Adalet Bakanı istifa etmelidir
Evet, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç derhal istifa etmelidir!
Neden mi?
Nedeni çok basit Diamond Tema hakkında yapmış olduğu açıklamalar ve X paylaşımı direkt olarak yürütmenin yasamaya açık bir müdahalesidir ve bu anayasal bir suçtur!
Anayasamıza göre yürütmenin yasamaya emir verme ya da müdahale etme hakkı ve yetkisi yoktur.
Ayrıca Adalet Bakanı Yılmaz Tunç topa girip böyle bir müdahale yapınca hangi savcı ya da hâkim sürgün korkusu falan olmadan vicdani ve kanuni bir karar verebilir?
Bu yüzden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un derhal istifa etmesi ya da görevden alınması gerekmektedir.
Diğer yandan bu ülkede şeriat istemek ya da şeriat istemeye göz yummak ve alan açmak suçtur!
Bunu yapan ya da buna göz yuman herkes büyük bir kanunsuzluk içindedir!
Bakın hatırlatayım Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 14. Maddesi şöyledir:
"Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz."
Anayasamıza göre her şeriat çağrısı bir anayasa ihlalidir ve şeriat çağrılarının susturulması için önlemler almak, susmayanları cezalandırmak da Adalet Bakanı’na Anayasa’nın verdiği açık bir emirdir rica falan değil!
Adalet Bakanı bunu yapmıyorsa suçludur, yapamıyorsa aciz ve her iki durumda da görevi bırakması gerekir.
Diğer yandan “Şeriat” istemek sadece Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı da değildir aynı zamanda İnsan Hak ve Özgürlüklerine de aykırıdır!
Şeriat İnsan Hak ve Özgürlüklerine aykırıdır çünkü Şeriat:
- Kadın Erkek der yani cinsiyet ayrımcılığı,
- Köle efendi der yani sınıf ayrımcılığı,
- Müslüman olan olmayan der inanç ayrımcılığı yapar…
Doğrusunu söylemek gerekirse şeriat ayrımcılık ve eşitsizlik üzerine bina edilmiş arkaik ve adaletsiz bir hukuk sistemidir.
Ayrıca şeriat sadece adaletsiz de değildir, şeriat orijinal ve somut yazılı kaynaklar üzerine bina edilmediği için kaynağı pek belirsiz ve tartışmalıdır, işte bu yüzden de üzerinde uzlaşılması, ortak bir fikre varılması bile mümkün değildir.
Ayrıca “Şeriat suç ve cezanın kişiselliği” ile “idam, organ kesme ve işkence gibi geri dönüşü olmayan cezaların uygulanması” gibi konularda da çağdaş hukukun çok ama çok gerisindedir.
Bu anlattıklarımı birçok kişi bilir fakat birçok kişinin bilmediği, bilenlerinde söylemediği birde egemenlik konusu vardır!
Herkes bilir Türkiye Cumhuriyeti “kayıtsız şartsız milli egemenlik” ilkesi üzerine kurulmuştur…
Oysa şeriat hayali ilahların ve o ilahların seçtiği iddia edilen hanedan ve ruhban sınıfının egemenliğini savunur ve kesinlikle insani ya da milli egemenliğe izin vermez. Hatta bırak izin vermeyi resmen düşmandır.
Demedi demeyin bir gün bu topraklara “Şeriat” gelirse Milli Egemenlik Hak ve Özgürlükleri’nin en önemli ve temel unsuru olan “KANUN YAPMA, KURAL KOYMA” hakkı da milletin elinden alınacaktır…
Yani bu ülkeye şeriat gelirse Türk Milleti yüz yıl önce bin bir güçlükle savaşarak kazandığı tüm egemenlik hak ve özgürlüklerini kaybedecektir.
Bu noktada Türk Milletini bu tehlike karşısında uyarmak her Türkçünün, Türk Milliyetçisinin asli görevidir.
Sonuç olarak buraya kadar anlattıklarımdan da görüleceği gibi mesele sadece genç bir adamın ne dediği ne demediği değil büyük bir anayasa ihlali ve milli egemenlik hak ve özgürlüklerinin tehdit edilmesi meselesidir…