ABD hesabı, Türkiye'ye hiç uymuyor
Mobil telefon şirketi, Harvard Üniversitesi’nden bir profesör davet etmiş. Profesör, “Ermeni ve Kürt açılımı iyi ekonomik strateji” demiş... Arkasından “Türkiye’nin ticari dünyadaki yeri açısından çok önemli” diye eklemiş.
AKP Hükümeti, Ermeni meselesinde dengeyi bozdu.
Doğa denge üstüne kuruludur. Canlılarda denge bozulursa, yok olurlar.
Ekonomi ve siyaset de denge üstüne kuruludur. Ekonomide sektörler arasında denge olmalıdır. Bu gün olduğu gibi, finans sektörü şişer, reel sektör daralırsa, ekonomik istikrar daha çok bozulur. Yine bu bizde olduğu gibi, yürütme ve yasama işlerine yalnızca bir kişi karar verirse, demokrasiden hayır gelmez.
Dış ticarette denge bozulursa, yine şimdi olduğu gibi, dış cari açık oluşur. Ülke borçlanır. Yarattığımız katma değerin bir kısmını bu borç faizine öderiz. Kazançlar dışarıya gider. Ülke fakirleşir.
Türkiye, dışa açılmada, konvertibilite dengeyi de bozdu. AKP iktidarının IMF ve Kemal Derviş’ten devraldığı kur politikası da dış dengeyi bozuyor. Türkiye dışarıya kaynak kaybediyor. Ulusal çıkarlarımıza zarar veriliyor.
Bizim ekonomide ulusal çıkarlarımız, fayda/maliyet hesabına gelmez. Siyasi ilişkiler de ulusal ekonomik çıkarlarımızı etkiliyor. Ancak bunun hesabını, ABD’li bir profesör ne yapsa bilemez. Onun yapabileceği, kendisine verilenleri söylemektir. Bunu veren ABD ve diğer ülkelerdir.
Davet eden de, Soros bağlantılı olanlardır.
Zaten, bu zatın Ermeni ve Kürt açılımını, ekonomik yarar sağlar şeklinde yorumlaması ve Türkiye’ye üretimde değil serviste büyümeyi önermesi ile Estonya’yı örnek alın demesi de Türkiye’yi ne kadar tanıdığını gösteriyor.
Türkiye’nin Ermeni açılımı ulusal çıkarlarımıza aykırıdır. Zira Ermenistan ile olan siyasi ve ekonomik ilişkilerimizde yalnız değiliz. Ortada Karabağ’ın işgali gibi, ulusal bir davamız var. Türkiye’nin Ermenistan’a yakınlaşması, Azerbaycan’dan aynı derecede uzaklaşması demektir.
Karabağ, Azerbaycan kadar bizim de toprağımızdır. Bu milli sorun olmasa dahi ve 3 milyon nüfuslu Ermenistan tüm ithalatını bizden yapsa yine de 8.5 milyon nüfuslu Azerbaycan’la olan karşılıklı ekonomik çıkarlarımız yanında küçük kalır.
Türkçe Konuşan Ülkeler Parlamenterler Asamblesi için Bakü’ye gitmiştik.
Baba Aliyev, Bakü’de en güzel yeri, Türkiye elçiliği için tahsis etmiş. En görkemli elçilik Türk Elçiliği.
Bakü Büyükelçisi Hulusi Kılıç akıllı ve başarılı bir elçimiz. Azerbaycan Hükümeti ile, halkla yakın diyalog kurmuş. Hükümet yetkilileri kendisi için “bizden” tabirini kullanıyor.
Elçilikte genç bir mühendis, bize Hazar denizindeki doğal gaz ve petrol projelerini ve halen var olan faaliyetleri anlattı. Bu projelere Türkiye de ortak. Eğer bu projeler gerçekleşirse, ki gerçekleşmemesi için hiçbir neden yok, Azerbaycan yanında Türkiye de önemli ölçüde imkan sağlar. Kaldı ki, eğer Azerbaycan olmazsa Türkiye’den geçen Nabucco projesi gerçekleşmez.
Türkiye Azerbaycan’a karşı neden bu kadar net hata yapıyor?
Türkiye’de halk arasında bir söz var... Türkiye’de ABD’nin istemediği bir kişi Başbakan olamaz... Bu söz de insanın aklına “Türkiye üstüne pazarlıklar mı yapılıyor” sorusunu getiriyor.