Yunanistan'la ilişkilerde akılcı olmak!
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias'ın basın toplantısındaki patavatsız tavrı Türkiye'de tartışılmaya devam ediyor. Dendias'ın tavrını kimisi "diplomatik nezaketten uzak" ve "densiz", kimisi "küstah" ve "dengesiz" kimisi de "şımarık" ve "hadsiz" olarak nitelendirdiler.
Konuk olunan yerde asgari diplomatik ve nezaket kurallarına uymak gerekir. Bazen yöneticiler çatışma çıkmaması, kan dökülmemesi ve barış adına kan yutup kızılcık şerbeti içtim havası yaratırlar. Ama muhatabınız Yunanistan ise her şeyin mümkün olabileceğini düşünmeniz gerekir.
Sonuçta Yunanistan gibi yüz doksan yıllık tarihi olan bir ülkeden söz ediyoruz. Bağımsızlığını ve egemenliğini zamanın emperyalist güçlerine borçlu olan bir ülkedir.
Yunanistan ile Türkiye arasında da "evlat acısı ve kuyruk acısına" benzer sayısız tarihi olgu yaşanmıştır. Dahası Yunanistan'ın Megalo İdeası doğrudan Türkiye'nin varlığını hedef almaktadır. Demek ki Yunanistan ile Türkiye ilişkileri denildiğinde bir kez durup iki kez düşünmek gerekir.
Diğer yandan Türkiye ile Yunanistan ilişkileri söz konusu olduğunda hadi düşman demeyelim ama bu iki milleti karşı karşıya coğrafya, teoloji ve tarih getirmektedir.
Karşılıklı olarak coğrafyası iddialı ve iç içe, teolojisi karşıt ve kinli, tarihi düşman olan ülkeler arasında çıkar dengesi tutturmak çok zor hatta imkânsızdır.
Aralarında coğrafya, teoloji ve tarihî çelişkinin bulunduğu ülkelerle sürekli ve kalıcı barış değil fırsatlar söz konusudur. Türkiye ile Yunanistan arasında olsa olsa dondurulmuş çatışma alanları ve ihtiyatlı ateşkesler olur. Kısacası Türk-Yunan ilişkileri iki milletin ilişkilerinden daha çok iki coğrafya, iki tarih, iki inanç sisteminin ilişkileridir.
Diğer yandan Yunanistan bağımsız olduğu günden bu yana Türkiye'yle arasında meydana gelen her çatışmadan ve ihtilaftan sonuçta hep kârlı çıkan taraf olmuştur. Yunanistan bağımsız olduğu günden bu yana Türkiye aleyhine üç defa büyümüştür.
Yunanistan'la ilişkileri bu gerçekler üzerinden düşünmek gerekir.
Dendias, "Eğer Türkiye bizim egemenlik haklarımızı ihlal etmeye devam ederse AB'nin masasında olan yaptırımlar gündeme gelecek" diyerek önemli bir tehditte bulunmuştur. Yunanistan arkamda AB var demiş oluyor. Yalnız AB değil Yunanistan'ın yanında aynı zamanda ABD ve İsrail de var.
Türkiye'ye karşı Yunanistan'ın yanında net tavır koyan AB/ABD/İsrail'in yanına BAE'yi Mısır'ı ve Suudi Arabistan'ı da almak için Yunanistan adeta diplomatik seferberlik ilan etmiş durumdadır.
Diğer yandan Türkiye'nin AB ve ABD ile ilişkileri çok kötüdür. Her iki tarafın arasında da Türkiye'nin elinin zayıflatılması, "provokatif eylemlerden kaçınması" ve "ön görülebilir" bir ülke olması için Türkiye'ye karşı iş birliği yapılmasını ön gören açıklamalar var.
Türkiye/Yunanistan ilişkilerinin gerilimli olması için anlaşmazlıkları derinleştirilmek, yönetilebilir krizler çıkarmak Avrupa Birliği ve ABD'nin amaçlarına uygundur. Yunanistan bölgede AB/ABD'nin amaçlarının aparatı gibi davranmasının nedeni budur.
Diğer yandan son zamanlarda İsrail'le Yunanistan, Mısır, Arabistan arasındaki ilişkilerdeki derinlik ve yoğunluk dikkat çekicidir.
Geçtiğimiz günlerde MOSSAD Başkanı Cohen'in Mısır, Suudi Arabistan ve BAE'li muhataplarına "İran'ın gücü kırılgan... Asıl tehdit Türkiye" dediği medyaya yansımıştı. İsrail'deki Hayfa Üniversitesi Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'yse yaptığı yeni bir analizde "Türk donanması, Doğu Akdeniz'deki en güçlü donanma... Türkiye'nin artan gücü, İsrail için gelecekte potansiyel bir tehdit." demiştir.
Demek ki Türkiye/Yunanistan ilişkisi iki ülke ilişkisinin ötesinde bir konumdadır. Yunanistan'la ilişkilerde akılcı ve gerçekçi olmak şarttır. Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı kullanılan bir ülke olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Bu nedenle Türkiye'nin, Yunanistan'la ilişkilerini iyileştirmek istiyorsa AB ve ABD ile ilişkilerini sürdürülebilir bir aşamaya getirmesi ardından da Mısır/İsrail ve BAE'yle kesilmiş olan ilişkilerin iyileştirmesi şarttır.