2023 umut mu, çöküş mü?..
İnsanlık için her gün yeni bir başlangıç olur da, her yıl yeni bir "umut" olabilir mi acaba?..
Hele de Türkiye gibi, son 40 yıldır terörün bitmediği bir ülkede, şiddetin toplumun gündeminden çıkarılması konusunda yeni bir sayfa açılabilir mi?..
Ya da son 20 yılda, AKP ile muhalefet arasındaki çatışmaların; enflasyon, yolsuzluklar, ihale kavgaları, torpil iddiaları ve liyakat tartışmalarının bitmediği bir ülkede, yeni yıl eskisini aratır mı, yoksa geçmişin üzerine bir sünger mi çekilir?..
Hiç kuşkusuz insanlar yılın son gününde, yeni yıl için güzel dilekler temenni ederken ve umutlarını yükseltmeye çalışırken, son yıllarda Türkiye''nin içine düştüğü sosyo ekonomik ve politik çalkantılar eskiyi aratmaktan ileri gitmiyor... Geçmişteki deneyimler de gösterdi ki, Türkiye ne yazık ki her yıl daha da kötüye gidiyor...
İşte İçişleri Bakanı''nın yılbaşı nedeniyle Tendürek Dağları''nda poz vermesi elbette teröre meydan okumak sayılabilir ama, 38 yıldır olan, bitmeyen terörün halen gündemde olmasına da ne yazık ki vurgu yapıyor...
İşte Türk Ordusu sınırda teyakkuz halinde... PKK ve IŞİD''e yönelik operasyonlar ise 2022''nin son gününe kadar devam etti...
Suriye''den sızan örgüt militanlarının yarattığı sıkıntılar bir tarafa, emperyalizm eliyle ordulaşarak devletleşmeye çalışan PKK ise sınırda pusuda beklerken, terörün 2023 yılında (önemli oranda enterne edilse de) halen tehdidini sürdüreceği anlaşılıyor...
Peki, Türkiye''nin tek sorunu terör mü?..
ZAMLAR DURMUYOR, TOPLUM SUSKUN!!!
2022 terörle mücadeledeki atakların yanı sıra, ekonomi alanındaki derin çöküşün ağır tahribatıyla da hafızalardan silinmeyecek...
Örneğin; dünya ülkelerinin büyük bölümünde gıda enflasyonu yüzde 10''da kalmışken, dövizdeki artışı ve Korona salgınını bahane ederek Türkiye''de gıda enflasyonunu yüzde 90''ın üzerine çıkaran rant şebekelerinin acımasız piyasa tuzakları, toplumun önemli bir bölümünü neredeyse aç bıraktı...
Devletin denetim yetersizliği ve başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AKP yönetiminin "fahiş zam yapanlara göz açtırmayacağız" şeklindeki tüm uyarılarına rağmen, market zincirleri, aracılar, toptancılar halkın kanını emmek için her şeyi yaptılar...
Ülkede, başta gıda maddeleri olmak üzere yüzlerce kalem ürünün fiyatı geçtiğimiz 6 ay içerisinde fahiş oranlara yükselirken, bir yandan da toplumun alım gücü düştü, çalışanlara, emeklilere, asgari ücrete yapılan zamlar da baştan itibaren geri alınmış oldu...
Ancak asgari ücrete yapılan son zamlar ve EYT ile 2 milyondan fazla yurttaşın emekli olacağının açıklanmasının ardından piyasa vurguncuları yine boş durmadı ve son bir haftada, başta gıda olmak üzere yüzlerce ürüne yine fahiş oranlarda zam yapıldı...
Bazı marketlerin, 1000 üründe fiyatların Ocak ayı süresince sabit kalacağını açıklaması, zamların Şubat''tan itibaren daha da artacağının işareti oldu...
Bu arada İstanbul Ticaret Odası''na göre, kentte yıllık enflasyon oranı yüzde 92.7''ye ulaştı...
Gazeteler dün AKP iktidarının, 2022''nin ilk 11 ayında yasal borçlanma limitini 146 milyar aştığına dikkat çekerken, araç muayene ücretlerinden pasaporta, ekmekten taksiye ve vergilerin neredeyse tamamına yapılan zamlar da gösteriyor ki, zaten kredi ve borç batağında olan yurttaşların da 2023''teki borçlanmaları büyük boyutlara ulaşacak...
Ve 2023''te, toplumu bekleyen sosyo ekonomik sorunların yanı sıra öylesine yaşamsal bir seçime girilecek ki, Türkiye''nin çıkmazları ya katlanacak ya da yeni bir yönetim sistemi ile farklı bir bocalama ve yapılanma sürecine girilecek..
İKTİDAR, MUHALEFET VE SEÇİM...
2019 yerel seçimlerinin hemen ardından "erken seçim" zırvaları bir yandan partileri hortumlayan anket firmalarınca, diğer yandan da partiler içi iktidar mücadelesi nedeniyle sürekli gündemde tutulurken, işte baştan bu yana savunduğumuz manzara ortaya çıktı ve erken seçim olmadı...
Ancak asıl mesele seçimde ne olacağı?..
İşte 6 partinin oluşturduğu Millet İttifakı''nın aralıklarla yayımladığı duyurularla, özellikle yeni Anayasa ve demokratikleşmeye dikkat çekilirken, Türkiye''nin sosyo ekonomik çıkmazlarının nasıl bertaraf edileceğine vurgu yapılmaması ne yazık ki umutsuzluk yaratıyor...
Bu arada İBB Başkanı İmamoğlu''na verilen cezanın ardından Millet İttifakı içerisinde miting ve sonrasında başlayan gerginlik sert tartışmalara yol açarken, cumhurbaşkanı adayı belirsizliği de ne yazık ki toplumdaki umutsuzluğu derinleştiriyor...
İktidar partisi ise bu karmaşa sırasında toplumu fethetmek için her şeyi yapıyor...
Son dönemde iyice oy kaybeden AKP''nin, toplumu sarsan zam, enflasyon çıkmazına karşı asgari ücreti yüzde 50''nin üzerinde arttırması, EYT''yi çıkarması ve memur-emekli maaş zammını yüksek oranda tutacağı beklentileri seçim yatırımı olarak nitelendirilirken, ekonomideki ağır çöküntüye rağmen (toplumdaki tuhaf suskunluk da) 2023 seçimlerinin geleceği açısından belirsizliği derinleştirmekten öteye gitmiyor...
Evet; genel değerlendirmelere bakılırsa, Millet İttifakı''nın yüzde 55, Cumhur İttifakı''nın da yüzde 45 oranında görüldüğü tahmin edilirken, AKP, Türkiye''nin 2022''de de en büyük sıkıntısı olan ekonomik çıkmazlara karşı kendince önlemler alarak, 2023''te toplumu kendi safında tutmaya çalışıyor...
Peki, muhalefet, AKP''nin bu ataklarına karşı nasıl bir sosyo ekonomik reçeteyle ortaya çıkacak, seçimi kazanmak için nasıl bir strateji uygulayacak acaba?..
Unutulmasın ki, kimi çevreler halkın bir kesimini "balık hafızalı" olarak nitelendirirken, maaş artışlarıyla sıkıntıları unutacak olan toplumun bir kesimi, muhalefetin safında nasıl tutulacak acaba?..
Türk Ordusu sınırda teyakkuz halindeyken, terör pusudayken, zamlar durmazken, siyasi ortam karmaşık bir haldeyken ve kafası karışık toplum şaşırtıcı biçimde suskunken, "2023, bu ülke için yeni bir umut mu olur" sorusuna şimdilik olumlu bir yanıt veremiyorum...