2012 ekonomide kayıp yıl oldu ?
2012 yılı siyasette başarısız bir yıl oldu. Meclis önemli bir yasa çıkaramadı. Başbakan ve ana muhalefet partisi başkanı, yalnızca dedikodu üstüne laf yarıştırdı. (En yeni örneği, Kılıçdaroğlu Afyon’daki patlama için dedikodu üzerine yüzde 99 ihtimalle sabotaj demişti.) Her ikisi de laf yarıştırmayı proje, düşünce yarıştırmaktan daha önde tutuyor. İki nedenle...
Bir... Proje ve düşünce yarışına medya yer vermiyor..
İki... İkisinin de tarzı ve altyapısı laf yarışına daha çok imkan veriyor. MHP’yi hiç demiyorum... Zira MHP hep AKP ile uzlaşmacı gidiyor. Etliye sütlüye de karışmıyor.
Öte yandan, siyasi başarısızlık ve tutarsızlık, AKP ve CHP’nin teröre sürekli taviz vermesi, terörü de azdırdı. 2012 terörün en fazla tırmandığı yıl oldu.
Dış politikaya halk tam bir başarısızlık olarak bakıyor. En son Suriye sorunu toplumun moralini bozdu.
Siyaset,terör, dış politika, doğrudan doğruya ekonomiyi de etkiliyor. Zaten küreselleşmenin can çekiştiği bir konjonktüre, bir de içte ve dıştaki siyasi başarısızlık eklenince, ekonomide beklentiler kötüye gitmeye başladı. Maalesef daha gidecek gibi görünüyor.
Beklentilerin bozulması, ekonomik istikrarı da aynı doğrultuda bozuyor. Bunun en bariz göstergesi, AKP Hükümetinin yatırımlar için iyi bir teşvik sistemi getirmesine rağmen, yabancı veya yerli sermayenin yatırım yapmıyor olmasıdır. 2012 ikinci çeyrekte Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH ) büyümesi içinde, “Gayri safi sabit sermaye oluşumu” bir yıl öncesine göre yüzde 7.4 oranında düşmüştür.
Maalesef Türkiye’de çeşitli çıkar sektörleri, bankaların etkisi ile başta medya, beklentileri kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek peşindedir.
Son uygulama olarak, ikinci çeyrek büyüme için medya hep taraflı olanlardan görüş almıştır. Söz gelimi hükümet üyeleri, 2.9 büyüme için “küçümsenecek bir büyüme değil” demiştir. Gerçekte ise fert başına büyüme, nüfus artışını yüzde 1.5 olarak alırsak, yalnızca yüzde 1.37 olmaktadır. Bu da durgunluk demektir. Hiçbir bakan elbette “Durgunluk var” demeyecektir. Sanayici, “İç talebi canlandırmak lazım” demiştir. Elbette talep olmazsa sanayici malını satamaz.. Sanayici cari açığı düşünmek yerine malını satacak talep ister. Bankacıya da sorarsanız, “Sıkı para politikası gevşetilmeli” diyor.
2012’de ekonomi nereye gider? sorusuna en iyi cevabı Merkez Bankası’nın beklenti anketi veriyor. Bu anket her ay yapılıyor. Beklenti sonuçlarını banka değil ankete katılanlar belirlediği için gerçeği daha iyi yansıtıyor.
Merkez Bankası beklenti anketine göre, TÜFE olarak yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 6.76 ’dir. Merkez Bankası yıl sonu enflasyon hedefi de yüzde 6.5’tir. Toplam talepteki durgunluğa rağmen bu oran yüksektir. Bunun neden, ekonomide düşük verimlilik, kamuda yanlış kaynak kullanımı gibi yapısal sorunlardır.
Ankette dolar kurunda bir artış beklenmiyor. Gerçekte Merkez Bankası reel kur endeksine göre, TL halen yüzde 16 değerlidir. Bu nedenledir ki, büyüme oranın düşmesine rağmen, bu yıl sonu için cari açık beklentisi yine yüksektir. 62.8 milyar dolar cari açık, GSYH’nın yüzde 8’i kadardır.