Zaten gereken yapılacaktı da...

17 Aralık’tan sonra günün en derin manalı sözü oldu;
“Gereken yapılacak.” 
Başbakan Recep Erdoğan bağıra bağıra, Bülent Arınç muzip bakışlarla, iktidarın diğer sözcüleri de  “büyüklerimiz dediğine göre bir bildikleri vardır mutlaka” edasıyla her önlerine gelen yerde sallıyorlar!.. 

Kim(ler)e gereği yapılacak?
HSYK’ya,
Yargıtay’a,
Danıştay’a,
Ve de Hükümet’e “tezgah kuran” tüm bürokrasiye...
Yan taraftan aldığı darbe yüzünden kaportasının yarısı değişen ’Kabine’nin Pazartesi günkü ana gündem maddesiydi; “gereği yapılacak”.. Çiçeği burnundakilerle birlikte tüm bakanlar, en sıkı Tayyipçiler tarafından hazırlanan “gereği yapılacaklar” listeleri ile girdiler Bakanlar Kurulu salonuna. Tek tek, fişlemelerdeki özel bilgiler arz edildi  “sayın” Başbakan’a.. Eski Başbakanlık Müsteşarı yeni İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın kalın defterindeki notları ile birlikte karşılaştırmalar yapıldı, eksik olanın üstüne konuldu. Recep Erdoğan’ın dünkü Çankaya randevusu için daha önce  Abdullah Gül’e gönderilen kararname taslak listelerine, yeni eklemeler ve son rötuşlar yapıldı.
Rutin(!) işleri geçelim..
“Gereği yapılacak” sihirli cümlesinin perde arkasını aralayalım;
Fena yakalandı Recep Erdoğan.
Siz zannediyorsunuz ya!.. HSYK’nın adli kolluk yönetmeliği bildirisi ve Danıştay’ın verdiği yürütmeyi durdurma kararı yüzünden çok kızgın hazret..
Öyle değil!..
Yargıyı kendi lehine düzenlemek için yaptığı tüm kanun entrikalarına rağmen  17 Aralık’tan sonra açıktan itiraf ettiği gibi  “yanlış yaptığını”  çok önceleri anlamış ve de düğmeye basmıştı Recep Erdoğan.
Adalet Bakanlığı’na AKP’li Belediyeler hakkında dosyalar yağıyordu. Danıştay’a yürütmeyi durdurma davaları.. Yargıtay’a “eli kulağında” intikal edecek bilumum ceza davaları..
Baktı Recep Erdoğan, HSYK, Yargıtay ve Danıştay kurullarındaki yapılar sandıkları gibi hiç de lehlerine değil.
“Demokratikleşme”  ve  “yargı süreci hızlansın”  matbu ninnileri ile 3 Aralık’ta Danıştay teşkilatının tüm yapısını alt üst edecek kendi adamlarını  karar alma yapılarında ömrü billah sabitleşmesini sağlayacak yasa tasarısını TBMM’ye sundular. Adalet Komisyonu’ndan yapılan tüm  “anayasaya aykırılık” eleştirilerine rağmen jet hızıyla geçti tasarı. Araya bütçe girince Genel Kurul’da beklemeye alındı.
Sayıştay’ı zaten iğdiş etmişlerdi. Yargıtay ve HSYK üyelikleri ile kurullarını alt-üst edecek(Danıştay benzeri) yasal hazırlıkları da tamamlamıştı iktidar. Sırasını bekliyorlardı..
Araya 17 Aralık girdi..
Yargıda yapılacak büyük ameliyatın tüm ayrıntılarını bilen HSYK, meşhur açıklamayı çakıncaa..
Gerisi malumunuz!..
Yeni yılın ilk gününde, yeni kabine krizinin yaşandığı günlerden kalan ince bir kulis haberini de aktarayım sizlere. Eğer Abdullah Gül, isminin üstünü çizmiş olmasaydı bugün Adalet Bakanı koltuğuna AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop oturuyor olacaktı. Çankaya Köşkü ile Başbakanlık arasında Kabine revizyonu itiş-kakışı sürdüğü günlerde Mustafa Şentop, bazı Adalet Bakanlığı üst düzey bürokratlarını özel bir mekanda toplantıya çağırdı.  “Adalet Bakanı ben olacağım, önceden hazırlık yapayım”  gerekçesiyle bürokratlardan Bakanlık brifingi aldı. O toplantıya katılan bürokratların sağda-solda fısıldadıklarına göre;  “Mustafa Şentop’un Bakanlık bürokrasisinde yapacağı operasyon listesi de hazırdı.” 
2013’ten kalma son kulis haberim de  “jöleli”  hakkında olacak;
AKP kulislerinde iddia edilen o ki;
Recep Erdoğan başdanışmanı Yiğit Bulut’a çok fena kızdı ve fırçasını çekti:  “Bak Yiğit Bulut!.. Artık sen gazeteci değilsin. Devlet sorumluluğun var. Bundan sonra televizyonlara çıkıp konuşma...” 
2014’ün hepinize sağlık ve mutluluklar getirmesini 
dilerim..

Yazarın Diğer Yazıları