AKP gerçeği: 59. Hükümet
2001 krizinde, bankalar yeniden yapılandırıldı. Banka zararları sosyalize edildi. Maliyetini halk çekti.
Toplam talebi düşürmek için, çalışanın reel gelirini kısan, tarım desteklerini yarı yarıya düşüren ve adına yangın söndürme programı denilen bir program devreye sokuldu. Bu programda kemer sıkan halk oldu ve fakat bu program aynı zamanda da enflasyonun köpüğünü aldı.
Yine aynı IMF programı sıcak para girişini ve ithalata dayalı yapay canlanmanın da önünü açtı.
Program kısa vadeli, yapısal sorunları çözmeyen ve ulusal çıkarları kollamayan ve halkın ve reel sektörün hoşnut olmadığı bir programdı.
Yapay canlanma yaşandı
Bu program AKP’yi iktidara taşıyan bir program oldu. Halk ve reel sektör hoşnut olmadığı için, 2002 Kasım seçimlerinde AKP’ye oy verdi.
AKP bu programı değiştirmedi. Ancak getirdiği yapay canlanmadan yararlandı. Türkiye cari açık verdi. Dışarıdan borçlandı. Bunların etkisi kısa sürede anlaşılmadığı için, toplum maliyetleri göremedi... Yapay canlanmayı yaşadı.
2007 sonlarında dünya ekonomisindeki negatif enerji birikimi patladı. Türkiye de kendi gerçeğine döndü. Bu nedenle 54. Hükümet AKP’nin gerçek yüzüdür. AKP’nin ekonomik anlamda değerlendirilmesi için 54. Hükümetin ne yaptığına bakmak gerekir.
2001’in altına geriledi
59. Hükümet döneminde büyüme oranı olarak, 2001 yılının altına geriledi. Büyüme oranı 2007’de yüzde 4.5, 2008’de yüzde 0.9 ve 2009’da eksi 6 oldu. IMF raporuna göre, 2009 yılında dünya gelişmekte olan ülkeler büyüme ortalaması yüzde 1.7 olurken, Türkiye’de yüzde 6 küçülme bekleniyor.
59. Hükümetin 3 yılında, sanayi üretim endeksi sürekli düşerek sırasıyla 149.9, 148.9 ve 131.8 oldu.
2008 son çeyreği ile 2009 üç çeyreğini içeren son bir yılda üst üste eksi büyüme yaşadık. Başka bir ifade ile ekonomi resesyona girdi. Buna rağmen cari açık verdik. 2007 yılında 88.2 milyar dolar, 2008 yılında 41.9 milyar dolar ve 2009 yılında da 10 milyar dolar cari açık olmak üzere, 54. Hükümet döneminde Türkiye 90.1 milyar dolar açık verdi. Bu açığı dış borçla ve halkın malı olan altyapı yatırımlarını satarak kapadı.
Bütçe açığı kalmazdı
Türkiye cari açık vermeseydi, yabancıya satılan kamu varlıklarının geliri ve dış borçlanma ile sağlayacağı bu 90 milyar dolar ile Güneydoğu sorunu çözülürdü. Bütçe açığı kalmazdı. Türkiye’de okulsuz köy, öğretmensiz okul kalmazdı.
Bu hükümet, memura ve işçiye zammı, hep enflasyonun altında tuttu. Bir yıl sonra verdiği enflasyon farkı da bir işe yaramadı. Üstelik çalışana verimlilik artışından pay vermedi.
Örneğin 2010 yılı için memura bir yıl ortalaması olarak yüzde 3.78 zam verdi. Ancak MB 2010 enflasyon hedefini yüzde 7’ye yükseltti. İTO, önceki gün İstanbul da, Ocaktan- Ocağa son bir yıllık perakende fiyat artışlarını yüzde 11.93 olarak açıkladı.
Türkiye İstatistik Enstitüsü Kurumu 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırını 870 lira olarak ilan etti. Hükümet, eşi çalışmayan iki çocuklu bir çalışanın asgari ücretini 605 lira olarak ilan etti. Yani çalışanı yoksul bırakma kararı aldı.
59. Hükümet, sosyal dengeleri de bozdu. TEKEL işçileri en iyi örnektir.
59. Hükümet, siyasi dengeleri de bozdu. Ordu için üretilen senaryoların yolunu açması, başbakan yardımcısının suikast iddiaları, hükümetin gerçek niyetini ortaya çıkardı.