Çanakkale savaşları ve burada verilen olağanüstü bir mücadele sonucunda destanlaşan “Çanakkale geçilmez” şiarı hepimizin malumudur.
Fakat eminim ki birçoğunuz püskürtülen bu saldırının İngilizlerin Çanakkale’ye düzenlediği ikinci saldırı olduğunu, ilk saldırının 1807’de Napolyon savaşları sırasında düzenlendiğini ve İngiliz donanmasının Çanakkale’yi kolayca geçip Osmanlı donanmasını da Marmara Denizi’nde mağlup ederek Konstantinopolis önlerine demirlediğini bilmiyordur.
Osmanlı İngiliz Savaşı, 1807 - 1809 yılları arasında gerçekleşmiş, Napolyon Savaşları'nın önemli bir parçasıdır.
Üçüncü Koalisyon sırasında Osmanlı Büyükelçisi olan Horace Sébastiani, Fransa Cumhuriyeti'nin Sırbistan'da çıkan isyanı bastırmaya yardım etmesi karşılığında, Osmanlı'nın boğazları Fransız gemilerine açarak, Rus İmparatorluğu'na savaş açmasını teklif etti. Bu teklif üzerine Osmanlılar Ruslara savaş ilan etti. Bunu duyan İngiliz hükûmeti, Osmanlıların Horace Sébastiani'yi sınırdışı etmesi, Tuna Prensliği'ni Ruslara vermesi ve Fransızlara savaş ilan etmesi için bir ültimatom verdi ama Osmanlılar bu ültimatoma kulak asmadı.
Ültimatoma kulak asılmaması üzerine de İngiltere, Osmanlıya savaş ilan etti.
1807 yılında İngiltere, Çanakkale Operasyonu'na başladı. 19 Şubat 1807'de Sör John Duckworth komutası altında İngiliz Donanması, Çanakkale'yi ve Gelibolu'yu işgal etti.
18 Şubat 1807’de İngiliz filosunun beklediği rüzgârın esmeye başlamasıyla birlikte, Amiral Duckworth harekât emrini vermiş ve ertesi gün on bir gemiden oluşan İngiliz donanması Çanakkale Boğazı’ndan kayıpsız geçerek Marmara Denizi’ne açılmış ve Marmara Denizi'nde Osmanlı Donanması'nı yenerek Konstantinopolis’e ilerlemeye başlamıştı.
Amiral Duckworth komutasında on gemiden oluşan İngiliz donanması, 20 Şubat 1807’de, kendileri açısından en korunaklı bölge olan Kınalıada önlerinde demirlemiştir.
İngiliz belgelerinde “harekât” olarak isimlendirilen operasyonun temel hedefi İstanbul’u fethetmek değil sadece bu şekilde bir gözdağı vererek Osmanlı’yı Fransa karşıtı koalisyona çekmekti.
İngiliz donanması bu gözdağı görevini yerine getirdikten sonra geri çekilmiştir.
Osmanlı İngiliz savaşı ise 5 Ocak 1809 tarihinde, Osmanlı İmparatorluğu ile İngiltere arasında imzalan Kale-i Sultaniye Antlaşması veya Çanakkale Antlaşması ile sona ermiştir.
Bu eski savaş hikâyesini şimdi niye anlattım?
Efendim bir takım zevat çıkıyor Osmanlı’yı İttihatçılar yıktı yoksa Osmanlı yıkılmazdı falan diyor ya sakın ama sakın inanmayın…
Osmanlı son 200 yılınca acz içinde kıvranan, İngiltere, Rusya, Fransa ve Almanya gibi dönemin süper güçleri arasında denge politikaları uygulayıp, istenen her türlü tavizi vererek ayakta kalmaya çalışan tabir-i caizse hasta bir devlettir.
O kadar acz içindedir ki İngilizlerin 1807 işgali sırasında Osmanlı’nın aklına direnişi düşüren bile Fransızlardır!
Bakınız İngiliz donanmasını kapıda gören Osmanlı’nın İngilizlere boyun eğerek teslim olması an meselesiyken Fransız Büyükelçisi Horace Sébastiani “İngiliz donanması ateş ederse en fazla şehirde yangın çıkar, birkaç ev yanar. Yanan evler yeniden tamir edilir ama yıkılan devlet gururu bir daha tamir edilemez. Direnin tahkimat yapın İngilizlerin size yapabileceği fazla bir şey yok çünkü kara güçleri yok” Demiş. Bunun üzerine ikna olan Osmanlı da sahile 2000 kadar top yerleştirip tahkimat yaparak direnişe geçmiş.
Şimdilerde Çanakkale’yi geçilmez yapan Mustafa Kemal’i eleştirmeyi ama Osmanlı’yı göklere çıkarmayı marifet sayan Osmanlıcı taifeye bu kapak olsun!
1807’de Osmanlı’da bir Mustafa Kemal yoktu bu yüzden de İngilizler ellerini kollarını sallayarak Çanakkale’yi geçtiler.
Başta Mustafa Kemal olmak üzere Çanakkale’yi geçilmez kılan o kahramanların kıymetini bilmeli aziz anılarını yad ederek gelecek nesillere de aktarmalıyız.
