100 milyar dolar eridi, 200 milyar dolar kaçtı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, Doğu Akdeniz, ekonomik kriz, dış politika ve Türkiye''nin beka sorunu konularında AKP ve MHP milletvekilleri ile iktidarı, "ihanet içindeler" diye suçladı. Kuşoğlu sorularımı yanıtladı:
-Türkiye''ye uluslararası finans kuruluşlarından kredi neden gelmiyor?
Kuşoğlu: "AKP iktidarının uyguladığı dış politika sonucunda; Türkiye taviz vermek zorunda kalır. Bugün döviz ile ilgili olan sıkıntılarımızı aşabilmek için siyasi konularda taviz vermek zorunda kalırız. Türkiye ekonomideki çözümü de gün geçtikçe geciktiriyor. Ne kadar gecikirse maliyeti de o kadar ağır olacak. Bunun çözümü için ya IMF ile kötü bir anlaşma yapmak zorundayız ya da ABD veya Avrupa''ya tavizler vererek anlaşma yapmak zorundayız."
-Türk ekonomisi güven vermiyor mu?
Kuşoğlu: "Güven vermiyor çünkü en çok yurtdışına parasını kaçıranlar AKP''liler, AKP iktidarından nemalananlar. Güven vermediğinin en büyük göstergesi budur. İstatistikleri açıklasınlar; Türk yatırımcısı son 5 yıldır kendi ülkesine değil, yurtdışına daha fazla yatırım yapıyor. Türklerin en az 200 milyar dolar yurtdışında parası var. Bu rakamın yarısı Türkiye''ye gelse ülke ayağa kalkar. Bu iktidara olan güvensizliğin bir sonucudur."
-Faizleri düşürdüler ama enflasyon neden düşmedi?
Kuşoğlu: "Enflasyonu körüklediler, gereksiz yere üretime yönelik olmayan yatırımlar arttı. Üretim harcamalarının teşvik edilmesi ve artırılması gerekiyordu, tüketimi artırdık bu harcamalarda enflasyonu tetikliyor. Bu yanlış politikaların sonucunda şimdi enflasyon da, döviz de, faizler de altın da artıyor.
Biraz siyasetin dışına çıkarak, milliyetçi, vatansever olarak bunları görmemiz gerekiyor.
2 senede 100 milyar dolardan fazla ülkenin parasını erittiler ne faiz düştü ne de döviz.
İşsiz sayısı 10 milyona ulaştı, bu insanlara hesap verecek birisi yok mu? İktidar neden hesap vermiyor?"
-Türkiye, Akdeniz ve Ege''de "Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmedi" diye eleştiri var. Neden geç kaldık?
Kuşoğlu: "Mısır''la anlaşamamamızın nedeni bizim siyasal İslamcı bir politika izlememizdir. Erdoğan''ın kişisel zihniyetinin Mısır''la uyuşmaması nedeniyle devlet politikasını kenara itmesidir. Bu hata Suriye''de yaşadıklarımızdan çok daha büyük maliyetler getirecektir.
Bunları neden göremiyoruz, neden sadece muhalefet partisi dillendirsin ki?
Bu ülkede oturanlar bu ülkenin sahipleri değil mi? Akademisyenler, gazeteciler, milletvekilleri… Bu kadar vurdumduymazlık olmaz.
Bu kadar iç siyasete bağlı dış politika yapılmaz.
Milli çıkarlarımız, geleceğimiz yok oluyor. Görmüyor muyuz tüm bunları? Sırf Tayyip Erdoğan''a olan bağlılık ve kutuplaşma yüzünden ülkenin beka sorunu ortaya çıkıyor, ülkeye ihanet ediyorlar."
-PKK terör örgütü PYD/YPG ile terör devleti kurmak için Amerikan petrol şirketi Delta ile anlaştı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kuşoğlu: "PKK''yı yok ettik diyoruz evet iyi bir mücadele var ama Suriye''de bir ordu kuruldu bunun da görülmesi gerekiyor. Dün beka sorunu dedikleri sorun çok daha fazla büyümüş durumda. Yanlış politikalar nedeniyle kendilerinin neden olduğu daha büyük beka sorunları ortaya çıktı.
Bunu dinleyip anlamayan iktidar partisindeki milletvekilleri, siyasetçiler bu ülkeye ihanet içerisindeler. Bu kadar büyük yanlışlıkları görmeyen insanlar da iktidarla birlikte ihanet içerisindeler."
-S-400 Hava Savunma sistemi kurulamadı, F-35 savaş uçakları alınamadı, BMC-Katar ortaklığı tank üretemedi. Neler söyleyeceksiniz?
Kuşoğlu: "S400''lerin maliyetini sadece 2 buçuk milyar dolar olarak görüyoruz fakat S400''ü aldığımız için bir de F-35 maliyeti ortaya çıktı.
Daha önemlisi Türkiye F-4''leri envanterinden çıkarttı. Hatırladığım kadarıyla F-16''ları da 2027 yılında envanterinden çıkacak ki savaş uçağı olmayan bir ülke olacağız.
Uçak envanteri oluşturmak için sipariş veriyorsunuz ve teslim edilmesi belirli bir zaman alıyor.
Türkiye hava gücünü kaybeden bir ülke haline geliyor. Bu da ayrı bir beka sorunudur.
Diğer taraftan tank yapacaktık. Ambargo olduğu için motor da, şanzıman da alamıyoruz. Bir süre sonra tankı ve savaş uçağı olmayan, askeri gücü zayıflayan bir ülke haline geleceğiz.
Parış Pınarı Harekatı''nda askeri gücümüzün karşısında duramadıkları halde bir haftada askerimizi durdurdular. Bunu askeri güçleriyle değil, siyasi güçleriyle yaptılar.
Erdoğan''a bir mektup yazdılar, mal varlığıyla tehdit ettiler ve durdurdular. Bu ülkenin milliyetçileri, vatanseverleri bunları görmeyecek mi?
Böyle ülke yönetilmez. Böyle devam etmez."