Ak Parti eriyor İYİ Parti geliyor
15 yıldır Türkiye'yi yöneten AKP, bizzat Cumhurbaşkanı ve Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan teşhis ile gördüm ki "metal yorgunu" bile hafif kalacak şekilde çok büyük çöküntü yaşıyor.
Salı günü Meclis Grup toplantısındaki konuşmasında dinlediğim Erdoğan'ı AKP'li bakanları, bürokratları, teşkilatını ve hatta ailesini suçlarken ilk kez bu kadar sinirli, bu kadar sert gördüm.
Bakın Erdoğan'ın şu sözleri çok önemli bir itiraftır ki AKP iktidarının 15 yıllık metal yorgunluğunun da ötesinde çöküntü olarak adlandırdığım durumunun açık seçik ve net tanımıdır:
"Nerede işinin altından kalkamayan, nerede tembellik yapan biri varsa hemen şu tarz ifadelerle sıyrılmaya çalışıyor; "Beyefendi böyle istiyor, Cumhurbaşkanımız, Külliye böyle istiyor" sözü, adeta bürokratik oligarşinin yeni bir şifresi haline dönüştü.
Bakan bakanlığını tıkayacak, bürokrat bürokratlığını tıkayacak ondan sonra da suçu bize atacak. Şahsımın adı kullanılarak kurallar kaideler dışında iş yapılmasına rıza gösteremem. Ben bir bürokratımı aramıyorsam babamın oğlu olsa kapıdan geri koyun. Ne demek adımı kullanmak? Bu bizim siyaset etme anlayışımıza terstir. Bunu yapanlar hepsi sahtekardır, dolandırıcıdır. Bunlara yol vermeyin. İsmimi, unvanını kendi yanlışına alet etmeye kalkan hiç kimseyi affedemem."
Grup konuşması bitti ama biz gazetecilerin soruları bitmedi ve Meclis kulisinde Erdoğan'a bir meslektaşım, "Bugün saydınız tek tek, sözleriniz bürokratik yapıya mıydı? Benim adıma özellikle bakanlar dediniz..." diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hepsine hepsine, tepeden tırnağa, istisnası yok. Kendi ailem de dahil" diye yanıt verdi.
Yaklaşık 2 saat sonra CHP Meclis Grup toplantısında izlediğim Kemal Kılıçdaroğlu'nun açtığı kutudan Erdoğan'ın oğlu ve akrabalarının MAN Adası'ndaki şirkete gönderdiği milyonlarca doları duyunca Erdoğan'ın, "...Kendi ailem de dahil" sözünü hatırladım.
Bir zamanların ünlü spor spikeri Ümit Aktan'ın, "vay anasına sayın seyirciler" sözü aklıma geldi.
Vay, vay vay dedim...
"Size spesifik şikayetler mi geldi?" sorusuna Erdoğan şu yanıtı verdi:
"Tabii canım hepsi geliyor. Kimse de bizi affedersiniz kullanma yoluna gidemez. 'Beyefendi böyle dedi, Cumhurbaşkanı böyle dedi'. Geliyor karşıma, kardeşim kim söyledi? Filanca söyledi, ne söyledi? 'Beyefendi böyle dedi'. Ver ismini. 'Ama...' Ne aması? Ver işte. Şikayet ediyorsan ver ismini, ben de hakkından geleyim. Görevden almaksa görevden alırım. Olanları görüyorsunuz. Biz, artık bu makamı kullandırtmayacağız. Ne gerekiyorsa onu yapacağız. Çünkü bu makamlar öyle sahtekârların, dolandırıcıların kullanacağı makamlar değil."
15 yıllık AKP iktidarının geldiği metal yorgunluğunun sahtekârlar ve dolandırıcılar ile Erdoğan'ı dahi çıldırttığı, kızdırdığının fotoğrafını muhalefet değil, medya değil bizzat Erdoğan açıkladı.
Görülüyor ki vatandaş da AKP iktidarından aynı Erdoğan gibi şikayetçi.
Türkiye'nin yakın siyasi tarihinde yaşanan önemli gelişmeleri hatırlamakta yarar var. Gerek Anavatan Partisi gerek Doğru Yol Partisi bir dönemler iktidar olup Türkiye'yi yönetirlerken aynı AKP gibi değer kaybedip bugün yok seviyesine geldiler.
İşte bu yüzden AKP'liler yanlarına yandaşları Devlet Bahçeli'yi de alarak Meral Akşener'in İYİ Partisi'ne koro halinde asılsız iftiralarla hücum ediyorlar.
Yakın tarihimizin güçlü iktidarları olan Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi'nin erime sürecine AKP'nin de girdiği Erdoğan'ın itirafları ile çok net şekilde ortaya çıkmıştır.
İYİ Parti görülüyor ki siyasetin hızla yükselen yeni oluşumu haline geliyor, Meral Akşener ise Türk halkının özlediği şeffaf ve cana yakın siyasetçi olarak her hafta bir il gezerek büyük sempati kazanmaya devam ediyor.
Son söz; AKP eriyor, sağın, merkez sağın ve merkezin yeni oluşumu İYİ Parti kilitlenen alternatifsiz Türk siyasetine yeni umut olarak geliyor...