Televizyonu açmaya korkar oldu insan; Çarpılıp, ağızları burunları ters dönüverecek o yemin billah ederek atıp tuttukları kürsülerde.
Bir şey değil +18’siz yayınlandığından, al çoluğunun çocuğunun başına travma, durduk yere!
Şiir okumaya çıkmış müsamere çocuğu gibi boyundan/sesinden büyük bağırıyor dün yine:
- CHP ve MHP’ye soruyorum, 27 Mayıs darbesinde neredeydiniz?
1960’da MHP neredeydi?
CHP’nin yeri malum;
MHP’ye gelince...
Allah sizi inandırsın ben de bilmiyorum!
Sahi 1960’da MHP neredeydi?
Belki Alparslan Türkeş’in hayallerinde... Belki Nihal Atsız’ın düşlerinde... Belki Dündar Taşer’in fikirlerinde!
H H H
1969’da kurulan MHP’yi, 1965’te siyasete atılan “eski ve ’ihtilal’in hemen ardından sürgüne yollanan Milli Birlik Komitesi üyeleri” nin konumunu çarpıtarak, 1960’taki 27 Mayıs darbesinin “yanında” göstermek mi “izzetli” bir tavır şimdi?
Malum dünkü AKP grubunun “motto” su “izzet ile zilletin bir arada barınamayacağı” teziydi:
“12-13 yıl önce IMF karşısında boyun eğenler Türkiye’ye zilleti yaşatmıştı... Bu millet izzeti bu kadrolarla gördü. Onun için sürekli AK Parti’ye oy veriyor. Aç kalırsa açlığa dayanır, esir düşse şehit olana kadar savaşır ama bir şeyi zinhar kabul etmez. Bu millet zilleti zinhar kabul etmez, etmeyecek...”
Allah’ın sopası yok; dillerini ayaklarına böyle doluyor işte!
Davutoğlu’nun en üst perdeden sarf ettiği gibi, -evet- tam 12 yıl önce, -evet- IMF/ABD’yle pazarlık masasında, -evet- tarihi bir “zillet” i gördü Türk Milleti! Ve bu millete, o zilleti yaşatan bugün “izzet” nutukları atan Davutoğlu’nun partisi AKP’den başkası değildi.
Buyrun belgesi:
“Yazık oluyor bu ülkeye, yazık oluyor umutlarımıza.(...) Ankara’nın ikna odalarından yansıyan görüntü o ki siz de diğerlerinden farklı olamayacaksınız. Çok yazık! Anlaşılan yolumuz yine Amerikan çavuşluğuna düşecek. (...) Dünyayı ateşe vermeye çalışan IQ fukarası bir delinin korku tellallarının gözü aydın olsun! (...) Eğer Amerikan yapımı diplomatik fuhuşun stratejik ortağı olarak ayakta kalacaksak, varsın eksik olsun... Çünkü bu dünyada Amerikan saldırganlığının meşruiyet kaynağı olarak yaşamaktan daha zillet verici bir durum olamaz.”
İmza:
AKP’nin eski milletvekillerinden, havuz medyasının eski genel yayın yönetmenlerinden, -en mühimi tabii- hali hazırda “paralelci” ilan edilmemiş olan Mehmet Ocaktan!
Tarih: 21 Şubat 2003
Yer: Yeni Şafak
Bu da mı “darbe” ha;
Bu da mı “kumpas” ?
Yabancı değil, “evladınız” Mustafa Karaalioğlu’nun yine 12 yıl önce, 2003 Şubat’ındaki ifadesiyle bir milletin, bir devletin bekasını, bütün tercihlerini “6 milyar dolara Washington’a ciro edenler” den mi öğreneceğiz izzeti?
Eksik olsun!
