Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

ABD-Rusya rekabetinde Türkiye

Soğuk Savaş''ın ardından dünya, ABD hegemonyasının hüküm sürdüğü tek kutuplu düzene kaymış, ancak zaman içinde şartlar değiştikçe çok kutuplu bir düzene doğru evirilmeye başlamıştır. Bu yeni düzende Çin''in küresel bir güç olarak yer alması, Rusya''nın da oldukça toparlanması, etki ve ilgi alanını genişletmesi ABD''yi rahatsız etmiştir.

ABD, hegemonyasını devam ettirebilmek için, yeni dünya düzenine kayışı engellemeye, en azından geciktirmeye çalışmaktadır. Bu nedenle sıklet merkezini Asya-Pasifik bölgesine kaydırmış, yükselen Çin''i çevrelemeyi, Rusya''yı da yakın kuşatmaya almak için sıkıştırmayı hedeflemiştir. Diğer taraftan Orta Doğu ve Rusya politikasına etki eden Doğu Akdeniz''i de ihmal etmemektedir.

Rusya, rekabet içinde olsa da, Çin''le ittifak içinde hareket etmekte, ABD''yi ve NATO''yu kendisinden uzak tutmaya çalışmaktadır.

Yeni bir Soğuk Savaş atmosferi yaratmakta olan ABD-Rusya rekabeti, Türkiye''nin etki ve güvenlik alanı olan Orta Doğu, Doğu Akdeniz, Karadeniz, Kafkasya, Balkanlar ile oldukça aktif rol oynadığı ilgi alanındaki Orta Asya ve Türk dünyası coğrafyasındaki politikalarını doğrudan ilgilendirmektedir.

Rekabet Ukrayna üzerinde yoğunlaştı

ABD ve üzerinde etkisi olduğu NATO''nun "açık kapı ve kendisiyle çalışmak isteyenlerle iş birliği yapma" politikasına paralel olarak Ukrayna ve Gürcistan''ın NATO üyesi olma isteklerine verdiği destek Rusya''yı rahatsız etmektedir. Rusya''nın bu rahatsızlığı, NATO''nun etki alanına almak istediği ve içine kadar girmesini istemediği coğrafyaya müdahale ve yerleşme planından kaynaklanmaktadır. Rekabet Ukrayna üzerinde yoğunlaşmıştır.

ABD, Türkiye''yle Rusya''nın ilişki içinde olmasını yadırgamaktadır. Yunanistan''a destek vermesinin, oradaki üslerini genişleterek onu ön plana çıkarmasının, Ukrayna''ya ve Doğu Avrupa''ya güç kaydırmasına olanak sağlayacak Dedeağaç''a yığınak yapmasının ve bunu kalıcı üs haline getirmesinin sebebi budur.

ABD/NATO, delmeye çalıştığı Montrö nedeniyle, Karadeniz''de rotasyonla gemi bulundurmakta, tatbikatlar yapmakta, Karadeniz''e kıyısı olan NATO üyeleri Bulgaristan ve Romanya''yı da politikalarına alet etmektedir.

Rusya da Ukrayna sınırına yığınak yapmakta, Ukrayna doğusundaki Rus ayrılıkçı güçlerine destek vermekte, ABD ve NATO''nun Karadeniz''deki deniz ve hava faaliyetlerini engellemeye çalışmaktadır. Gerilim yüksek seviyededir. Karşılıklı söz düellosu devam etmektedir.

Rusya, güvenlik taleplerine Batı''nın yapıcı bir yanıt vermemesi durumunda, ulusal güvenliğini korumak için hareket edeceğini beyan etmiştir. Çözüm bulmak için yapılan toplantılarda taraflar geri adım atmamaktadır. Ancak ABD, Fransa-Almanya eksenli Batı Avrupa''yı, Çin ve Rusya''ya karşı agresif olmaya ikna edemediğinden gerginliğin aktif bir çatışmaya dönüşmesi ihtimali çok zayıftır. Zaten ABD ve Rusya''nın doğrudan çatışma ihtimalinin olmadığı da bir gerçektir.

Türkiye''nin durumu zorlaşıyor

ABD/NATO''yla Rusya arasında Karadeniz ve Ukrayna temelindeki gerginlik, Türkiye''nin yürütmeye çalıştığı denge politikasını gittikçe zorlaştırmaktadır. Bu durum yabancı medya kaynaklarının yorumlarında da yer almıştır.

Türkiye''yle Rusya, bölgesel bir rekabet içinde ve bazı konularda anlaşmazlık içinde olmasına rağmen, politik, güvenlik, ticari, enerji ve turizm alanlarında iş birliği yapmakta, anlaşmazlıkları tırmandırmamaya özen göstermekte ve diyalog içinde bulunmaktadır. Hatta Rusya, Türkiye''nin NATO üyesi olmasından dolayı Karadeniz''deki NATO tatbikatlarına iştirak etmesini de sorun yapmamaktadır. Ancak Türkiye''nin Ukrayna''ya verdiği SİHA''ları Donbas bölgesinde kullanmasına tepki göstermiştir.

Türkiye yaklaşımını gözden geçirmeli

Türkiye; Rusya''yla iş birliği yaptığı alanları, Suriye, Libya ve Güney Kafkasya bölgelerindeki durumu, güvenliğini, Türk Cumhuriyetleri''yle de dayanışma ve iletişim içinde olması gerektiğini düşünmeli, bu nedenle Karadeniz ve Ukrayna politikalarında esnek davranmalıdır.

Bu kapsamda Türkiye''nin, NATO''nun Karadeniz tatbikatlarının sakıncalarını ve Karadeniz''in oraya kıyısı olan ülkelerin konusu olduğunu dile getirerek, gerginliğin önlenmesi yönünde tavır almasının, Ukrayna ve Gürcistan''ın NATO üyeliğine hevesli olmadığını göstermesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları