Yumruklaşmanın kıyısından dönüldü
Akıl Çemberi'nde, az daha akılsızlığın en uygun örneğini yaşayacaktık. Latif Şimşek'le Erdal Aksünger arasındaki kapışmayı izleyenler bunu birebir yaşadılar.
Şimşek'in kulaktan duymalarına, eklemeleri devam ettikçe, bir gün stüdyo dövüşü mutlaka gerçekleşecektir.
Ak Parti grup başkan vekili Bülent Turan'ın yolladığı mesajlar havayı geren ana unsur oldu. Dört saat süren tartışmadan aklımda yer edenlere bakıyorum, hep aynı sözler:
* Bana parmağını sallama.
* Kolunu öyle uzatma.
Aynı anda dört kişinin birbirine karışan bağrışmalarının durumu ne hale getirdiğini anlayın.
Bire bin katmak
En bariz karalamaların tamamı Şimşek'in ağzından çıktı. Prof. Dr. Ersan Şen'in palavraları mahkeme kararıyla tekzibi, iktidar yandaşı iki kişinin stratejilerini bozdu.
Hele, Ankara Belediyesi mensuplarının Sinan Aygün'le konuşmalarının "Abi bize ne vereceksin"e dönüştürülmesine yakıştıracak kelime bulamıyorum.
Şaşırmıyoruz
Hareket kabiliyetini kaybetmiş bir başkası "soru soracağım" diye söz alıyor. Baştan aşağı iktidar propagandası yapıyor. Ortada soru filan yok. Her CNNTURK tartışmasında hep bu taktik uygulanıyor.
Tuhaf olan, "gündem Libya dendi. Suriye denildi. İstanbul Kanalı'ndan söz edildi. Oysa tek konu ile tamamlandı; kavga, gürültü."
Bir dahakinde
Önümüzdeki Taraflı Bölge için tavsiyem yap/işlet/devret köprülerine yapılan yüzde 14'lük yeni zammın işlenmesi olmalı.
Altı-yedi sene sonra da aynı mealde yapılacak tartışmalara kanalı da ilave edersiniz. El şeyi ile hizmete girecekler için kaçınılmaz son budur...
İlanlara bak mallara bak!
BİM tam sayfa ilanlar yayımladı. Bunda Rokforlar, Edam gravyerler ve Babybel denilen bal mumu korumalı peynirler vardı. Midesine düşkün olanlar BİM'lere koşuştular.
Kapılar açıldı. Alış verişe gelenler hiçbir rafta bunları göremedi. Nerede? diyenlerin öfkeli bağırışları başladı. İşte o sırada mağaza sorumlusu elinde küçük bir karton kutuyla gözüktü. O ufacık şeyi açtı. İçinden çıkanları abartısız yazıyorum:
* 100'er gramlık rokforlardan altı adet. Tanesi 9.95 lira.
* Edamlar aynı gramajda ve fiyatı da öyle. Sayılarının sekizi bile bulmadığını gözlemledik.
* Babybel'lerin gramajı on gram ya var ya yok. Hepsini toplasanız, 200 gram tutmaz.
Amaç başka mı?
Satış öncesi yapılan tanıtımlar ise eski tabirle alayişti. Yani dağ fare doğurdu diyebiliriz. Vatandaşla alay mı edildi? Yoksa yandaş medyaya ilan yoluyla para kazandırmak için mi devasa ilanlar verildi?
Unutmadan bir konuyu daha işlemek istiyorum. Yılbaşı öncesi patlayan meyve-sebze fiyatları bakalım yeni senede biraz inebilecek mi?
İki efsane
Orhan Ayhan, TRT Spor'daki programında geçmiş ve gelecekteki en önemli branşımız güreşi işledi. En güzel yanı Hamit Kaplan'ı, Ahmet Ayık'la birlikte ele almasıydı.
Yaşımdan dolayı, her iki efsaneyi de güreşirken izlemiştim. Şöyle bir tarama yapsam şu iki ismi zirveye yerleştirebilirim; Kaplan ve Ayık.
Ailece
Bizim evde özellikle merhum babamla da aynı değerlendirmeler yapılırdı. Ahmet Ayık'ın eze eze yenip, yenik ilan edildiği Medvedev müsabakalarından sonra karalar bağlanırdı. Sonunda da hakemlerle birlikte Rus'u yendiği gün bayram yaptık.
Peş peşe sekiz gün güreş
32 madalya kazanarak bir rekora imza atan Hamit Kaplan'ın olimpiyat ve dünya şampiyonalarında peş peşe sekiz gün güreştiğini hatırlarım. Dört gün serbest ve dört gün grekoromen dalında mücadele ederdi.
Bir anı
Kaplan'ı 5 Ocak 1976'da trafik kazası sonucu kaybettik. Onunla ilgili hatıralar bitmez. Mesela bir gün sırtına vurduğu iki çuval odunla görülür. Sorarlar "Bunları ne yapacaksın" cevap verir, "Güreş kampına götürüyorum. Amacım çocukları üşütmemek."
Hoş görüntüler
İbrahim Kırkayak'ın TRT arşivinde bulup çıkardığı filmler arasında müthiş sahneler vardı. Mesela Vefa Kulübü'nün yıllar önce düzenlediği "Güreş Sempozyumu." Burada dönemin tüm yetkilileri vardı. Yine zamanın her spor otoritesi mevcuttu. Bunlar içinde Turgay Renklikurt'un konuşmasına da yer verildi. Allah sağlıklı uzun ömür versin Turgay Hocanın benim için değeri çok fazladır. Sırf bu görüntüleri bulduğu için, İbrahim Kırkayak'a teşekkür ediyorum.
Üstada kaldı
Aynı temennileri Orhan Ayhan için de tekrarlıyorum. Ali Gümüş'ün vefatından sonra oluşan boşluğu başarıyla kapattı.
GÜNÜN SÖZÜ:
İnsan özgür olmadan, mutlu olamaz. Dante