"Yurtta Sulh Konseyi" neden unutturuldu?

Siyasetçi işte böyle özü sözü bir insan olmalıdır diye düşündüm Meral Akşener'i izlerken.

Türkiye'm TV'de canlı yayın program yapan yazar arkadaşım Yavuz Selim Demirağ'ın konuğu Meral Akşener'in sözleri birbirinden çarpıcı idi.

Özellikle ülkücü isimlere sonuna kadar sahip çıkan bir lider olarak gördüm Meral Hanımı ve hemen aklıma bu konuda tek bir kelime etmeyen MHP Genel Merkez Yöneticileri aklıma geldi.

İsimsiz bir ihbar mektubu üzerinden MHP'de Devlet Bahçeli'nin koltuğunu sağlamlaştırma operasyonunun fotoğrafını Demirağ soruları ile ortaya net şekilde koydu.

Meral Hanım'ın çok çarpıcı bir tespiti oldu: "Cumhurbaşkanı ve Başbakandan Yurtta Sulh Konseyi'nin kimlerden oluştuğunu, Başbakan ve Cumhurbaşkanı adaylarının kim olduğunu derhal tespit etmelerini istiyorum."

At izi, it izine karışırken, isimsiz ihbar mektupları havada uçuşurken unutulan ya da unutturulan darbeci bir oluşumun zirvesindeki "Yurtta Sulh Konseyi"nin gündeme sadece İçişleri eski Bakanı Meral Akşener tarafından getirilmesi ne kadar çarpıcı değil mi?

TRT'de askeri baskınla okutulan "Yurtta Sulh Konseyi"nin bildirisini hazırlayan kim ya da kimlerse FETÖ darbe girişiminde Fethullah Gülen'den sonra ikinci önemli sanık olarak üzerlerine gidilmesi gerekirdi.

İşte bu tespiti üzerine FETÖ'cü çamuru atılan ama yapışmayan Meral Hanım yaptı.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan bir yana hukuken bu "Yurtta Sulh Konseyi"nin araştırılmasını polisin, savcıların yapması gerekir. Belki de FETÖ darbe girişiminin kilit isimleri bu sayede ortaya çıkarılacak değil mi?

Acaba bu darbeci "Yurtta Sulh Konseyi"nin arkasında siyasi bir bağlantı var da onun için mi üzerlerine gidilmiyor? Akla gelen en önemli soru budur.

O mektubu yazanlar şerefsizdir!

Bu arada üzerinde durulması gereken diğer önemli bir konu ise ülkücülerin gözaltına alınmasına yol açan imzasız mektubu yazan ya da yazdıranların kim ya da kimler olduğudur. Gözaltına alınan ve ilk serbest bırakılan isim olan Yavuz Selim Demirağ;

"Önümüzdeki günlerde bu ihbar mektubunu kaleme alanları, yazanları isim isim açıklayıp, haklarında suç duyurusunda bulunacağız. O zaman görecekler el mi yaman, bey mi yaman" diye çok haklı bir tepki ortaya koydu ki bu araştırma için Cumhuriyet Savcılarının Demirağ'dan önce harekete geçmesi gerekir.

Meral Akşener ise Demirağ'ın bu açıklamasına, "O imzasız mektubu kimler yazdıysa, ahlaksız, şerefsiz ve namussuzdur. Biz her şeyin farkındayız. Bu imzasız mektubun nereden çıktığının farkında olacağız biz şimdi" diye destek verdi.

Darbeci şerefsizler, "Yurtta Sulh Konseyi" şerefsizler, imzasız ihbar mektupları ile "at izini it izine karıştıran" şerefsizler unutmayın ki bu yaptıklarınızın hesabını er geç vereceksiniz.

Meral Hanımı ilkeli siyaseti ve çok net korkusuz mesajları için, Yavuz kardeşimi de harika bir program yaptığı için kutluyorum.

Yazarın Diğer Yazıları