2011’de mevduata eksi faiz
TÜİK 2011 yılı için “Finansal yatırım araçlarının reel getiri oranları”nı açıkladı. TÜİK reel getiri oranlarını Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE ) ve Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE)’ye göre hesap ediyor.
2011 yılında ÜFE oranı yüzde 13.33 ve TÜFE oranı yüzde 10.45 oldu. Finansal yatırım araçlarının nominal getirileri ÜFE ve TÜFE olarak ayrı ayrı, enflasyondan arındırılıyor. Bu yolla reel getiri oranlarına ulaşılıyor.
Halkın yüzde 99’u için TÜFE önemlidir. TÜFE’ye göre, 2011 yılında Başbakanın sıfır faiz politikası isteği sıfırı da aştı eksi faiz oldu. Yüzde 15 vergi stopajı hesap edilmezse, 2011 yılında brüt reel faiz oranı yüzde eksi 2.79 oldu. Eğer vergi stopajını da koyarsak, reel faiz yüzde eksi 3.3’e çıkacaktır.
Eksi faiz, tasarruf sahibinin satın alma gücünü düşürür. Yani 2011 başında bankaya 100 lira yatıranın, yıl sonunda bu parası 96 lira 70 kuruşa düşmüştür.
Eksi faiz, elde TL tutanların, bu düzen ve özellikle bankalar tarafından sömürülmesi demektir. Türkiye 1970 ile 1980 yılları arasında böyle bir süreç yaşadı. Mevduat faizleri yüzde 20 dolayında iken, enflasyon yüzde 40’lara çıktı. Tasarruf sahibinin mevduatı eridi. Ancak o zaman sanayi yatırımları da yapılıyordu. Kredi maliyetleri de çok yüksek değildi. Dolayısıyla, tasarruf sahibinden sanayi sektörüne kaynak transfer edilmiş oldu. Şimdi ise, eriyen mevduatın bir kısmı faiz yoluyla spekülatörlere ve bankalara gidiyor.
Eksi faiz, fiziki yatırımların artmasına neden olur. Ancak ekonomik istikrar da yatırım kararını etkiler. Kaldı ki bankalar mevduata eksi faiz veriyor ve fakat işletme kredilerinden daha yüksek reel faiz alıyor. Buna karşılık eksi faiz, tasarrufların da düşmesine neden olur. Zira kimse elindeki tasarrufun erimesini istemez.
Yapılması gereken, tasarruflara düşük seviyede de olsa reel faiz vermek, buna karşılık yatırımları teşvik ederek, fiziki yatırımları hızlandırmaktır. Kur seviyesi de içeride ara malı ve hammadde yatırımlarını teşvik edecek seviyededir.
2011 Finansal yatırım araçlarının yıllık reel getirileri
ÜFE’ye göre TÜFE’ye göre
Mevduat faizi (Brüt) -5.26 -2.79
İMKB (100) -29.58 -27.74
Külçe altın 27.73 31.06
ABD Doları 8.30 11.23
Euro 7.97 10.78
2011 yılında en fazla kaybettiren, İMKB oldu. İMKB yüzde 30’a yakın zarar getirdi. Bu aynı zamanda İMKB’nin, iktisadi konjonktürle paralel gitmediğini ortaya çıkardı. Çünkü 2011 yılında ekonomi yüzde 8 dolayında büyüdü. İktisadi aktiviteler canlı oldu. Buna karşılık borsa ters yönde hareket etti.
Bir ekonomide sermaye piyasası önemlidir. Zira küçük tasarrufların yatırımlara yönelmesine yardımcı olur. Ne var ki, Türkiye de Borsa bir kumar alanı haline dönüştü. Borsa’da yabancı oranı da çok yüksek olduğu için, dış piyasa hareketleri daha etkili oluyor.
Öte yandan, 2011 yılında en yüksek reel getiriyi altın sağladı. TÜFE’ye göre yüzde 31.06 oranında reel getiri sağladı. Aslında, altının reel getirisi ile, Borsa’nın reel kaybı arasında, TÜFE olarak 58.8 puan fark var. Bu fark spekülatif piyasanın varlığını gösteriyor.