Zeytin Dalı Harekatı…
Türkiye Suriye politikasında uzun yıllar büyük hatalar yaptı, çok sıkıntılar çekildi lâkin son zamanlarda Suriye politikalarında doğru şeyler yapılıyor. Zeytin Dalı Harekatı bu doğrulardan biri.
Yazıyı yazdığım saatlerde kara birliklerimizin de Kilis Gülbaba'dan Suriye'ye giriş yaptığı açıklandı.
Allah Ordumuzu muzaffer etsin…
Kilis'in eski ilçesi Afrin Hatay'ın dibinde, hemen yanıbaşımızda. Bu coğrafyanın PKK-YPG oluşumuna terk edilmesinin "Büyük Kürdistan" hayaline hizmet olduğunu herkesin artık anlaması gerekiyor. Büyük Kürdistan'dan sonraki adımın ne olacağını tahmin edemeyenlerin ise siyaseti bırakması en doğru hareket olur.
Bu müdahaleye karşı çıkanlara baktığımızda Türkiye'nin Güneydoğusundan Kürdistan çıkartmaya çalışanları görebilirsiniz. Bunların Büyük İsrail'in binek taşı olacak Büyük Kürdistan'dan rahatsız olduğu yok zaten.
Onları rahatsız eden şey "Rojava" masalını bitirecek hamlelerin ardı ardına gelmesi. Ve bunun devam edeceğine dair açıklamalar.
Onlar üzülüyorsa yol doğru demektir.
**
Son zamanlarda milli meselelerde hükümet ve muhalefetin tek ses olduğunu görmek sevindirici. Ayrıntılarda anlaşmazlıklar olabilir ama genel çerçevede milli bir mutabakat olduğu görülüyor.
CHP'nin içindeki Kürtçü unsurların rahatsızlığı hepimizin malumu ama Kılıçdaroğlu'nun bu konuda Türk kamuoyundan farklı düşünmediğini Cumartesi günü bir gurup Kürtçü-CHP'linin yuhaladığı konuşmasında da gördük.
Uzunca bir süredir CHP yönetimindeki kimi isimlerin Kürtçü-Bölücü-Ermenici organizasyonların bir parçası gibi davrandığı herkesin malumu. Bunun en son örneği İstanbul İl Başkanlığı'na seçilen hanımefendinin twitleri. Genel Başkan Yardımcıları, Milletvekilleri PKK cenazelerine gidip İl Başkanları PKK'lı ölüler için twitler dizip, Türkiye'yi Ermeni soykırımı ile suçlayınca Almanya'da yaşanan olay insanı şaşırtmıyor.
CHP Genel Başkanı milli meselelerdeki makul tavrında samimi ise yapacağı şey belli, içindeki Kürtçü-Bölücü unsurları temizlemek. Bu hamle CHP'yi gerçek bir muhalefet partisi haline dönüştürür aksi takdirde "Atatürk'ün partisi" sloganı ile kendisini kandırmaya devam eder, bir süre sonrada tarih sahnesindeki yerini alır…
**
Nihayet sağduyulu bir ses duyduk
TRT'de Kut-ül Amare destanını anlatan bir dizi başlamış. "Başlamış" diyorum, çünkü seyretmedim. Dizi seyretmeyi tercih etmeyen biriyim, lâkin dizinin senaristini geçtiğimiz günlerde Pelin Çift'in programında seyrettim.
Enver Paşa, Kuşçubaşı, Süleyman Askeri ve Mustafa Kemal Paşa hakkında "muhafazakâr" çevrelerde daha önce görmediğim sağduyulu bir tavır gördüm ve açıkçası şaşırdım.
Kimi muhafazakâr çevreler bu isimlerin İttihatçı kimliklerinden ötürü, onlarla ilgili hiçbir şey okumadan, araştırmadan isimlerini duyunca bir "tekfir" yarışına girer. Bunun iki sebebi var:
Birincisi kendilerini Hürriyet-İtilaf Fırkası'nın varisi olarak görmeleri diğeri ise Padişah II. Abdulhamit'in İttihatçılar tarafından tahttan indirilmesidir.
Çünkü bu çevreler için Abdulhamit "evliya" mertebesinde, yanılmaz ve hata yapmaz bir şahsiyettir. Hal böyle olunca ona uzanan eller otomatik olarak "kâfir" ilan ediliveriyor.
Enver Paşa gibi ibadetlerinizi aksatmamış, Müslümanların bağımsızlığı için Türkistan dağlarında şehit olsanız bile.
Senarist Mehmet Bozdağ'ın özetle "toptancı" yaklaşımları bir kenara bırakmak gerektiğine dair yaklaşımını bu çevrelere örnek olarak göstermek gerekiyor. Netice olarak insan hayatı yanlışlardan ve doğrulardan oluşuyor. Herkes hata yapabiliyor; II. Abdulhamit de, Enver Paşa da…
Onların bizden bir farkı var inançlarının ve hatalarının bedelini ödemeyi becerebilmeleridir.
Sultan Abdulhamit'e milletin çocuklarını karşı karşıya getirmemek için sessizce tahtını terk ettiren şey o inançtır.
Enver Paşa'yı Rus mitralyözlerinin üzerine atının üzerinde yalınkılıç saldırtan şey de...
O yüzden büyüktür bu insanlar; küçük adamların anlamaması normal…
İşbu sebeplerden ötürü Mehmet Bozdağ gibi sağduyulu isimlerin sayısının artması gerekiyor; yolu da bahtı da açık olsun. Gençliğine rağmen isminin önünde pek çok sıfat olan isimlerden daha sağlıklı düşünebilmesi geleceğe dair umut beslememize yol açıyor.
Duydum ki Kut-ül Amare'de Süleyman Askeri'nin hayatı hikâye ediliyormuş, rutini bozup bu diziyi seyredeceğim.