Yunanistan'ı bırak Karadeniz'e bak!
Fatih Türkmenoğlu'nu beş yıl aradan sonra karşımızda görünce mutlu oldum. Onun yıllar yılı sürdürdüğü Hayat Gezince Güzel bu defa Karadeniz'den başladı.
Geniş kapsamlı bir Rize-Trabzon izlenimleriydi. Fatih'in en önemli özellikleri gülen yüzü ve insanlara sempatik gelen tavrıdır. Hele yöre insanları arasından seçtiği yaşlılarla sohbeti inanılmaz güzellikte.
Bölgede yaşayanlar bir yana, Fırtına Vadisi, Ayder Yaylası'nı görmemiş olanlara tavsiyem Mikonos, Sisam, Rodos gibi Yunan adalarına gitme yerine Çamlıhemşin'i tercih etmeleri.
Spor tutkunları varsa Fırtına Deresi'nde rafting yapsınlar. Son yılların icadı zipline "Laz Hava Yolları" ile uçsunlar. İsterlerse Fatih örneği Tarzan gibi bağırabilirler.
700 yıllık "Konaklar Mahallesi"ni gezsinler. Zil Kale'yi dolaşsınlar. Trabzon'un muhteşem evlerini mutlaka görsünler.
Mısır helvasının hatta ilk programda yer verilmeyen fındıktan yapılanın da tadına baksınlar. O inanılmaz lezzetli Karadeniz pidelerini söylemeye bilmem gerek var mı?
Yanlışımız
İsviçre'ye bin tur atan zenginliklere sahip Karadeniz'de turizmi geliştirmek varken, biz ne yapıyoruz? Ayhan Sicimoğlu'ndan Sinan Kunter'e kadar, Yunanistan'ı yere göğe koymayan programlar hazırlıyoruz.
En tuhafıma giden, Turizm ve Tanıtma Bakanı'mızın devasa seyahat şirketi. Ekranlarda dakika başı Yunan adalarının reklamını yapıyor. Dev gemilerle, Türkiye'den onlara insan taşıyoruz. Bu akışı bir an önce Doğu Karadeniz'e çevirmeliyiz.
Atama Kabine'deki bu tip gariplikler çokça mevcut. Hatırlayın Bekir Pakdemirli ne demişti; "Yunan adalarına her gidişimde zeytinyağı alıyorum. Bunları dostlarıma hediye ediyorum."
Pakdemirli, zeytin ve zeytinyağının ana vatanının Anadolu toprakları olduğunu bilmiyor herhâlde...
***
ÖZEL NOT: Fatih Türkmenoğlu'na bana bir futbol şapkası sözü olduğunu hatırlatmak istiyorum. Aradan bunca yıl geçti, ama unutmadım.
YASALARI ÇİĞNEMEK ALIŞKANLIK OLDU
Erdoğan'ın Merkez Başkanı Murat Çetinkaya'ya atadığı günden beri kanı ısınmamıştı. Sonunda azletti. Yerine yardımcısı Murat Uysal'ı getirdi.
Tek Adam Rejimi'ne geçtiğimizden bu yana yasa ve teamüller işlemez hâle geldi. Bu meselelerden biraz anlayanlar, görevden azletmenin bir hukuk ihlali olduğunu çok iyi biliyorlar.
Cumhurbaşkanının yapması gereken 10 ay daha sabredip yasal sürenin dolmasını beklemekti. Eğer hak, hukuk, adaletten söz ediyorsak "ben yaptım, oldu"lardan bir an önce vaz geçilmelidir...
KIYAMETE DOĞRU
Mete Çubukçu NTV'deki başarılı işlerine devam ediyor. İklim değişikliğini ele aldığı programında, dünyanın kurtulabilmesi için 30 yılın kaldığını hatırlattı.
Buzulların erimesinin sadece kutup ayılarının sorunu olmadığı örneklerle verildi. Mevsimlerin yer değiştirmesinin gerçek sebeplerini ortaya koydu. Ellerimizle yarattığımız kıyamet hazırlıklarını önlemenin tek yolu var; "fosil yakıtları bir an önce hayatımızdan çıkarmak."
BM'nin 1997'de Kyoto'da imzaladığı anlaşma başta ABD olmak üzere kimsenin umurunda değil. Kendini dünyanın patronu gören Trump'ın "Ne Kyoto ne Paris" demesi kıyameti anlatıyor.
Bizdeki arızalar
Son yıllarda artan sel felaketlerinde sadece kullandığımız yakıtlar mı suçlu? Dere yataklarına yapılan binaların durumu ortada. Yaklaşık 20 yıl önce İstanbul'un göbeğinden geçen bir yeraltı nehrinin su çimentoları kullanılarak kapatılışına gözlerimle tanık oldum. Bunun sonucunda devasa bir site inşa edildi.
Keçi düşmanı
Öte yandan seneler önce, keçileri "yeşil düşmanı" ilan eden orman bakanı da tanımıştık. Bütün valiliklere yolladığı emirle bu hayvanlara toplu katliam uygulatmıştı. Bugün geldiğimiz noktaya bakın. Keçilere yedirilmeyen yapraklar orman yangınlarında çıra vazifesi görmekte.
Anlayacağınız bir arızayı gidereceğiz derken, daha büyük yanlışlara yol açıyoruz.
Teşekkürler
Çevre dostu Pasaport'a katkı veren bazı isimleri kutlamayı da unutmayalım:
Ayşe Çıkımsertkaya, Mikdat Kadıoğlu, Gökhan Abur, Ümit Şahin. Bir de 16 yaşındaki İsveçli lise öğrencisi Greta. Bu kız büyük tehlikeye karşı tüm dünyayı ayağa kaldırmayı başardı.
GÜNÜN SÖZÜ
Öfke şahlandı mı, vicdan uyuşur. Orhan Asena