24 Haziran'ın gizli kodları...
Merve Kavakçı ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı'nın babası... Yeni Akit gazetesi yazarı... Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı... Baskın seçim kararının alındığı 18 Nisan Çarşamba günü, Yeni Akit gazetesinde kaleme aldığı "Fetullah Gülen olsam" başlıklı yazısı çıktı. Çok manidar buldum!.. Yazının meali, "Gülen özür dilesin. Son günlerini Erzurum'da geçirsin" kıvamında. Yazarın kimliğini ve de yandaş bir gazetede çıktığını da göz önüne alırsak safa yatmak mümkün değil. ADSIZ'ı yakından takip edenler bilir BO-ŞA-NA-MI-YOR-LAR yazılarımda dile getirdiğim birçok hususu. Çok kez yazdım, kapı arkalarında yürütülen ve hatta bazı ülkelerde gerçekleştirildiği iddia edilen barış görüşmelerini...
Manidar yazının tamamını buraya alamayacağım ama bana göre en can alıcı satırları dikkatlerinize sunacağım. "Muhterem dost okuyucuların müsamahası ve anlayışı recasıyla dikkat çekmek maksadıyla yukardaki başlık atılmıştır." deyip çözüm önerisi sunuyor Yusuf Ziya Kavakçı:
"Askerde, sivilde, ticarette, sanayide, istihbaratta, dünyanın her yerinde paralı pullu bir teşkilat olan Feto esas itibarıyla eğitim ve öğretim hizmeti iken açıktır ki Batının istihbarat ve güç kuvvetleri hegemonyası sonucu bugünkü duruma evrilmiştir. Yüzlerce mensubunun yurtdışına kaçmaları ve himaye görmeleri bu dış güçler tesirinin inkar edilemez delilidir. Üst amir kadronun alt kademeye hıyanet ettiği ve tabir caiz ise itibarlarını sattığı anlaşılıyor.
Bence bu teşkilat aslî hizmetine dönmeli ve saf ve temiz mensuplarının güzel duygularına bağlanmalıdır.
Fetullah Gülen dramatik bir kararla Türkiye'ye dönmelidir, açık bir beyan ile 'hata ettik, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyib Erdoğan ve arkadaşlarının iyiliğini aldık, suiistimal ettik, yanlış yaptık, tevbe, hem de tevbe-i nasuh ile tevbe ediyorum' demelidir. 'Peşiman oldum, nadim oldum, bir dahi işlememeğe azm u cezm eyledim', diye yüksek sesle ala meleinnas ahd vermelidir
....
Kendisini 15 Temmuz darbecilerden tecrid etmelidir, açıkça 'eskiden adamlarımdı, şimdi değil' diyebilmeli ve kendini onlardan tecrid etmelidir.
Ve Türkiye'ye köyüne dönmelidir. Zaten kaç yıl daha yaşar ki insan. Bildiğini de anlatır, teşkilata sadece eğitim ve öğretim hizmetinde olmalarını emreder ve bir de dünya çapında güçlü bir İslam alimleri yetiştirme ve İslam araştırma merkezi ve üniversiteyi kurar. Bu merkez ve üniversite Dünya'da benzeri olmayan bir kalitede müessese olur.
Türkiye'ye dönünce ve iktidar ile iyi münasebetlerini tesis edince, eminim, ona muamele de iyileşecek, böylece dış güçlerin tesirinden uzak olarak hayatının son günlerini yurtta geçirecek, teşkilatın asıl hizmeti yeniden canlanacak ve bir uluslararası İslam alimleri yetiştirme projesi faaliyete girecektir.
....
Bence FG bu engelleri aşmalı ve radikal bir kararla işin içinden çıkmalıdır.
Türkiye, Erzurum ve köyü memleketi. Yeter artık, Darül Harbi ve küfrü bırakıp Darül İslam'a dönsün. Gelince, fakire göre, öyle işkence etme ve zindana konma gibi bir kötü muamele ile karşılanmayacaktır. "Hata ettik, kul hakkı yedik, özür diliyorum, tevbe ediyorum" deyince akan suların durması lazım. Bu bence en uygun tamir yolu budur.
...
ABD'den çıkışına mani olacak güçleri atlatıp hastahaneye gider gibi bir davranışla ve Türk İstihbaratının da yardımıyla bu sürpriz hareketi başarmalıdır.
Fakirce bu ehven-i esrar, serreyn değil, esrar arasında en iyi bir çözümdür ve tek çıkar yoldur."
Hem nalına hem de mıhına gibi görünüyor ama alttan alta neler yürütüldüğünü ve kilometre taşlarının nasıl döşenip nereye varılacağını da gösteren zamanlaması da çok iyi ayarlanmış bir makale. Bu başlıkta bir yazıyı, o satırların yüzde birini herhangi bir muhalif gazetede herhangi bir muhalif yazar kaleme alsaydı başına neler gelirdi tahmin edin!.. Sakın ha yanlış anlaşılmasın!.. Maksadım Yusuf Ziya Kavakçı yakalansın kodese tıkılsın demek değil. Sadece objektif bir Türkiye manzarası fotoğrafı çektim. Sosyal medyada büyük tepki alınca gazete yazıyı internet sitesinden kaldırdı. Şimdi çok merak ediyorum; başta Abdurrahman Dilipak olmak üzere gazete yazar ve yöneticileri kamuoyuna nasıl makul ve mantıklı gerekçeler sunacak!..
Merhum Bülent Ecevit'in de "ABD, Öcalan'ı neden teslim etti hâlâ anlayamadım" sözleri de bu yazının dipnotu olsun!..
İddiamda ısrarlıyım. BO-ŞA-NA-MI-YOR-LAR. Arabuluculuk müessesesinin, çifti tekrar bir araya getirmek için önemli bir mesafe kazandığı da kesin görünüyor.
Çok manidar 2 not daha!.. Takvim yapraklarında "24 Haziran tarihte bugün" diye ararsanız;
* Hz. Ali Halife oldu...
* Mısır'da Müslüman Kardeşler'in adayı Muhammed Mursi Cumhurbaşkanı seçildi (2012)...
Büyük Taarruz ve Malazgirt Zaferi'nin yıldönümü 26 Ağustos olarak piyasaya sürülen ve sonradan 24 Haziran olarak karar kılınan baskın seçim tarihinin gizli kodları demek buymuş desem... "Komplo senaryosu yazıyorsun" der misiniz acaba!..