16 Nisan'da evet çıkarsa 2019 beklenmez Başkanlık o an başlar
23. Dönem CHP Manisa Milletvekili Avukat Şahin Mengü, "Erdoğan kendini yürürlükte olan anayasaya bağlı saymıyor. 17 Nisan'da başkanlık sistemi fiilen başlayabilir. Tayyip Erdoğan'ı da bir felaketin sonucunu yaşamaması için onu kurtarmak amacıyla hayır demek lazım'' dedi.
Konuğum olan 23. Dönem CHP Manisa Milletvekili Avukat Şahin Mengü Başkanlık Sistemi'yle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Mengü, "Anayasa literatürüne baktığınız zaman Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi diye bir kavram, kurum ve sistem yok" diye vurgulayarak sorularımı yanıtladı.
-Anayasa değişikliğine neden karşı çıkıyorsunuz?
Mengü: Başkanlık getirilmek isteniyor ama gerçek değil, çünkü kuvvetler ayrımı yok tek adamın elinde toplanması var. Yasama-yürütme-yargıyı tek elde toplar birine verirseniz, o insanı diktatörlüğe götürür. Önüne geçmeniz mümkün değildir. Maalesef bizim tarihimizde güç hastalığına katılanlar evlatlarını kurban edenler de olmuştur. Kontrol fren mekanizmasını kaldırırsanız ülkeyi felakete götürür, uçuruma götürür, istikrarsızlığa götürür, kaosa götürür.
İşte bu felaketleri önlemek için halkımızın referandumda hayır demesi lazım.
Tayyip Erdoğan'ın getirmek istediği ve AKP Milletvekillerinin metni görmeden boş kâğıda imza attıkları bu metne hayır diyerek Tayyip Erdoğan'ın da bir felaketin sonucunu yaşamaması için hayır demek lazım.
-Darbeci askerlerin yaptığı 1960 ve 1982 Anayasalarında da tek adam sistemi yok değil mi?
Mengü: Yok tabii ki. 27 Mayıs ve 12 Eylül askeri darbelerini yapanlar bu kadar büyük gücü tek kişiye vermeyi akıllarından geçirmemiş, anayasaya koymamışlardır. Kuvvetler ayrımı kuralına bağlı kaldılar. 12 Eylül'ü yapanlar devletin üniter yapısını bozacak hükümleri de koymadılar, tek adama da bugün verilmesi istenilen yetkileri vermediler.
-Darbeci askeri yönetimler vermedi de siviller neden istiyor tek adam olmayı?
Mengü: Güç hastalığına kapılan liderler, merhum Demirel gibi merhum Özal gibi Başkanlığı istediler. Tayyip Erdoğan daha fazla kapıldı maalesef bu hastalığa. Erdoğan bir devlet sisteminde yetişmediği ve başkanlığını yaptığı belediyecilikten geldiği için ki o da, belediye tipi başkanlık istiyor şimdi. Ancak Türkiye bir il değil, bir il gibi idare edilemez.
-Özal Cumhurbaşkanı iken 1. Körfez Savaşı'nda Türkiye'nin Musul ve Kerkük'ü işgal etmesini istedi ama Başbakan karşı çıktı, yakın arkadaşı Savunma Bakanı Sefa Giray ve Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay istifa edip Özal'ı engellediler. Ya Başkan olsaydı?
Mengü: Merhum Özal bugün getirilmek istenen Başkanlık yetkilerine sahip olsaydı 1. Körfez Savaşı'nda Irak'ın Musul ve Kerkük kentlerine girmişti Türk Ordusu. Büyük bir bataklığın içinde kalacaktık. Kaldı ki Başbakan direndi, Millî Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı tepki gösterip istifa edince Türkiye bu oyuna düşmedi.
Suriye konusunda da hukuken ve siyaseten girdiğimiz bataklıkta bakın bugün biz yokuz Amerika var Rusya var. 1 Mart tezkeresini reddeden Meclis Türkiye'yi büyük bir riskten kurtarmıştı.
