ABD, PKK/PYD/YPG ile düzenli devlet ilişkisine geçti. Terör örgütüne Suriye'nin kuzeyinde 100 bin kişilik düzenli ordu kurdu. 2017 sonunda bu rakamı 150 bine çıkaracak. Suriye'deki manivelasını ileri teknoloji ürünü hassas çok pahalı askeri malzemelerle destekliyor yıllardır. Gece görüş cihazları, lazer işaretleme sistemleri, piyade tüfekleri, hava savunma füzesi, zırhlı araçlar ve çeşitli mühimmatlarla...
ABD, düzenli orduya geçirip devletleştirdiği terör örgütüne verdiği askeri eğitimde hız kesmiyor. Terör örgütü militanlarına askeri eğitim veren ABD'lilerin özel kuvvet mensubu olmaları çok dikkat çekici. Teröristler üst düzey özel kuvvet eğitimi alıyor. Günümüz savaş metotlarının ana unsuru büyük çaplı konvansiyonel birliklerden ziyade küçük, hızlı ve etkin birliklerle operasyon yapabilen özel kuvvetler. Sayısına bakılmaksızın PKK/YPG bulunduğu coğrafyada kısa sürede etkin güç olacak. Rakka falan işin bahanesi. Göreceksiniz aynı Irak'ta, Ayn el Arap'ta olduğu gibi ABD'nin diğer manivelası IŞİD bol dumanlı Hollywood görüntüleri arasında buhar olacak. Sonra... Bu kadar eğitimli terörist, bu kadar yatırım yapılan ağır silahlar ne olacak? Nereye yönelecek? ABD, "tamam artık bunların işi bitti" diye geri mi toplayacak?..
R. Erdoğan'ın ABD gezisi öncesinde ön görüşmelerde bulunmak üzere Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Amerika'ya gitmişti. "Tarihi zirve"(!) arifesinde Trump, YPG'ye ağır silahlar verilmesini düzenleyen karara onayı basmıştı. Bir taraftan silah veriyor diğer taraftan karşılıklı devlet ilişkisi kurdukları terör örgütü mensupları ile en üst düzeyde yetkilileri ile toplantılar düzenliyorlar. Tercihleri net, niyetleri ise daha net!..
Trump'un ağır silah kararından sonra sahada durum ne?.. Bölgeden, Ankara'ya ulaşan istihbarat raporlarına göre, ABD'den Suriye'nin kuzeyine büyük ağır silah sevkiyatının Haziran ayı başında başlaması bekleniyor. Çok sayıda tank, zırhlı personel taşıyıcı ve bunun gibi ağır silahlar başta olmak üzere... ABD, Irak kuzeyinde de peşmerge güçlerini birleştirerek düzenli orduya geçiriyor. Barzani-PKK çatışmasını bekleyenler için nasıl bir avucunu yalama sürecinin devam ettiğini de hep birlikte seyrederek göreceğiz!.. Hepsini, finanse eden aynı değil mi!.. Neden çatıştırsın?..
ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde oluşturduğu devlet yapısı sadece düzenli ordu ile mi gerçekleşiyor?.. Ben demiyorum!.. Ankara'ya ulaşan son istihbarat raporlarında yazıyor(mealen-aht-);
"ABD, Suriye'nin kuzeyinde sözde devlet yapılanmasının alt yapı çalışmalarını da sürdürüyor. En son teknolojilerin kullanıldığı telefon (iletişim) sistemi tamamlanmak üzere..."
İşte, bölgede, ÖSO ufkumuzla (!) geldiğimiz son nokta...
Musul'da, Kerkük'te, Rakka'da Türkiye yok. Peşmerge var, PKK/YPG var... Şu anda ortaya kabak gibi çıkan 2 sözde Kürt devleti var!.. Baştan sona stratejik çukura batan yanlış dış politikalarımız var. Daha ağır bedeller ödeyeceğimiz süreç bizi bekliyor. Kimin ne zaman dost ne zaman düşmanımız olduğu belli değil. Masaya bırakılmış pinpon topu gibiyiz. Biri tokatlıyor masanın karşı tarafına bırakıyor, diğeri tokatlıyor öbür tarafa atıyor. Sonra da bunun adı "masada kalmak" oluyor!..
Mezhepçiliğe dayalı hayali bir iç ve dış politikanın Türkiye'ye dayattığı acı fatura... Mısır'da, Libya'da, Irak'ta yanlış baktınız kaybettiniz. Haşimi'yi tutup İstanbul'a getirdiler. Maliki'ye karşı Haşimi'yi desteklediler, Maliki kazandı ve onun zihniyeti devam ediyor şu anda. Siz kaybettiniz o zaman. Kazanma şansınız yok. Suriye'nin kuzeyinde de, Irak'ın kuzeyinde de bu kafayla olmaz. Böyle bir hayat yok!..
Sadece ABD mi?.. Rusya'yı da ıskalamamak lazım. Rusya, Fırat'ın batısında YPG'ye, Kürt koridoruna büyük destek atıyor. Kırmızı domatesle, plaj turizmi ile Türk milletine masallar okunuyor!..
Türkiye, 2002'den bu yana yalpalar yapıyor. Baştan üniter yapıyı savunacaktı. "Esad gitsin üniter yapı kalsın" tezinin de ne kadar yanlış olduğu sonuçları ile ortaya çıktı.. Böyle bir şey olamaz. Rakı içeyim ama sarhoş olmayayım, böyle bir şey yok. Esad gidecek, üniter yapı kalacak!.. Olmadı işte..
Eh!.. Ne yapalım?.. "Hayırlı olsun" dualarına "amin" mi diyelim?..
