3 cephede savaşa Başkanlık tuz biberi
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Yurtta sulh, cihanda sulh" hedefi Türkiye için olmazsa olmaz bir ilke iken bugün Türk askeri yurt içinde PKK terör örgütüne karşı, Irak ve Suriye'de IŞİD ve YPD/YPG'ye karşı savaşıyor.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman askerleri Türkiye'de 35 yıldan bu yana yapılamayan çok büyük bir askeri güç ile PKK'nın tüm yuvalarını basıyor, inlerine giriyor ve teröristleri öldürüyor.
Yüzlerce PKK'lı terörist inlerinde öldürülürken şehit ve gaziler de veriyoruz, onları minnet ve şükranla anıyoruz.
Suriye topraklarında yuvalanan ve Türkiye'de terör yaratan IŞİD'i sınırımızda tehdit olmaktan çıkarmak için Türk ordusu 2 ayı aşkın süredir Birleşmiş Milletler kararları ve angajman haklarımız çerçevesinde Suriye topraklarında çok başarılı operasyonlara imza atıyor.
Özgür Suriye Ordusuna (ÖSO) büyük katkı veren ordumuz sivil halkın zarar görmemesi için her türlü tedbiri alıyor ve IŞİD'den temizlenen yerleşim yerlerine o toprakların sahibi Suriyelilerin dönmesini sağlıyor.
AFAD ve Kızılay da bölge halkına her türlü yardımı yapıyor.
Irak topraklarında Başika bölgesinde ise IŞİD'e karşı bölge halkını eğiten askeri kampları bulunuyor ordumuzun.
Bu kamplar vaktiyle Irak Yönetiminin daveti ve Amerika ile iş birliği çerçevesinde "eğit/donat" projesi çerçevesinde kuruldu.
Amerika ve müttefikleri Musul'un IŞİD'den kurtarılması için hazırlıklarını son safhaya getirmişken Irak Meclisi ve hükümeti Türk askerinin topraklarından çıkması için Türkiye'ye baskı yapmaya başladı. Hatta Musul harekâtında Türkiye'nin bulunmasına izin vermeyeceklerini açıkladı.
Biz de bu işin arkasında Amerika olduğunu ve amacın bölgede bir Kürdistan kurulması olduğunu yazdık.
Türk askeri Suriye'de tüm uyarılara rağmen bölgeden çekilmeyen Amerika'nın desteklediği PYD ve YPG mevzilerini vurunca Amerikan Savunma Bakanı Carter apar topar Türkiye'ye geldi.
Türkiye'de, "Musul harekâtında Türkiye de olacak. Ayrıca Irak topraklarında da kalacak. Türkiye ile Irak arasında köprü olacağız sorunların çözümü için" diye mesajlar verdi Carter.
İşte yazdıklarımızın doğrulandığı nokta da budur.
Irak hükümeti Amerika'nın kontrolü altındadır. Amerika ne derse Irak Hükümeti onu yapar.
Türkiye ise PKK ile Türkiye'de savaşırken Suriye ve Irak'ta da askeri harekâtlar sürdürüyor. Bu askeri harekâtların Türkiye lehine sonuçlanması da ancak diplomasi başarısı ile olur ki bu da iktidarı ve muhalefeti ile tek yumruk olmakla sağlanır.
Bugün Türkiye Amerika ilişkileri çok zayıf, Rusya ile de tam tersi sıcak ilişkiler yürütülmektedir.
Bu gelişmelere önemli bir sorun olan FETÖ ile mücadele de katılmaktadır. Muhalefet partilerinin mağdurlar olmasın çağrısına hükümet de katıldı ve son kararname ile imzasız, isimsiz ihbarların dikkate alınmaması kararlaştırıldı.
Bütün bu önemli gelişmeler yaşanırken Türkiye'de bir cephe de Başkan tartışması ile gündeme geldi.
Devlet Bahçeli'nin MHP'de Genel Başkanlığı korumak uğruna AK Parti'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan'a "Başkanlık" armağanı sunması ülkücü tabanda çok büyük kırgınlık, kızgınlık ve küskünlük AK Parti'de ise bayram havası yarattı.
Erdoğan belki Başkan olur ama Devlet Bahçeli ilk seçimli Kurultay'da bir daha Genel Başkan olamaz.