AKP, darbeciye devlet töreni yapacak!..
Bazı politikacılar, her yıl Konya’ya koşarak Mevlâna’nın Şeb-i Aruz törenine katılırlar.
Orada boyunlarını büküp, duygusal pozlar veriler ve ne kadar tevazu sahibi olduklarını göstermeye çalışırlar.
Sonra aradan birkaç gün geçince birbirlerine ya da kendilerini eleştirenlere saldırmaya başlarlar. Ellerinde güç olanlar, masum insanların bir kısmını düşman olarak göstermeye çalışır ve tepelerine binerler.
Oysa, boyun bükük pozlarda dinledikleri Mevlâna şöyle der:
“Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol.
Hataları örtmede gece gibi ol.
Tevazuda toprak gibi ol.
Öfkede ölü gibi ol.
Her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.”
***
12 Eylül’de (2010) yapılacak Anayasa referandumunda da (halk oylamasında) benzer durum söz konusu.
Burada da halkın dikkati gerçeklerden başka yöne çekilmek isteniyor.
AKP iktidarı ve Başbakan Erdoğan, birbirinden çok farklı konulardaki 29 soruyu tek bir seferde halka oylatacak.
Bu kadar madde arasında halkın destekleyeceği maddeler olduğu kadar kesinlikle karşı oldukları da var. Ama birine evet derken, istemediği 5’ine de evet demiş olacak!..
İktidar, şimdi işi getirdi 12 Eylül 1980 darbesine bağladı. Oysa, bu referandumun özü bu değil. Efendim, “Evet dersek, darbecilerden hesap soracaklarmış!”
Açıkça yalan söylüyorlar ve bu konuda halka doğruları anlatmak için muhalefetin çok çalışması gerek.
Yalan söylüyorlar, çünkü;
Kaldıracağız dedikleri, Anayasa’nın “Geçici 15. maddesi” zaten yürürlükte değil!
Şu andaki mevcut Anayasayı yine “HALK”, yüzde 92,5 oyla, darbeden 2 yıl sonra (1982’de) kabul etmişti!..
Kabul edilen ve şu anda yürürlükte olan o Geçici 15. Maddede özetle şöyle diyordu:
“Darbeyi yapanlar, emir verenler ve uygulayanlar, darbe tarihi ile ilk seçime kadar geçecek süredeki faaliyetlerinden asla yargılanamazlar!”
Yani, halkın yüzde 92,5’u (Sami Selçuk’a göre, “ayıplı çoğunluk!” ) bu maddeyi kabul ederken, 12 Eylülcülerin yargılanamayacağını kabul etmişti.
İlk seçim 6 Kasım 1983’de yapıldığına göre, darbe ve sonraki ilk 3 yıllık icraat “HALK OYUYLA” AKlanmıştı!..
Üstelik HALK bunu, darbeden sonraki iki yıl içinde (1982’de) kabul etmişti.
Yani, şu anda bu madde yürürlükte değil. O halde şimdi neyi kaldırıyorsun ve kimden hesap soracaksın?.. Oylamanın özünde AKP’nin ele geçiremediği yüksek yargıyı ele geçirme, bu üst yargı yönetimlerine kendi adamlarını getirme maddeleri var.
Görüldüğü gibi, Mevlâna’nın yine kemiklerini sızlatıp, gözyaşlarıyla halka yalan söylüyorlar.
***
Öte yandan, Haziran 2009’da canlı olarak yayınlanan ve 7 saat süren Ceviz Kabuğu programındaki oylamada halk “Hayır, 12 Eylül yargılanmasın” demişti.
Birçok izleyici ise, programa telefonla bağlanarak, “12 Eylül yapıldığı zaman neredeyse zil takıp oynayacaktık. O kadar mutlu olmuştuk” dedi.
Ayrıca, Ceviz Kabuğu’nda son yıllarda sürekli olarak Anayasa değişikliği denemeleri ele alındı, halk aydınlatıldı. Hatta AKP, bir aralar Richmond Anayasası diye bir kavramı bile ortaya atıp, milleti oyaladı. Tüm bunları ekranlarda milyonlarca insana anlattık. (Şimdi, bunları derli toplu okumak, elinizde belge olarak bulundurmak istiyorsanız, “Türkiye Sürgünleri” adlı son kitabımı mutlaka okumalısınız.)
O programlarda uzmanlar, “Meşruti Monarşi geliyor” diye ciddi uyarılar yapmışlardı.
***
Şimdi, başlıktaki cümleye gelelim.
12 Eylül’ü yapan Kenan Evren bugün 90 yaşın üzerinde. Yarın vefat ettiği zaman, eski Genelkurmay Başkanı, eski Devlet Başkanı ve eski Cumhurbaşkanı sıfatlarını taşıdığı için kendisine, birçok yerde ve TBMM önünde “devlet töreni” yapılacak.
Darbeci Evren’i Çankaya Köşkünde ağırlayan Cumhurbaşkanı Gül, Manisa’da birlikte okul törenlerine katılan Başbakan Yardımcısı Arınç ve “12 Eylül’den hesap sorun” diyen Başbakan Erdoğan, “Biz darbeciye devlet töreni yapmayacağız” diyebiliyorlar mı acaba?
Biliyoruz ki, hep birlikte “darbeci Evren’e saygı duruşunda” bulunacak.
***
Eğer gerçekleri görmemekte, duymamakta diretenler varsa, yine Mevlâna ile yanıt verelim:
“Burnuna sarımsak tıkamışsın, gül kokusu arıyorsun.”
İyi pazarlar.