Zemzemli ve hurmalı İsrail bombaları
İsrail, 30 Ocak 2013 tarihinde Suriye’de iki farklı noktaya; birisi Lübnan’da İran’ın kontrolünde bulunan Şii mezhebine mensup İslamcı Hizbullah örgütüne malzeme taşıdığı (uçaksavar ve kimyasal silahlar) varsayılan bir konvoy ile başkent Şam yakınlarında bulunan bir askeri araştırma merkezine uçaklarla saldırı düzenlemiştir. Bu saldırı ve iki ülke arasındaki çatışma ilk değildir. 1948, 1949, Golan Tepelerini kaybettiği Haziran 1967’de yaşanan 6 gün savaşları ve Ekim 1973’te Golan Tepelerini geri almak için Suriye’nin İsrail’e başarısız saldırısı ile birlikte iki ülkenin doğrudan savaşları bitmiştir. Ancak 1990-2005 yılları arasında Suriye’nin Lübnan işgali esnasında İsrail orduları 1996 ve 2001yıllarında iki kez Lübnan’daki Suriye askeri hedeflerini vurmuştur. Ağustos 2003’te İsrail savaş uçakları Beşşar Esad’ın yazlık konutunun üstünden tehdit uçuşları yaparak İran ile birlikte Hizbullah’a yaptığı yardımı kesmesini, aksi takdirde başına geleceklerini şeklî olarak göstermiştir. Ekim 2003’te, İsrail uçakları tehdidinin havada kalmaması için Şam yakınlarındaki Filistin kamplarını bombalamıştır. Bu hareketiyle İsrail bir taş ile iki kuş vurmuştur. Esad’a uyarı mahiyetinde göz dağı vermiş ve Filistin kamplarını da bombalamıştır. Haziran 2006’da Filistinlilerin bir İsrail askerini kaçırması üzerine İsrail, Suriye’nin Filistinlilere desteğini kesmesi için Esad’ın Şam’daki sarayının üzerinden savaş uçaklarını geçirmiştir. Nihai olarak 6 Eylül 2007’de İsrail savaş uçakları Türkiye semalarını izinsiz kullanarak, Suriye’nin kuzeyinde bir askeri fabrikayı bombalamıştır.
Türkiye’deki sözde İslamcılar, yukarıda belirttiğimiz İsrail müdahalelerinde sokaklarda ve cami önlerinde özellikle de Cuma namazı sonrası kadınlı erkekli çıkıp, Müslümanların üzerine bomba yağdıran İsraillilere lanet okurlardı. Ancak, geçen hafta İsrail savaş uçaklarının Suriye halkı üzerine gönderdiği bombaları kınamadılar, acaba Suriyeliler artık Müslüman değiller mi veya İsrailliler geçen hafta kullandıkları bombaları zemzem suyu ile yıkayıp hurma ile tatlandırdılar mı veya Türkiyeli hacılar, hocalar ve dindarlara bir haller mi oldu, çok merak ediyoruz. Evim, Ankara’daki İsrail Büyükelçiliği’ne çok yakın, gerek arabayla gerekse yaya olarak hep önünden geçiyoruz, eskiden bağıran çağıran ateşli kadın ve erkek göstericiler olurdu, son dönemlerde süt dökmüş kedi gibi suspus olmuş, sessiz sakin ve ruhsuz bir avuç ideolojik İslamcıların göstermelik protestolarına şahit olurduk bu kez buna da rastlamadık, ilginç!..
İsrail’in Suriye askeri operasyonunu, basit bir operasyon olarak görmek doğru değildir. ‘Suriye’ye yapılan saldırıyı bize yapılmış kabul eder ve cevabını veririz’ diyen İran’ı deneme girişimidir. İran bu saldırıyı, bizim daha önce birçok vesileyle yazdığımız ve tahmin ettiğimiz gibi sinesine çekmiştir. İsrail’i kınamakla yetinmiştir. ABD ve İsrail, İran’a askeri bir müdahale yapmak istemiyor zira İran’ın parçalanmasından korkmaktadırlar. Parçalanmış İran, bölgede dengeyi bozacaktır. Şunu da ilave etmek gerekir ki İsrail ve ABD, her hâlükârda İran’ın atom bombası elde etmesine izin vermeyecektir. İran da bunu bildiği için nükleer politikasını bir dış müdahaleye neden olmayacak seviyede bırakacaktır. Farslılar tarih boyu kurnazlıklarıyla bilinir. Mollalar da Fars kökenliler ve ataları gibi kurnaz davranacaklardır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi olan Rusya Federasyonu ve Çin, dostları ve destekledikleri Esad rejimine yapılan İsrail saldırısını Birleşmiş Milletler’e taşımamışlardır, bu da ilginç!..