Açık hesap sorunu

Türkiye son bir aydır bankalardaki açık olan hesaplara işletim ücreti yazılmasını tartışıyor. Ortada tam bir bilgi kirliliği var.
Artık sayısını benim bile bilmediğim tüketici derneklerinden gelen abuk sabuk haberler, gazetelerin internet sitelerinde kopyala yapıştır yöntemi ile yer alınca panik daha da arttı.
“Evinize bile icra gelebilir” başlığını gören ya bankaya ya da hesabı kapatmak telefona sarıldı.
Banka şubeleri hesap kapatmak isteyen müşterilerle adeta doldu taştı.
Gerçekten bu kadar panik yapmaya ve korkmaya gerek var mı?
Elbette yok!
Dedim ya birkaç tüketici derneğinin medyaya ne servis ederse onun yer almasından kaynaklanan bilgi kirliliği.
Kimse sizin herhangi bir bankadaki açık hesabınızdan dolayı evinize icra getiremez.
Zaten bu uygulama yıllardır var olan bir sistem.
Bankalar açık hesaplara işletim ücreti yansıtıyordu. Hesabında para varsa kesiyordu.
Şimdi ise banka size borç olarak yansıtabilir.
Ancak öyle kafasına göre sizi borçlandırıp 5 yıl sonra evinize icra bile getirecek hale gelmesi teknik olarak mümkün değil.
Çünkü banka hesabınıza 4 liralık hesap işletim ücreti yansıttığında bunu mutlaka müşteriye bu kadar borcun var diye bildirmek zorunda. Bu tebligatı size yapmadığı sürece zaten sizi bağlayan bir şey yok.
Önce şunu kabul etmek lazım. Artık banka hesapları hayatımızın bir parçası haline gelmiş durumda.
Maaşınızdan tutun da her türlü para hareketini bankadan yapmak zorundayız.
Eskiden elektrik su ve benzeri fatura için kurumların önünde saatlerce kuyruğa girilirdi. Oysa şimdi köşe başındaki her hangi bir banka şubesinden ödeyebiliyorsunuz. Hele otomatik ödeme talimatı vererek faturayı bile görmüyorsunuz.
Bütün bunları banka aracılığı ile yapıyoruz.
Elbette banka bu hizmeti bedavaya vermeyecek. Binlerce insan çalıştırıp kurduğu sistem için belirli bir ücret alacak. Bunu almazsa ayakta duramaz.

Haber kirliliği
28 Nisan tarihinden sonra tüketicilerin hayatında değişen bir şey olmadı. Dün neyse bugün de aynen devam ediyor. Sorun sadece bilgi kirliliği.
Burada BDDK’nın da suçu var. Düzgün bir açıklama ile vatandaşı aydınlatabilirdi. Ancak BDDK kendi derdine düştüğü için maalesef bunu ihmal etti ve vatandaş panik oldu.
Panik olacak bir şey yok. Hesabınıza eğer hesap işletim ücreti yansıtılırsa mutlaka tarafınıza borç bildiriminde bulunurlar.
Zaten birçok banka otomatik ödeme veren hiçbir müşterisinden hesap işletim ücreti almıyor.
Kredi kartınıza bağlı otomatik ödeme hem kolaylık sağlıyor hem de ücretten kurtuluyorsunuz.

Kart aidatı sorunu
Hesap işletim ücretine benzer bir sorun kredi kart ücretinde de bulunuyor. Burada da tüketici derneklerinin yıllardır yarattığı bilgi kirliliği var. Aynı şeyi telefonlardan alınan sabit ücret için de yaptılar ama bugün herkes bal gibi sabit ücret ödüyor. Ödemek istemiyorsan o hizmeti almaz ve kapatırsın. Kimse size bedava hizmet sunmaz. Bu sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde geçerli.
Evinizde bir telefon hattı bulunduruyorsun, yıllarca hiç konuşmayın ve ücret de ödemeyin. Böyle bir mantık zaten olamaz. O telefonun çalışır olması için şirketler milyonluk yatırım ve masraflar yapıyor. Bedavaya hizmet artık Küba’da bile yok!
Kredi kartına ücreti bankalar aktif müşterilerine iade ediyorlar zaten. Ama siz 10 bankadan 10 kart almışsınız ve sadece benzin kampanyalarında 475 liralık harcamaya 50 TL. bonus için kullanıyorsanız banka elbette o ücreti sizden alacaktır.
Artık bilinçli bir tüketici olarak hareket etmek zorundayız. Cebinizde 10 tane kart değil, bir tane taşıyın. 3 telefon hattı değil bir tane kullanın. 10 bankada hesap açmayın, bir banka ile çalışın. İşte o zaman saçma sapan haberlerle panik olup banka önlerinde kuyruğa girmezsiniz.

Yazarın Diğer Yazıları