ABD bile banka soygununu durdurdu...
ABD dünyada piyasa ekonomisinin en gelişmiş olduğu ülkedir. Prensip olarak devlet piyasaya müdahale etmez. Ancak kriz nedeniyle hazine bir çokbankaya destek oldu. Birçoğuna ortak oldu. Talep artışı yaratmak için halka destek paketleri açıklandı. Şimdi de senatodan kredi kartı mağdurlarını koruyan karar çıktı.
ABD’de Senatoda kabul edilen yasaya göre bankaların kredi kartlarından aldıkları aşırı banka ücretleri denetlenecek. Bankalar kredi kartı borçlarında istedikleri gibi faiz artırımı yapamayacaklar. Cezalı faiz için borç ödemenin 60 gün gecikmesi gerekiyor.
Kart limitini aşanlar için keyfi ceza uygulaması da kalkıyor. Limit aşımı izne bağlanıyor.
Yasada bunlar gibi tüketici lehine bankaları bağlayıcı maddeler var. Bankalar 9 ay içinde çalışma şartlarını değiştirmek zorunda olacaklar.
Senato Bankacılık Komitesi Başkanı, yasayı “Tüketicilerin Zaferi” olarak ilan etti.
Türkiye de 2 milyonu geçen kredi kartı mağdurunu AKP iktidarı görmek istemiyor. Tersine Başbakan; “Kredi kartı mağduru yok... Kredi kartı borçlusu var...” diyor. 2005 yılı sonunda 560 bin kredi kartı mağduru vardı. O zaman 2006 başında kredi kartları borçlarını yeniden yapılandıran yasa çıktı. Borçların 18 ay eşit taksitte ve normal faizden ödenmesi sağlandı.
Bugün 2 milyon mağdurun bir milyonu icradadır. Ayrıca 9 milyon kişi de asgari ödeme ile yalnızca faizleri ödüyor. Zira bugün yüzde 54 olan faiz yükü altına girenin bir daha kurtulma olanağı yoktur.
AKP iktidarı, CHP ve MHP’nin kredi kartı mağdurları ile ilgili yasa tekliflerini de Meclis gündemine getirmiyor. Başbakanın ve AKP’nin tutumundan anlaşılan odur ki, Meclis içtüzüğüne göre zorunlu olarak bir süre sonra gündeme gelecek yasa teklifleri de AKP oyları ile reddedilecek.
Ben, 2008 Temmuzunda kredi kartı faizlerinin birçok mağdur yaratacağını hesap ederek, o zaman yüzde 106 olan kredi kartı faizinin düşürülmesi için bir yasa teklifi verdim. Yüzde 106 olan kredi kartı faizinin, mevduat faizinin 1.5 katı olmasını önerdim. Bu teklif Meclis iç tüzüğüne göre zorunlu olarak Şubat 2009’da Meclis Gündemine geldi. Muhalefetin desteğine rağmen, çoğunluğu oluşturan AKP oyları ile reddedildi.
Eğer bu teklif kabul edilmiş olsaydı, bugün kredi kartlarında yüzde 50 dolayında olan faizler, yüzde 20’lere çekilmiş olacaktı. Kredi kartı mağduru olmayacaktı. Bankalar da yılda yüzde 13 bileşik faiz vererek topladıkları mevduatı, yüzde 20 ile satarak yine yüzde 50 kazanacaklardı ve çürük alacağı daha az olacaktı. Bankalar icrayla uğraşmayacaktı.
Bir bankacı, 2005 yılında, yüksek faiz uygulaması ve kredi kart mağdurlarının tartışıldığı bir toplantıda, bankaların yaptığı bu haksız uygulama karşısında, kredi kartı sahibinin tercih edeceği en iyi ödeme şeklinin, “Ödememe” olduğunu açıklamıştı.
Türkiye’de siyasi iktidarın duyarsızlığı yanında, tüketici bilinci de oluşmamıştır. Tüketici kendi sorununa sahip çıkmıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde yüzde 50 kart faizi yoktur.
Kart faizinin mevduat faizinin 5 katı olması, tefeciliğin ötesinde halkın soyulması demektir. Halkın soyulmasına göz yuman iktidarlar, aynı suça katılmış sayılırlar.
Halkın gözü kulağı olması gereken medya da kredi kartlarındaki soyguna duyarsızdır. Çünkü çoğu medyanın patronu bankadır. Elbetteki bu tür medya, kendi patronunun soygununu görmezlikten gelecektir. Fiilen de birkaç medya organı dışında, banka medyası susarak bu soygunun ortağı olmaktadır.