Ağlayan emlakçı ve galericiler
Bir ülke ekonomisi düşünün ki, kolay paraya alışmış bir toplum yaratmış.
Nasıl becermiş bu işi?
Nas deneyiyle.
Yani negatif reel faizle. Öyle bir masa kurulmuş ki; maliyetine bakılmadan fazlaca yemek söylenmiş.
İhtiyaç var mı yok mu, israf olur mu veya büyük bedeller ödenilir mi diye düşünülmemiş.
Herkes oturmuş etrafına, gücü oranında fazladan yemiş de yemiş.
Hele ki krediye bedava ulaşabilenler iyice OBEZ olmuş. Pek tabii bu obezite çevresini de beslemiş,
Enflasyon canavarını ininden çıkarmış ve nihayetinde yapılan işe karşın ANLAMSIZCA ve KOLAYCA PARA KAZANILAN iş dalları oluşturmuş.
Bunların en önde gelenleri ise GALERİCİLER ve EMLAKÇILAR.
Yazdıklarımdan kırılmayın, gücenmeyin… Güneş ne yazık ki balçıkla sıvanamıyor.
Gelin kısaca diyeceğimi diyeyim, söyleyeceğimi söyleyeyim!
Negatif reel faiz ve körüklenen enflasyon, satın alma gücünün korunması çerçevesinde parasal olmayan varlık değerlerini süreklilik gösterir şekilde yukarı götürdü.
Yani, rasyonel bir ekonomide olmaması gerekirken,
OTOMOBİL ve KONUT birer yatırım aracına dönüştü.
İş bu hâle gelince,
Temel işi AL-SAT faaliyetinden ibaret olan GALERİCİLER, bir bakıma keramet kendilerinde zannederek; dükkânın önüne koydukları arabaların değer artışlarıyla 90’lardan bu yana ilk kez gördükleri bir saadet rüyasında kaldılar.
Söz meclisten dışarı, yani tüm galericileri itham altında bırakmadan, bazılarının;
Distribütörlerdeki tanıdıklarla iş tutup sırada öne girerek araba almalarını, bu tür ikili al gülüm ver gülüm ilişkilerinin önüne geçmek için distribütörlerin satış elemanlarının cep telefonlarını denetime tabi tutmasını, araç almaya gelenlerden piyasada araç olmaması mazeret gösterilerek hava parası istenmesini, kayıt dışı paraların galeriler önünde ağır abi otomobillere dönüşerek bir güzel sergilendiğini gördük ve duyduk.
Hâlbuki, otomobillerle ilgili mesleki donanım ve birikimiyle gerçek anlamda güvenilir bir alım satım faaliyeti tesis etmesi gereken GALERİCİLİK, Nas ekonomisinde bir tür FİNANSAL YATIRIM DANIŞMANLIĞINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ!
Öyle yıprattı ki mesleği, gerçek anlamda galericilik yapanlar adına durum gerçekten rahatsız edici Hale geldi…
GALERİCİLER İÇİN sözün özü şu: İyi kazandınız, kolay kazandınız!
Dolayısıyla bugün BAĞIRMAYA ve ŞİKÂYET ETMEYE bence hakkınız yok.
Şükredip piyasaların düzelmesini bekleyeceksiniz.
Zira emekli Mahmut Amca, asgari ücretli Hasan daha önce böyle kazanma şansı bulamadı.
Kaldı ki, meslekteki ÇÜRÜKLER ELENSİN, piyasa etkinleşsin.
Gelelim EMLAKÇILARA!
Bir ara İş ve İşçi Bulma Kurumu hâline geldi emlakçılık.
İşi olmayan iki üç konut kaptı mı, emlakçıyım diye ortada dolaşmaya başlamıştı.
Gayrimenkul finansı bilmez, inşaattan anlamaz, gayrimenkul değerinden haberi yok, hatta öylesini gördüm ki mahalleye yabancı!
Güler misin ağlar mısın?
Kapıyı açıyor, evi gösteriyor ve kendini EMLAKÇI zannediyor. Sistem de kendini besliyordu.
Kredi kanalları açık, Kredi adeta bedava, enflasyon körüklenmekte ve bu nedenle konuta talep yüksek; hâliyle satıcıdan binde 2, alıcıdan binde 2!
Ne güzel KEBAP! Ne karşılığı bu komisyon? Kapıyı açıp gezdirme karşılığı…
Ne bir alıcı portföyü ne de bir satıcı portföyü bulunmayan yüzlerce kişi, birden emlakçı oluverdi.
Gene mesleği meslek olmaktan çıkarttılar.
GAYRİMENKUL DANIŞMANLIĞINI adeta ÇANTACILIK hâline getirdiler.
Komisyonunun İSİM itibarını yerle yeksan ettiler.
EMLAKÇILAR İÇİN DE sözün özü şu: İyi kazandınız, kolay kazandınız!
Dolayısıyla bugün BAĞIRMAYA ve ŞİKÂYET ETMEYE bence hakkınız yok.
Şükredip piyasaların düzelmesini bekleyeceksiniz.
Zira emekli Ali Amca, asgari ücretli Nurettin daha önce böyle kazanma şansı bulamadı.
Kaldı ki, meslekteki ÇÜRÜKLER ELENSİN, piyasa etkinleşsin.