Ağzından çıkanı kulağın duysun!
Bahar için -artık zannediyorum- “geldi” diyebiliriz. Tazelenmeye “hafıza”dan başlayalım mı; ne dersiniz?
Gündem de müsait;
“Komşularla sıfır sorun” nerede başladı; neresiydi ilk kurbanı mesela?
* * *
Sene 2004...
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin “egemenlik” haklarını savunanlara “çözümsüzlük çözüm değildir” diye parmağını sallayan sen...
“Karen Fogg’un şekerleri”ne “uçak dokunulmazlığı” sağlayan sen...
GüntherVerheugen ile ortak basın toplantılarında -ön koşullarından biri de ’Kıbrıs Davası’nı rafa kaldırmak hatta mümkünse diri diri gömmek olan- AB’ye giriş iradeni ispat için verip kurtulmaya kalkışan sen...
Kıbrıs Türklüğü’nü kambur gören sen;
Yük gören sen...
“Baş belası” ilan eden sen...
“Maliyetli” bulan sen...
Dolayısıyla “Annan Planı’nı müzakereye hazır ve nazır” olan sen...
* * *
“Yes be annem”cileri ihya eden sen...
“Yes be annem”ciler kazansın diye Kuzey Kıbrıs’a “kedi” rolü oynayacak vekillerini gönderen sen...
“Gel yapma, etme, kıyma” diyenleri “ırkı-faşist” diye yaftalayıp, gözlerinin yaşına bakmayan sen...
Kıbrıs mitingleri düzenleyenleri “darbecilik”le suçlayıp, mahkemelerde sürüm sürüm süründüren sen...
“Birleşik Kıbrıs”ı savunan fındıkkurdunu “Başbakan” atayan sen...
* * *
Bir “kahraman”ı, Türk Milleti’nin gurur/abide şahsiyetlerinden bir tanesini, merhum Rauf Denktaş’ı çocuk gibi azarlamaya, bütün dünyanın önünde itibarsızlaştırmaya kalkışan sen;
“Ayağını denk alsın” mesajları yollayan sen...
“Ergenekoncu” ilan eden sen...
“Ana vatan”dan neredeyse kovan, gerçek bir “mücahit”in neredeyse “ana vatan”ına girişini yasaklayan, “ne anlatacaksa Kıbrıs’ta anlatsın” diye kapıyı gösteren sen...
Hasta yatağında katakulliye getirip, Annan’a “evet” dedirtmeye çalışan sen...
Kıbrıslı Türkler, referandumda “mankurtlaşma” rekoruna imza atınca, “Denktaş’ı yendim” tonunda naralar atan sen...
* * *
Kuzey Kıbrıs üzerinden Türkiye’nin Doğu Akdeniz hakimiyetini garantileyen, Güney’deki Rumlar’a tek bir taviz verdirmeyen Türk Donanması’na “kumpas” kurulmasına göz yuman sen...
* * *
Denktaş kime Kıbrıs’ın
“200 bin Kıbrıslı Türk’ün değil, 65 milyon 200 bin kişinin ortak davası, milli bir dava” olduğunu hatırlatma ihtiyacı hissetti?
Kimi “milli davadaki ilkelerden vazgeçmekle” suçladı?
Seni!
* * *
Haklısın yani;
Mustafa Akıncı kampanya döneminde de bugün söylediklerinden farklı bir şey söylemediğine göre...
Kuzey Kıbrıs’ın AKPHDP’si olacağını her vaadiyle belli ettiğine, bangır bangır geliyorum dediğine göre...
Ve sen de -hani zinhar yedirmezsin ya “yavru vatan”ı kimselere, “ana vatan”sın ya- vaktiyle Annancıların, Talatçıların kazanmasına verdiğin desteğin milyonda birini, Akıncı zihniyetinin Kuzey Kıbrıs’ı ele geçirmemesi için seferber etme ihtiyacı duymadığına göre...
Diyorum ya, haklısın;
Var bu hikâyede ağzından çıkanı kulağı duymayan biri!
* * *
İnsan bir durur, düşünür “ben ki bu ’dava’nın savcısıydım, şimdi avukatlığına soyunmuş gibi yapsam da inandıramam ki kimseyi, lafa değil de icraata baktıkları anda dünya aleme güldürürüm kendimi” der de susar değil mi!