AKP alternatifsizliği
Düşünebiliyor musunuz; şöyle gönlünüzü, fikrinizi, aklınızı hoş edecek bir siyaset ya da alternatif var mı?
Tam anlamıyla AKP işte buradan besleniyor! Vatandaşa böyle düşünüyor diye kızamayız zira MHP Genel Başkanı’nın bile Başbakan hastalandığında yaptığı açıklamadan Recep Tayyip’e bir şey olursa ülkenin kaosa sürükleneceğini öğrenmiştik!
O gün eyvah! demiştim, MHP ve siyaset ne hale düştü? demiştim.
Hepiniz bayramda ya da başka vesilelerle Anadolu’ya gezmeye gidiyorsunuz, Anadolu’da hayat ucuzdur, az benzin yakarsınız, sosyal hayat gideriniz yok gibidir. Çocuklarınız için okul yakındır, hastane yakındır, AVM’ler ve markalar henüz oraları abluka altına almamıştır.
Akşam altıda hayat biter herkes evine çekilir, bütün bunlara rağmen yine de Anadolu insanı mutsuzdur, gelecek kaygıları artmaktadır.
Yirmi senedir suyunuzu biz getirdik, çöpünüzü biz topladık algısı bizi AKP halüsinasyonuna mahkum etti. Yıllardır duble yollarla kafamızı şişirdiler Allah aşkına bu yolların tamiri hiç bitmez mi? Yol demeye bin şahit isteyen buralara trilyonlar harcanmaya devam edilmektedir. Bakın yabancı bir yazar hepimizi uyandıracak, bizim nasıl aldatıldığımızı kitabında nasıl özetlemiş?
Türkiye ile bir alâkası olmayan John Perkins kitabında anlatıyor;
“Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi ‘ASLA’ o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır, o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur.”
Bu tespitin sahibi o küresel sermaye dünyasının çocuğudur. İnsanlığı nasıl tuzağa düşürdüklerini anlatmaktadır. İstanbul’da trilyonların döküldüğü otoban kenarlarına ultra lüks peyzaj çalışmalarının Bafralıya ne faydası var? Ömründe geçmeyecekleri tünel ve otobanlar yerine Samsun’dan kalkan hızlı trenle İstanbul’a 5 saatte gelmenin en büyük engeli tüm ülkeyi kapsamayan lüks projeler değil midir?
Dört tarafı deniz olan ülkemizde deniz yolculuğu ya hayaldir ya da çok lüks bir şey gibidir!
Bunları kim sorgulayacak?
Siyasetin işi nedir Allah aşkına?