Zaman tünelinde MHP - Akşener
1995 seçimleri öncesi "kilit parti" konumundaki MHP'de yöneticilik yapanların bir bölümü Tansu Çiller'in DYP'si bir bölümü de Mesut Yılmaz'ın ANAP'ı ile ittifaka zorluyordu partiyi. Dönemin tanıkları da yöneticilerinin büyük bir bölümü de hayatta. 30'dan başlayan vekil pazarlığının miktarı düşünce ANAP ile masaya oturanlar yüzünden merhum Alparslan Türkeş sıkıntılı günler yaşadı. İttifak söylentileri ile seçime hazırlıksız yakalanan MHP yüzde 10 barajının altında kaldı. Seçimin ertesi günü Türkeş başkanlık divanının istifasını istedi. Seçmenin mesajı üzerine partiyi yeniden yapılandırmak için genel başkan yardımcıları ve genel sekreteri değiştirip, il ve ilçelerin üye kampanyası yaparak kongreye hazırlanmasını talep etti. MHP'siz Meclis yeni açılmıştı. Türkeş hem sağlık kontrolü hem de Avrupa'daki Türk Federasyonları ve derneklerini denetlemek için Almanya'ya seyehat etmek üzere Atatürk Havaalanı'ndaydı. Bir süre sohbet ettim. O yıllar görev yaptığım gazete için ropörtaj yapıp ayrılırken VİP'te bir bayan "Sayın Türkeş ile görüşmek istiyorum. Bana yardımcı olabileceğinizi korumaları söyledi" der demez kendisini tanıttı."Ben DYP Kocaeli Milletvekili Meral Akşener, sizler beni ağabeyim Nihat Beyi tanırsınız. Biz ailece ülkücüyüz. Sayın Başbuğumuza iletirseniz beni kabul edecektir" deyince önce şaşırdım. Ama gazeteci olarak da haberin kokusunu almıştım. Derhal içeri girip merhumun yanına yeniden oturup, kulağına eğilerek talebi fısıldadım.Tebessümle "hemen içeri alın" dedi. Sayın Akşener ile beraber VİP salonundan içeri girdim. Türkeş, centilmence ayağa kalkıp, ceketinin düğmelerini ilikleyerek karşıladı. Meral Hanım elini ısrar ederek öptükten sonra "Efendim MHP nin baraj altında takılmasına en az sizler kadar üzüldüğümü bilmenizi isterim. Ancak MHP'nin Meclis'te artık 1 milletvekili var. Ben sizin emrinizdeyim" sözlerini heyecanla sıralayınca Türkeş'in gözlerinin içi güldü. Almanya için uçağa binmeye giderken Türkeş kulağıma "Meral Hanım ile irtibatı koparma. Dönüşümde Ankara'ya gel ve bir yemekte görüşmemiz için zemin hazırla" talimatını verdi.15-20 gün sonra döndü bir kaç gün içinde bir araya gelmelerini sağladım. Görüşmede Meral Hanım derhal istifa ederek MHP'nin Meclis'teki temsilcisi olmak istediğini vurguladı.Türkeş, "Hayır, iktidar partisinde kalıp davamıza daha çok hizmet edebilirsiniz" dedi. DYP'deki Genel Başkan Yardımcılığı makamı ile Tansu Çiller ile Türkeş arasında köprü kurdu. Türkeş ve MHP nin taleplerini hükümet anında yerine getiriyordu. Akşener'in İçişleri Bakanlığına getirlmesinde Türkeş'in tarihi rolünü de hatırlatalım. Halen perde arkası aralanamamış olan olan 28 Şubat krizi sırasında Akşener, Türkeş'i günlük hatta saatlik bilgilendiriyordu. Kriz Türkeş'in omdusman olarak Genelkurmay karargahını ziyaret edip, generalleri bilgilendirmesi ile duruldu. Akşener'in İçişleri Bakanlığında il ve ilçe başkanları bile bir karakol polisinin tayin taleplerini bile rahatça iletebiliyorlardı. Bir başka bilinmeye yanı ise Türkeş'in cenazesinde Akşener'in hükümet ve devlet erkanı üzerindeki etkisidir.
1999 seçimlerinde DSP birinci parti MHP ikinci olduğu gece merhum Mehmet Gül, Mustafa Verkaya gibi bazı isimlerle harekete geçip parlamentoya diğer partilerden seçilen bazı milletvekilleri ile irtibat kurduk. DYP, ANAP, Fazilet Partisi ve hatta DSP'den seçilip henüz mazbatasını almamış 15 isim yemin töreni sonrası MHP'ye katılalacaklarını beyan etti. Bu isimlerden biri de Meral Akşener idi. Bu esnada Köşk ile temas sağlayarak devrin Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel'e MHP'nin daha fazla milletvekili olması durumunda başbakanlık görevinin Bahçeli'ye verilip verilmeyeceğini sorduk. "Anayasa ne derse o olur. Çoğunluk MHP'de olursa elbette görev verilir" cevabı geldi. Ancak Bahçeli ani bir yazılı açıklama ile "Siyasi transferi etik bulmuyoruz" diyerek Başbakanlığı adeta elininin tersi ile itti. Heyecan kursaklarda kaldığı gibi MHP'ye gelmek için can atan isimlere verilen sözlerde güme gitti. Ecevit başkanlığında kurulan 57. hükümet malumunuz.. Meral Hanım bir müddet sonra partisinden istifa ederek bağımsız kaldı. Derken bağıra bağıra iktidara geleceği belli olan AKP'nin kuruluş çalışları için istişare toplantılarına bir kaç kez katıldı. Bir akşam telefonda dertleşirken, "Kardeşim bunlar Türk adını bile telaffuz edemiyor, benim bunlarla işim olmaz" dedi. 3 Kasım 2001 günü yani Bahçeli'nin kimseye danışmadan ilan edip baraja çakılıp "Sorumluluk ben de çekiliyorum" demesinden tam bir yıl önce MHP'ye törenle katıldı. Dönemin gazeteleri Bahçeli'ye etik açıklamasını hatırlatırken Akşener "yuvada olmanın huzurunu" anlatıyordu.