yurtlarında manevi rehberlerinizden, tarikat ve cemaat kadrolaşmasından vazgeçin…"

Gelelim MHP, Vatan Partisi, BBP ve AKP iktidarına.

- Neden suskunlar?

Hangi yurtta hangi tarikat, hangi cemaat geleceğimizin teminatı bu gençlerimizi zehirliyor?

- İntiharlarına sebep olacak hangi baskıyı oluşturuyor?

Değerli okurlarım,

Öğrenci evleri de yurtları da anlaşılan o ki tarikat ve cemaat tarafından ele geçirilmiş ve öğrenciler baskı altına alınmışlar.

Recep Tayyip Erdoğan''ın, "Kindar ve dindar nesil" yetiştireceğiz politikasının sonucu işte budur.

Bu nedenle mi intihar olayları gizlenmektedir?

//////////////////////////////

AHLÂK ÇÖKÜNTÜSÜNDE SKANDAL

Eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk bir babanın öz kızına tecavüz etmesi ve bir çocuğun doğması konusundaki Yargıtay kararını ağır şekilde şöyle eleştirdi.

- "Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi''nce verilen hapis cezası ile onaylayan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi''nce verilen kararlar doğrudur.

- Yargıtay 9. Ceza Dairesi''nin ceza süresi yönünden değil, esastan verdiği bozma kararı ise, yanlış ve en düşük düzeydeki ahlâksızlığın ödüllendirilmesi niteliğindedir."

Prof. Dr. Türk siyasi rezaleti ise şöyle vurguladı:

- "Temyiz başvurusunda bulunan sanık avukatları yanında Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı''nın istinaf mahkemesi kararının bozulması için katılan sıfatıyla temyiz isteminde bulunması, göreviyle çelişen şaşırtıcı bir durumdur."

Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı hukukçu Derya Yanık bu skandal konusundan acaba haberdar mı?

Bu ahlak çöküntüsüne karşın;

- Cümbür Cemaat İttifakı neden suskun?

Yazarın Diğer Yazıları