Zeytin Dalı Harekâtı devam ederken...

Türkiye'nin 20 Ocak'ta Afrin'de başlattığı "Zeytin Dalı Harekâtı" sırasında neredeyse tüm yabancı ve Arap siyasi gözlemciler ve hatta bazı Türk çevreler, TSK'nın Afrin'in merkezine giremeyeceğini ve sadece kuşatacağı öngörüsünde bulundular. Tabii ki bu görüşlere atfen uluslararası camianın da müdahil olacağı ve sonucunda ortak bir çözüm üzerinde anlaşılacağını da eklediler. Neden?

Çünkü Türkiye'nin Afrin'i ele geçirmesini istemiyorlar, harekatı yarıda kesmesini ya da zor duruma düşmesini bekliyorlardı. Ancak kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri yüzyıllardır süregelen savaş geleneğine sahip çıkarak tayin edilen planı harfiyen uyguladı ve tüm dünyayı şaşırttı. Türkiye'nin meşru müdafaa hakkını kullanarak Afrin'i ele geçirmesiyle bölgedeki dengeler bozuldu.

Ankara'daki resmi kaynaklardan sürekli olarak Afrin'den sonra terör örgütlerinin bulunduğu Menbiç, Kobani, Kamışlı ve Sincar'a kadar uzanan bölgelerde bulunan terörist unsurların etkisiz hale getirilene kadar operasyonların devam edeceği yönünde açıklamalar yapılmaktadır.

Bazı gözlemcilere göre Afrin'den sonraki adımların çok hesaplı ve dikkatli olması gerekmektedir. Özellikle Menbiç'le ilgili 09 Temmuz 2017 tarihinde Yeniçağ'da yayınlanan "ABD'nin Suriye Ayağı Kürdistan Projesi" başlıklı makalemde Pentagon'un yıllardır üzerinde çalıştığı Kürdistan projesinin temelini oluşturmak için kantonlarda 7 havaalanı ve askeri üs inşa etmesinden bahsettim. Bu bağlamda ABD'li yetkililer ise "Biz Afrin'de yoktuk ancak Menbiç'te varız" şeklindeki tavırlarının yanı sıra Menbiç'ten çekilmeyeceklerini ve SDG-YPG'ye destek vermeye devam edeceklerini ifade etmektedirler.

Öte yandan Afrin'e yakın Minniğ Havaalanı ve çevresi, Tel Rıfat rejiminin kontrolünde, Zehra ve Nabul yerleşim merkezleri halen PKK-YPG kontrolündedir.

Özel kuvvetler çok büyük bir başarıyla Afrin'in merkezine girdi. PKK-YPG karışımı unsurlar silahları dahil her şeylerini geride bırakarak kenti terk ederek ABD'nin hâkim olduğu bölgelere kaçtılar.

Fırat Kalkanı Harekâtı'nın ardından Zeytin Dalı Operasyonu'nun da Afrin'de başarıyla gerçekleşmesiyle birlikte artık Suriye denkleminde farklı bir Türkiye'nin yer aldığı görülmektedir.

Böylece bu operasyon sonucunda hali hazırda Suriye'de fiilen 3 bölgeli bir yapı oluştuğu anlaşılmaktadır;

-ABD'nin denetimi ve kontrolünde YPG-PYD,

-Rusya ve İran'ın desteklediği Esad Rejimi,

-Türkiye'nin desteklediği muhalif gruplardan oluşan ÖSO.

Öte yandan Menbiç'te ABD'nin yanı sıra hem Rusya hem de rejime ait askeri unsurların bulunduğu da dikkate alınmalıdır.

Ankara'nın tüm terör örgütü unsurlarının Menbiç, Kobani, Kamışlı, Sincar ve Kandil'e kadar uzanan bölgelerden temizleme operasyonunun devam edeceği yönündeki açıklamalarından sonra eş zamanlı olarak 23 Mart tarihinde General Gerard ve ABD'li Büyükelçi William Robak'ın yer aldığı Amerikalı heyetin Menbiç'i ziyaret etmesi manidardır.

Ayrıca Ankara tarafından teröristlerin Menbiç'ten çıkarılmaları için görevinden alınan eski ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile öngörülen anlaşma yapılmadığı takdirde askeri gücün devam edeceği bildirilmektedir.

Afrin'de el yapımı bomba tuzaklarının temizlenmesi de dahil güvenliğin sağlanmasının yanı sıra elektrik, su gibi ihtiyaçları ve altyapı çalışmalarının yürütülmesi, temsil gücü yüksek idari meclisin kurulması, giriş-çıkışların ciddi bir şekilde kontrol altına alınması ve sağlıklı bir istihbarat ağının var olması önem arz etmektedir.

Ankara, Menbiç için kriter olarak demografik yapıyı ileri sürmektedir. Ancak 2014'ten sonra gerek Menbiç gerek Afrin'de Kerkük'te olduğu gibi demografik yapının büyük bir bölümü değiştirildi. Afrin'den göç edenlerin geri dönmesi ve yeni gelenlerin kendi bölgelerine dönmeleri de dikkate alınmalıdır.

Terörist gruplarının yoğun bir şekilde bulunduğu Sincar ve Kandil, Türkiye'nin bekası için tehlike arz etmektedir. Menbiç'ten önce bu bölgelerin temizlenmesi gerektiği kanaatindeyim.

Netice itibariyle Türkiye için beka ve güvenlik tehdidi ortadan tamamen kalkıncaya dek uluslararası hukuk çerçevesinde diplomasi kullanmak kaydıyla tarih yazmaya devam edeceğiz...

Yazarın Diğer Yazıları