Yüreğimiz kanamıyor mu sanıyorsunuz?
Aslında birkaç hafta kitaplardan bahsedecektik, olmadı. Cübbeli Ahmet Hoca’dan, Harun Yahya’dan, Ord. Prof. Reha Oğuz Türkkan’ın Türkiye’nin geleceğine yönelik endişelerinden bahsetmek durumunda kaldık.
Aslında bir konu daha vardı ki, onu ıskaladık, o da, 71 yaşındaki Halis Toprak’ın 17 yaşındaki bir kızla evlenmesi, hayır evlenmesi değil bu evliliği eleştirenlere verdiği cevap var ya işte onu da yazmalıydık.
Mesela Toprak’ın bu evliliği Hz. Peygamber(s.a.v.)’in Hz. Ayşe validemizin evliliği ile kıyaslaması. (ki her Müslüman’ı ilgilendirir, nitekim Diyanet İşleri Başkanlığı da, ’yapmayın böyle mukayeseler’demek durumunda kaldı).
Bu konu yani Peygamberimizin Hz. Ayşe validemizle evlenmesi sık gündeme gelir, özel sohbetlerde de sorulur, güya Hz. Ayşe validemiz evlendiğinde 9 yaşlarındadır.
Tabii ki Ayşe validemiz evlendiğinde 9 yaşında değildir.
Özetlemeye çalışalım.
Hz. Ayşe validemiz ablası Esma’dan 10 yaş küçüktür. Hz. Esma, Hz. Peygamber Medine’ye hicret ettiğinde 27 yaşındadır. Öyleyse Hz. Ayşe annemiz Hicret’te en az 17 yaşında idi. Ayrıca Arabistan’da kızların gelişimi buralardaki gibi de değildir, üstelik Hz. Ayşe Mekke’de iken Cübeyr’le nişanlı idi. Bazı kaynaklarda dile getirildiği gibi Hz. Ayşe 6 yaşında olsaydı Hz. Ebubekir gibi her türlü maddi imkânı yerinde olan ve kavminin bilgesi durumunda bulunan biri 6 yaşındaki kızını Cübeyr’le niye nişanlasın?
Velhasıl Ayşe validemiz evlendiğinde 17 yaşlarındaydı, bu bir.
İkincisi, bu evlilikte mal-mülk, servet ve diğer dünyalık endişeler yoktu. Çünkü çok aç kaldılar, karınlarına çok taş bağladılar, günlerce yemeden içmeden uyudukları çok oldu. Peki sevgi ve aşk var mıydı? Evet, vardı. Bunun en güzel örneği Allah Resulünün vefatından sonra Ayşe annemizin O’na gösterdiği bağlılıktır. Görenler ve okuyanlar bilir, Peygamberimizle Ayşe validemizin evleri (Hücre-i Saadet) mutfak dahil, 5x4 ebatlarında, 20 metrekarelik bir mekândı.
Peygamberimiz vefat edince işte buraya gömüldü. Hz. Ayşe de geri kalan mekânda hayatını sürdürdü, babası Halife idi, devletin imkânları da vardı, geniş bir eve çıkabilirdi. O, eşi ile kalmayı tercih etti.
Bitmedi. Daha sonra babası rahmetli oldu, onun mezarı da Peygamber Efendimizin yanına yapıldı, 20 metre karelik mekândan iki mezar yerini düşünüz, Hz. Ayşe validemiz işte (bir müddet daha) o kadar küçük alanda yaşadı. Yani bazı evlilikler gibi dünya rahatı için değildi o evlilik ve onların arasındaki sevgi.
“Bir müddet daha” dedik, sonra çıktı mı oradan?
Hayır, çıkmadı..
Hz. Ömer öleceğini hissedince Hz. Ayşe validemize utana sıkıla selâm gönderdi, mealen şu ricada bulundu: “Ben Peygamberim Hz. Muhammed’in yanına gömülmek istiyorum, ey annemiz, O’nun yanında kendiniz için ayırdığınız mezar yerinizi bana verir misiniz?”
Hz. Ayşe, Hz. Muhammed (s.a.v)’i çok seven Hz. Ömer’in bu ricasını da kırmadı, kendisi için ayırdığı mezar yerini Hz. Ömer’e verdi ve kalan ömrünü de işte bu 20 metrekarelik Hücre’i Saadet’in üç mezar sonrası arta kalan kısmında tamamladı; O’nu bırakmadı, bırakamadı.
Hz. Muhammed (s.a.v) ile Hz. Ayşe validemiz arasındaki sevgi işte böyle bir sevgiydi, Rabbim şefaatlerine nail eylesin. Âmin.
Ev, araba, mobilya diye tutturan, tutturmasa bile bulunca helal haram tartmadan yayılan kimi hanımefendiler, bu yazı biraz da sizler için..
Gelelim, Türkiye’nin elden gidiyor
olmasına..
Yüreğimiz kanamıyor mu sanıyorsunuz!