Yüz nakli şart!

Çok uzun yıllar boyunca, şimdi "FETÖ" olduğu iddia edilen "Gülen Cemaati"nin üst düzey isimleri arasında anılan, hatta bir dönem "Gülen'in sözcüsü" varsayılan, yazıları "Pensilvanya'nın mesajları" olarak okunan Hüseyin Gülerce'nin, "cemaat, camia, hizmet, gönüllüler" gibi adlarla tanınan bu grubun bünyesinde, hatta yönetiminde olduğu dönemden sorumlu tutulmaksızın, ifadesine yalnızca "tanık" sıfatıyla başvurulmasına ve bu ifadelerin de yıllarını FETÖ'yü deşifreye harcamış gazeteciler dahil sayısız insan aleyhinde "delil" olarak kullanılmasına tepkiler artarak devam ediyor.

***

Kişi kendinden bilir zahir;

İnsanın böyle garabet bir hale tepki göstermesi için ille de emir alması gerektiğini zanneden Gülerce, "Neden bir yerden düğmeye basılmış gibi, sanki her biri ByLock gibi bir şey kullanıyor da Pensilvanya'dan görev verilmiş gibi üzerime geliyor?" diye sorduğu dünkü köşesinde kendisini savunuyor.

Kargalar kahkaha pozisyonunu aldıysa aktarıyorum:

"... şu anda medyada FETÖ'ye en büyük darbeyi vuranlardan biriyim. 25 Aralık 2013'ten beri 4 yıldır Beyaz TV'de Ortak Akıl programımda her hafta iki saate yakın, iki yıldır da Star'daki yazılarımda FETÖ ile mücadele ediyorum.

FETÖ ile durmadan mücadele eden üç isim söylense, biri de benim..."

Böyle diyor Gülerce...

De...

İktidarın "FETÖ"yle köprüleri attığı, bardağı taşıran damla biliyorsunuz 17-25 Aralık operasyonları...

Gülerce'nin "mücadeleye başladığını" ileri sürdüğü tarih ne?

25 Aralık 2013.

Niye?

Çünkü sadece iki gün önce bile, 17 Aralık'taki ilk operasyondan sonra dahi Beyaz TV'de, cemaati böyle savunuyordu kendince:

"...Erdoğan'ın, 'Hem dindarım diyeceksin hem de gözünü kıpmadan üstelik de en iğrenç şekilde masum insanlara iftira atacaksın. Yazıklar olsun' ifadeleri beni çok üzdü. Burada camiayı kastediyor. Keşke bunu hiç söylememiş olsaydı...

... Sayın Başbakan'ın hangi belgeye göre konuştuğunu söylemesi lazım... Bu, şu anda bütün dindar olarak bilinen insanlara atılmış bir çamur, çok ağır bi şey bu. Üstelik de bir camiaya atıyorsanız içinde milyonlarca insanın masum olduğu bu iftirayı Sayın Başbakan'a hiç yakıştıramadım...

Erdoğan bu kaseti bu camiadaki insanların hazırladığını ima ediyor... O zaman kusura bakmasın Sayın Başbakan'a bir soru soracağım; sizin hükümetiniz döneminde Sayın Baykal ile ilgili kaset dolaştırıldı. Önce hangi internet sitesinde çıktığını da biliyoruz. İkincisi seçimler öncesinde Sayın MHP Milletvekilleriyle ilgili kasetler çıktı. Peki bunları kimin yaptığını ben mi bulacağım? Siz bunları kimlerin yaptığını bulamıyorsunuz, sonra da dönüyorsunuz savaş açtınız, bunları siz yaptınız imasında bulunuyorsunuz. Allah aşkına bunun vicdanla alakası var mı? Bu kadar olmaz ki... Sayın Başbakan nereye götürüyor bu işi? Yangına benzin döküyor Sayın Başbakan..."

17 Aralık'tan sonra böyle mi mücadele etmiş Gülerce "FETÖ"yle?

Bunun ödülü mü veriliyor şu anda kendisine?

***

Başlığı boşuna atmış değilim.

Gülerce, yazısının bir başka yerinde Ahmet Hakan"Selahattin Demirtaş'a saz çaldırmakla" suçluyor.

Sormak lazım "PKK'yla istişare" edip de mi çaldırmış Hakan, Demirtaş'a o sazı acaba?

Hayır öyle değil ise, sicilinde Öcalan'ın avukatlarıyla görüşüp, konuşup, sonra da bu görüşmeyi, iddia olunan FETÖ/"terör örgütü"yle istişare etmeden yaptığı için kafasını duvarlara vurmuş biri olarak, bu konuda, söz söyleyebilecek son kişi bile olamaz Gülerce de, o bakımdan diyorum.

Kendin, terör örgütü başının avukatlarıyla görüşünce, bu "akan kan dursun, şiddet-terör sona ersin, annelerin feryadı bitsin" diye " 800 bin tirajlı gazetenin yazarı olarak üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek" olacak, ama başkası yapınca "ihanet" içinde sayılacak;

Oh ne ala!

Hem bu arada...

Mehmet Altan'ı, Ali Bulaç'ı, Şahin Alpay'ı Öcalan'ın "barış güvercini" kılığına sokulmasından sorumlu "akiller"e aday gösteren de Gülerce değil miydi?

Referans olduğu bu isimler nerede şimdi?

Neyle suçlanıyorlar?

***

Eyyyyyyy Türk hekimleri!

Memleketin size ivedilikle ihtiyacı var!

Vatan sizden, gündemi saran pişkinlik salgınına karşı yüz nakli seferberliği başlatmanızı bekler!

***

GÜNÜN SORUSU

-----

Dün, Sincan'da idam ipi sallayan AKP teşkilatları, 2003 yılında, idam cezasını tamamen kaldıran protokolün hangi iktidar ve hangi Başbakan tarafından imzalandığını hatırlıyor mu?

Yazarın Diğer Yazıları