İşte bütün bunlar tek adam yetkisinde olsaydı ülkemizin aleyhine sonuçlar ortaya çıkacaktı.
-16 Nisan'da Evet çıkar ve Başbakan Binali Yıldırım Hükümeti istifa ederse Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yani Başkanlık hemen devreye girer mi?
Mengü: Anayasa değişikliği 2019 yılında devreye girecek diye hüküm var ama OHAL olduğu için bir Kanun Hükmünde Kararname ile Başkanlığın idari yapısı oluşturulur ve 6 ay içinde hemen devreye sokulabilir. Çünkü Erdoğan kendini yürürlükte olan anayasaya bağlı saymıyor. "Fiili Başkanlık başlayabilir." 16 Nisan'dan sonra KHK ile her şeyi değiştirebilir. Başbakan Yıldırım ve hükümet istifa eder evet çıkarsa.
Aslında ben en çok Başbakan Binali Yıldırım'a acıyorum. O makamda oturacak ama hiçbir yetkiyi kullanamayacaksınız. Hanım Bakana "Hollanda'ya gitme" diyeceksiniz ama Cumhurbaşkanından talimat alıp sizi dinlemeyip gidecek.
Hollanda Başbakanı ile yemek yiyeceğini açıklıyor Binali Bey ama Erdoğan hemen, "Benim onunla yemek yiyecek Başbakanım yok" diye izin vermiyor.
Başbakanın hiçbir kıymetiharbiyesi kalmadı. Başbakan, 16 Nisan'da hayır çıkarsa bu baskıdan kurtulacak ilk adam olacak.
-Anayasa değişikliğinde olan bir hüküm var. 6 ay içerisinde kamu görevlilerini atamak durumunda. Hükümet de Başbakan da kamu görevlisi değil mi?
Mengü: Evet, hükümet de kamu görevlisi ama bir Olağanüstü Hal Kararnamesi çıkartır, herkesi sabahtan akşama kadar değiştirir hiç kimse de buna mani olamaz.
Bu sistem ile yargı da Cumhurbaşkanı'na bağlanıyorsa, sabahları zil çaldığında sütçü gelmiştir demekten vazgeçeceğiz, artık kimi almaya geldiler diye düşüneceğiz.
Her sabah kalkıyoruz bugün 300 kişi içeri alındı, bugün şu kadar hâkimin görevine son verildi. Kendisinin atadığı Anayasa Mahkemesi üyesini tutukladılar. Bir yüksek yargıcın nasıl yargılanacağı Anayasada yazıyor onu bile ciddiye almıyorsunuz.
2010 anayasa değişikliğiyle yargının siyasallaşması sağlandı ve bu noktaya gelindi.
Bundan sonra 3 kuvvetin bir elde toplandığını düşünebiliyor musunuz? Bu ülke yaşanmayacak bir ülke haline gelir.
-Partili Cumhurbaşkanı devletin tüm üst kademeleri ile partisinin tüm makam ve mevkilerine atama yapacak değil mi?
Mengü: Bu söyledikleriniz çok doğru. Ben her yerde şunu söylüyorum; bu anayasa değişirse sakın kendinize avukat falan tutmayın. Davanızın büyüklüğüne göre İl, İlçe Başkanı tutun, partili birini tutun. Çünkü o hâkime talimatı verebilecek olan ya İl Başkanı, ya İlçe Başkanı olacaktır.
Bu Ermeni katliamları oluyor söylemleriyle diplomatlarımızın üzerinde baskı kurulduğu dönemde rahmetli Ecevit'e, devlet niye buna karşı bir şey yapmıyor diye sordum. Ecevit, "Devlet illegal faaliyetlerde bulunmaz. Devlet bir kere illegal faaliyette bulunursa bunun duracağı yer belli olmaz" dedi. Devlet adamlığı işte odur.