3 yeni parti ve öğütler

50 yıllık mesleki deneyimimde çok siyasi parti kuruldu, çok siyasi parti kapandı. Bugünlerde yeni siyasi partiler kurulma aşamasında ki onlara yardımcı olayım istedim. Gazeteciler ne de olsa halkla doğrudan ilişkiler kurarlar ve beklentilerini bilirler.

Önce partilerin tüzüklerinden bahsedeyim.

Siyasi partiler yasasına göre, hazırlanacak tüzüklerde çok önemli farklılıklar yaratamazlar.

Her genel başkan siyasi partiler yasasına göre "diktatör" denilecek kadar geniş yetkilere haizdir.

Genelde bu şartlarda siyasi partide demokrasi beklemeyin.

Partide genel merkez yöneticileri de il, ilçe belde başkanları da seçimle gelirler.

Ama genel başkanın talimatı ile anında görevden alınabilirler ve yerlerine hemen genel başkanın istediği kadrolar atanır.

Bu yüzden bazı partilerin teşkilat yönetimleri fazla üye kaydetmek istemez ve kendilerine yandaş olacak isimleri partiye üye yaparlar. Sonra da onları ilçe, il veya genel kurul delegesi yapacak ki parti yönetiminde söz sahibi olsun…

Yerel ya da genel merkez yönetiminde söz sahibi olmak demek milletvekillerinin ya da belediye başkan adaylarının belirlenmesinde de söz sahibi olmak demektir.

Değerli okurlarım,

Lafı fazla uzatmadan yeni kurulan partilerin kadrolarına parti programlarını hazırlarken şu öğütlerde bulunayım:

- Aile ile başlamalı,

- Kadın hakları ve toplumdaki sorunlarına çözüm yolları önermeli,

- Eğitime büyük önem vermeli,

- Aile bütçesine katkı sağlayacak projelere önem verilmeli,

- Aile fertlerine nasıl istihdam sağlanacağı anlaşılır şekilde projelendirilmeli,

- Kentten köye göç için tarımsal üretimin aile bazında nasıl teşvik edileceği anlatılmalı,

- Hayvancılığı teşvik edecek önlemler aile bazında ortaya konulmalı,

- Sağlıklı bir aile yapısı için koruyucu önlemler yer almalı,

- Mesleki eğitim ile işsiz üniversite mezunları değil, Türk sanayine nitelikli eleman yetiştirme amaçlanmalı,

Özetle yeni kurulacak partiler insanımıza dokunmalı…

Ailelerimize yaklaşmalı…

Hamasi demeçlerle, hayali vaatlerle, yapılamayacak projelerle vatandaşların karşısına oy istemeye çıkmamalı.

Bunun içinde liyakat sahibi kariyer sahibi insanların siyasi partilerin kurucular kurulunda da teşkilatlarında da görev almaları gerekir.

Bugün Türkiye'deki siyasi yapıda ne sağ ne sol ideoloji kaldı.

Kalan tek ideoloji, geçim derdi ideolojisidir.

İnsanca yaşama derdidir milleti düşündüren.

Değerli okurlarım,

Çoban Ateşi önderi Rıfat Serdaroğlu'ndan yeni parti ile ilgili bilgi istedim. Gündem yoğunluğundan verdiği yanıt bugüne kaldı, kusura bakmasın değerli dostum.

"Orhan Bey Merhaba,

Türkiye Genelinde örgütlenme çalışmalarımız devam ediyor.

Balıkesir de idik, Aydın'da idik, Denizli-Muğla-Fethiye toplantılarından sonra Ekim'in 22'sinden sonra kısmetse Eskişehir ve Ankara'ya geleceğiz.

Kısmet olursa sizi ziyaret etmek isteriz.

Toplantılarımıza ve hareketimize şehir merkezlerinde DYP-DP-ANAP-DSP de çalışmış, halen yönetim kademelerinde olan arkadaşlarımız ve AKP tarafından sıkıntıya sokulmuş vatandaşlarımız katılıp destek veriyorlar.

Kırsal kesimde ise, AKP'den blok halinde kopuşlar var.

Babacan-Davutoğlu gibi AKP'nin günahkâr türevlerinin adı geçmiyor.

Haklı olarak isim istiyorsunuz.

Size sadece Mehmet Gazioğlu-Mehmet Dülger-Orhan Taşanlar-Tınaz Titiz-Ufuk Söylemez-Murat Uysal-Beyhan Aslan-Salih Uzun-Durhasan Koca-Naci Akın-Yahya Bulgurcu-Gökhan Çapoğlu-Seza Kornaşor-İlhan Çelenk-Rüştü Okan gibi bizimle beraber olan arkadaşlarımın adlarını verebiliyorum.

Gerek kamuda, gerek özel sektörde ve yurtdışındaki arkadaşlarımı yakında takdim edeceğim. Ankara'da Genel Merkez için çalışmalarda son safhadayız.

Kasım sonu, yetiştiremezsek Aralık ayında partimizi kurmayı planlıyoruz.

Bir siyasi hareketin başarıya ulaşması için millette karşılığı olması şart. Bu olmazsa, ampul gibi havada kalınır. Görünen o ki, Türk Milleti Çoban Ateşi Hareketine gereken değeri verecektir."

***

Kasım ve Aralık derken yıl sonuna 3 yeni parti kurulmuş olacak ve 2020 yılında anlaşılan o ki "erken seçim" gongu da çalacak…

Artık Haziran mı olur, Kasım mı olur o kadarını da bilemem…

Sayın Dilipak'tan aldığım mesaj şöyle:

"Önce slm. Beni ne zamandan beri okursunuz bilmem. Çizgim hep aynıydı ve bir yere gelmedim.:) ve de hiç yandaş olmadım. Ben Müslümanım, Müslümancı değil mesela. Savunuyorsam haklı bulduğum noktadadır. Selam"

Sizi sık sık okurum Sayın Dilipak… Söz hakkına da saygım sonsuzdur…

Yazarın Diğer Yazıları