AKP oyun, CHP ise Oy'un peşinde…
İtiraz üstüne itiraz, halkın iradesi ile alay etmektir, hakimlere baskı seçim sonuçlarına gölge düşürmektir, seçim yenilgisini unutturmaya çalışmaktır, kazananların coşkusunu törpülemek demektir.
Bu tavırları ile AKP bilsin ki, 31 Mart yerel seçimini Türkiye genelinde tekrar yaptırabilse bu kez oyları en az yüzde 10 daha düşer.
AKP oyun peşinde CHP ise Oy'un peşinde…
Demokrasiye gölge düşüyor, Türkiye itibar kaybediyor.
Cumhur ittifakı kazandı, AKP kazandı diyen Recep Tayyip Erdoğan balkon konuşmasından sonra hala konuşamıyor…
E kolay değil tabi yerel yönetimlerin iktidarını Millet İttifakı'na teslim etmek.
E kolay değil tabi AKP adaylarını arka plana atıp sanki kendisi seçilecekmiş gibi kentleri adım başı afişleri ile donattıktan sonra kaybetmek.
E kolay değil tabi metal yorgunu olarak görevden aldığı belediye başkanlarının, il ve ilçe başkanlarının ahlarını alarak seçimi kaybetmek.
E kolay değil tabi halkın istediği adaylarla değil emir vererek aday yaptığı metal yorgunu adaylarla yarışa girmek.
E kolay değil tabi AKP'nin 2 numaralı isminin, adı, sanı bilinmeyen Ekrem İmamoğlu'na karşı kaybetmek.
E kolay değil tabi iftiralarla, tehditlerle, suçlamalarla engellemeye çalıştığı Mansur Yavaş'ın farklı kazanmasına tahammül edebilmek.
BİNALİ YILDIRIM VE MAL VARLIĞI
Değerli okurlarım,
Ulaştırma eski bakanı, eski başbakan, Türkiye Büyük Millet Meclisi eski Başkanı,
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlık yarışını 2014'de kaybeden,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık yarışını 2019'da kaybeden
Binali Yıldırım'ın durumu gerçekten üzücü.
Neden Meclis Başkanlığından ısrarla istifa etmek istememesini, Erdoğan'ın neden istifa etmesine gerek olmadığını açıkladığını şimdi anladınız değil mi?
Kaybedeceklerini onlar da biliyorlardı.
Değerli okurlarım,
22 Mart 2019 tarihli ve "Yıldırım mal varlığı iddialarına açıklık getirmeli" başlıklı yazımda sosyal medyada Binali Yıldırım hakkında ileri sürülen iddialara yer verip, mal varlığını açıklaması çağrısı yaptım.
Açıklamadı ama ne yaptı biliyor musunuz?
Avukatı Muhammed Gök ile seçimden 2 gün sonra 2 Nisan 2019 tarihinde İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğine Yeniçağ Gazetesindeki yazım için, "Erişimin Engellenmesi Talebi" ile başvurdu.
Hakim: İsmail AKDAŞ (211071) ayni gün şu kararı verdi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dilekçe ve ekleri ile talebe konu yayınlar incelendiğinde; Twitter kullanıcısının talepte bulunan hakkında çoğunlukla galiz küfür ve hakaretlerden oluşan düşünce ve eleştiri hürriyeti ile telifi kabil olmayan paylaşımları yayınladıkları, bu şekilde talepte bulunanın kişilik haklarının ihlal edildiği nedenle talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
1-Talebin KABULÜNE
2-5651 sayılı yasanın 9/3 maddesi gereği talepte belirtilen;
Adresindeki yayınlara ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE,
3-Kararın 5651 sayılı yasanın 9/8 maddesi gereği en geç 4 saat içinde yerine getirilmek üzere 5651 sayılı yasanın 9/5 maddesi uyarınca ERİŞİM SAĞLAYICILARI BİRLİĞİ'NE GÖNDERİLMESİNE karar verildi.
***
Değerli okurlarım, yazımda ne tek bir kelime galiz küfür, ne tek bir kelime hakaret vardı.
Mahkeme kararı tebliğ edilince gazetemiz avukatları gerekli itirazları mutlaka yapacaklardır.
Binali Bey hala mal varlığını açıklamanızı bekliyorum.
***
Değerli okurlarım, Atatürk havalimanında teçhizatları "büyük göç" ile taşıyorlar ama Recep Tayyip Erdoğan'ın kararı sonucunda büyük Türk milleti için çok önemli bir şey taşınmıyor.
O da ATATÜRK adıdır.
Yurt içi ve dışı her uçuşta zaten İstanbul adı yer alacaktı ki Erdoğan'ın gerekçesi, "İstanbul Markasını dünya tanır" şeklindeydi.
Siz Atatürk adını anlaşılan o ki hala içselleştirememişsiniz ama bilin ki dünya Atatürk adını unutmadı, unutmayacak.
Bilin ki Atatürk adını bu millete unutturamayacaksınız…