3'lü zirve, zırva oldu
2011 yılında Suriye bataklığına bulaştırılan Türkiye, kurtuluş çaresini 3 yıl önce 23-24 Ocak 2017 yılında Kazakistan''ın başkenti Astana zirvesinde aradı.
Türkiye, Rusya, İran, Suriye rejimi ile muhalefet temsilcilerinin katıldığı zirve 2 gün sürdü. Yayınlanan bildiride, Suriye''de ilan edilen ateşkese uyumun gözlenmesi için 3''lü garantörlük mekanizmasının oluşturulması kararlaştırıldı ve siyasi çözüm vurgusu yapıldı.
Türkiye, Rusya ve İran''ın liderleri Recep Tayyip Erdoğan, Vladimir Putin ve Hasan Ruhani bugüne kadar tam 5 kez zirve yaptılar.
Putin, son üç yılda Erdoğan''ın en fazla görüştüğü yabancı lider oldu. 2019''da tam 6 kez buluştular.
Son 4 yıl içerisinde Erdoğan ve Putin, 25 kez yüz yüze; 47 defa da telefonda olmak üzere 72 kere görüştüler…
8 Ocak 2020''deki son buluşma Putin''in geldiği İstanbul''da gerçekleşti.
Türkiye, Rusya ve İran liderleri arasındaki son zirve ise 16 Eylül 2019''da Ankara''da sarayda yapıldı.
İdlib''de tırmanan gerginliğin görüşmelerin odak noktalarından biri olduğuna işaret eden Erdoğan, zirve sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Nisan ayından bu yana İdlib''e yönelik kara ve hava operasyonlarında hayatını kaybeden sivillerin sayısı bine yaklaştı.
Yüz binlerce insan saldırılar nedeniyle yeniden göç yollarına düştü.
Türkiye olarak sınırlarımızın hemen bitişiğinde 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız."
Soçi mutabakatının tam manasıyla hayata geçirilmesinin ehemmiyetine dikkat çektik. Sivil halkın ve garantör ülkelerin sahadaki askeri personelinin güvenliği için somut önlemler alınması ihtiyacını vurguladık.
Zirvede görüş birliğine vardığımız hususlar doğrultusunda önümüzdeki günlerde bölgede hayırlı gelişmelerin yaşanacağını ümit ediyoruz."
Değerli okurlarım,
"Hayırlı gelişmeler" bekleyen Erdoğan''a yandaşı olan bu gazetenin 2 gün önceki haberini sunuyorum:
"Rusya, Esed rejimi ve İran destekli teröristler, günlerdir uçak ve füzelerle yakılıp yıkılan İdlib''in Halep''e bakan kesiminde büyük bir kara operasyonu başlattı. Muhalifler, gelişmiş silahlarla düzenlenen saldırıları durdurmaya çalışırken, Türk gözlem noktaları da kısmen kuşatıldı. Sınıra doğru yeni bir göç dalgası başladı.
Rusya-Esed-İran''ın saldırdığı İdlib-Halep arasındaki yerler, Soçi''de kararlaştırılan Gerginliği Azaltma Bölgesi sınırları içerisinde bulunuyor.
Ankara ile yaptıkları anlaşmayı dünyanın gözü önünde hiçe sayan Moskova ile Tahran, İdlib''in başka bölgelerinde de katliamlara ara vermiyor. Özellikle İdlib güneyinde Rus uçakları havadan, Esed-İran ittifakı ise karadan çocuk katletmeye devam ediyor."
Değerli okurlarım,
Bu haberi okuyunca, "denize düşen yılana sarılır" sözü aklıma geldi.
Suriye batağından kurtulmak için sarıldığımız Rusya ve İran gördük ki Türkiye için tam birer "yılan" haline gelmişler.
Hani Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın "kanka" seviyesinde en yakın dostu hatta kardeşiydi?
Hani Ruhani din kardeşimizdi?
Erdoğan, Cuma namazı çıkışında şunları söyledi:
"Sayın Putin de Berlin''de olacak, bu konuları etraflıca görüşeceğiz. İdlib''deki gelişmeler ne yazık ki sıkıntı verici. Sadece İdlib deyip de geçemeyiz. Kuzey batıdan, kuzey doğuya doğru koridorda ciddi sıkıntılar var. Malum 3 tane şehidimiz oldu.
Berlin süreci ağırlıklı Libya gibi görünse de ikili görüşmelerde de yine İdlib üzerinde durmayı düşünüyorum."
Değerli okurlarım,
Laf çok icraat yok, zirveler zırva haline geldi ve anlaşıldı ki Suriye''de çözüm yok.
Erdoğan''ın tek umudu, Türkiye, Rusya ve İran zirveleriydi.
Yandaş Yeni Şafak Gazetesi bile şu gerçeği yazmak zorunda kaldı:
"Rusya, Esed rejimi ve İran destekli teröristler, günlerdir uçak ve füzelerle yakılıp yıkılan İdlib''in Halep''e bakan kesiminde büyük kara bir operasyonu başlattı."
Türkiye''nin İdlib''i çevreleyen askeri gözlem noktaları hem işe yaramıyor hem de tehdit altında.
Kimi kime şikayet edeceksiniz?
Türkiye''nin Suriye konusunda başına gelenlerin tek sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan''dır.
Erdoğan iktidardan gitmeden Türkiye, ne Suriye batağından kurtulur ne de Türkiye''deki 4 milyon Suriyeliden kurtulur…