Zor günlerde gazeteciler için iktidara soru kılavuzu

Aktif muhabirlik günlerimi hatırlıyorum. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık muhabirliği meslekteki en kıdemli yerlerden biriydi. Bu iki alana bakan kıdemli muhabirler Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın gölgelerini bile takip ederlerdi. Ne gecemiz ne gündüzümüz, ne hafta sonu ne de yıllık iznimiz olurdu. Cumhurbaşkanını veya Başbakanı kaybet, üstüne bir de haber atladın mı şeften bir araba odun yerdin.
Turgut Özal’ın atlatmaları, koy kovalamacaları.. Mesut Yılmaz’ın Nenehatun buluşmaları.. Necmettin Erbakan’ın gece yarısı görüşmeleri,  Altınoluk tatilleri.. Tansu Çiller’in ne zaman ne diyeceği ne pot kıracağı ve de ayakkabısını nerede çıkaracağı belli olmadığı için yaptığımız bire bir markajlar...
En rahat ettiğimiz liderler ise Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit’ti. Pek şaşırtma vermezlerdi. Lüks otellerde ve yatlarda tatil gibi alışkanlıkları da olmadığı için nispeten rahattık.
Yakaladığımız kareyi, görüntüyü, haberi hiçbir çekincemiz olmadan haber merkezine götürürdük ve hele bir de özel ise çıkan haberimizden pek keyif alırdık.
AKP iktidarı ile birlikte gazetecilikte bu iki alan rahmetli oldu. Nedenleri çok yazıldı çizildi. Malumu tekrar etmeye gerek yok.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Bodrum’da lüks bir otelde tatilde. Otelin etrafında gazeteci yok. Erdoğan ailesinden tek kare görüntü yok. Samsun sel felaketi altında inliyor. Başbakanımız tatilde olduğu için rahatsız edilip huzuru bozulmuyor. Ama AKP’nin faşizan zihniyeti Erdoğan tatilde olsa bile soluk aldırmıyor. Bir haber televizyonunda canlı yayında, Samsun Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’a “TOKİ konutları dere yatağında mı” diye gayet rutin soru yönelten spiker akıl almaz bir fırça yedi.
Yusuf Ziya Yılmaz haklı!..
Askeri uçağımız düşürüldüğünde Başbakan’a Ankara’da Hürkuş’un kokpitinden indiğinde sadece “şu anki duygularınız nedir” diye soruluyorsa şimdi onun Belediye Başkanına bu kasıtlı(!) soruları sormaya nasıl cüret edilebilir?
 Tüm gazetecilere ders olsun ve de gazetecilik okullarında ders olarak okutulsun diye, şimdi bu örnek olayda AKP’li bir Bakan’a veya yetkiliye nasıl soru yöneltilirden, örnekler vereceğim:
* Efenim, öncelikle sizlere büyük geçmiş olsun. Sizin gibi büyük idarecilerin dere yatağına toplu konut yapmayacağını çok iyi biliyoruz. Bize gelen istihbaratlar muhalefetin inşaatlar sırasında gece yarısı bölgeye sızdığı ve bu işi tezgahladığı yönünde. Bu konudaki görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
- Muhalefet, sel sularını toplu konutlara yönlendirmiş olabilir mi?
- Efenim, malumunuz yaz mevsimindeyiz. Ölümler, evlerini sel basan vatandaşların gece pencere ve kapılarını açık bırakmasından ve sel sularının bu yüzden oraları basmasından kaynaklanıyor olabilir mi?
- Efenim, sizi iktidardan göndermek için Hükümetle kavgalı olan bazı toplulukların bölgede sık sık yağmur duasına çıktıklarını düşünüyor musunuz?
- Efenim, malumunuz ABD’de seçimlere az bir zaman kaldı. Bölgede sel felaketinden dolayı meydana gelen vatandaş tepkisi bu seçim sürecini nasıl etkiler?
- Efenim, sel sularına kapılıp kaybolan vatandaşlarımızın bulunması için Nautilus bölgeye ne zaman hareket eder?
- Sel sularında yıkılan köprüler ile çöken yollar hangi muhalefet partisinin iktidar döneminde yapılmıştı?
- Efenim, sizlerin hiçbir suçu ve de kusuru olmayan bu olayda bazı densizler sosyal paylaşım sitelerinde TOKİ konutlarının teslim töreni öncesinde bilbordlara astığınız  “Başarı ekip işidir” ,  “Yaşam kenti Canik” sloganlı afişleri paylaşıyorlar. Bu hain saldırı Beşşar Esad tarafından tertip edilmiş olabilir mi?
- Sel olayının açılım sürecine olumsuz etkisi olabilir mi? 
- TOKİ’nin bu sel faciasında daha büyük faciayı nasıl önlediğini bize ayrıntıları ile anlatır mısınız?
- Sizi haksız yere eleştiren malum yıkıcı çevrelere bir çift sözünüz olmayacak mı?.. Onların ağzının payını verip vatandaşın gönlünü almayacak mısınız?
- TOKİ konutlarının Fransız balkonlarında Sarkozy’nin çürük malzeme kullandığı yönündeki belgeleri kamuoyu ile ne zaman paylaşacaksınız?
- TOKİ konutlarının inşası sırasında barış sürecini baltalamaya çalışan Ergenekoncuların rolü nedir?
- TOKİ konutlarına sızıp hatalı inşaatlar yapan Ergenekoncularla ilgili  yargıda yeni düzenlemeler yapmayı planlıyor musunuz?
- Efenim, sürç-i lisan ettiysek af ola.


Siyaset tatile girer mi?

TBMM yorucu bir maratondan(!) sonra tatile girdi. Milletvekillerimiz bir çok şeyi torbalayıp gittiler ama nereye?..
Hem iktidar hem de muhalefet olsun, ben çoğu milletvekilinin bölgelerine gitmekte çok zorlanacağını düşünüyorum. Vatandaşın  yakalayacağı milletvekiline çok sorusu olduğunu düşünenlerdenim. Cesaret edip köylerine gidebilenler de fazla dayanamazlar ya bir tatil beldesine kaçarlar ya da Ankara’ya dönerler. Anlayacağınız, Ankara’daki sessizlik öyle fazla sürmez. Zaten CHP ve MHP’de kurultay takvimi işliyor. CHP’nin kurultayı 17-18 Temmuz’da. Bu tarihin ardından da CHP’nin iç sıkıntısının biteceğini tahmin etmiyorum. Parti vitriniydi, şuydu-buydu derken ana muhalefet partisi yeni bir kongre sürecine girer. MHP’nin Kurultayı 4 Kasım’da, il kongrelerinin Temmuz sonuna kadar bitirilmesi planlanıyor. AKP iktidarının sıfır sorunlu dış politikası ve devam eden açılımları ile birlikte TBMM’nin 1 Ekim’de açılacağı güne kadar sıcak siyasetin tatil yapacağını düşünmüyorum.

Yazarın Diğer Yazıları