YSK, şimdi de özel hayatı ihlal ediyor

Aynı zarftaki 4 unsurdan 3'ünü geçerli sayıp birini geçersiz kabul eden YSK bu defa özel hayatın gizliliği ilkesini ihlal peşinde. İstanbul'daki İBB başkanlığı seçimi 23 Haziran'da. Ama tartışma konusu olmayı sürdürüyor.

Üzerinde durmak istediğim yeni problem. Sandık kurullarında yer alacak kamu görevlilerinin isimleri, iş ve mekânlarının açık şekilde tüm partilere verilmesi tehdit unsuru.

Sen anayasal bir kurum olarak benim özelimi nasıl deşifre edersin?

Potansiyel unsur

Yarın öbür gün başına bir iş gelmesinin yolunun açıldığını nasıl fark etmiyorlar. Devlet adına görevlendirilenlerin "tehlikeye atıldığı" meydanda.

Uluslararası yasalar ve onun bizdeki yansımaları olan kanunlar nasıl hesaba katılmaz? Ferdin özel yaşamı koruma altındadır. İşte bunlar meydana dökülüyor. "Özel alan" ve "sır alan" ile "kamuya açık alan" üç önemli kategoridir. Fert, özel hayatını yaşarken hiçbir zaman bunu gizleme ihtiyacını duymaz. Ancak bu görevi devlet üstlenir ve yerine getirir.

Bahse konu edilen, yaşanan yerin deşifre edilmesini asla istemez. Buna kişinin özelinin korunup kollanması deriz.

Demirağ'ın durumu

Örneğin 23 Haziran'daki sandıkların bazılarında kimi görevlilerin diğer partilerin tepkisini çekecek olaylara sebep olması pek âlâ mümkündür. Son seçimde bile pek çok sandık görevlisinin saldırıya uğradığını bilmiyor muyuz?

Yavuz Selim Demirağ'ın öldüresiye dövülmesini ele alalım. Bunun benzerlerinin, sandık görevlilerinin başına gelmeyeceğini kim garanti edebilir? Sadece siyasi riskini hesap etmeyin. Kan davası başta, tüm husumetlilere de "hedefi bulma kolaylığı" sağlanmış olmayacak mı?

Yüksek Seçim Kurulu, açık adresleri bütün partilere göndererek açıkça suç işlemektedir.

İptal edilmeli

Bu, yasalar ve anayasa ihlalidir.

Anayasamızın 20. maddesini bir kez daha hatırlatmak istiyorum: "Herkes özel hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile mahremiyetinin gizliliğine dokunulamaz."

Kaldı ki İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 12. maddesinde de "kişilerin gizli tutulması gereken alanlarına saygı gösterilmesinin şart olduğu" açıkça yazılıdır.

YSK'nın şapkasını önüne koyup yeniden değerlendirme yapması şarttır. Hem de daha fazla gecikmeden.

***

Karşınızda Gümüşdağ

Başakşehir Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ'ın yaptığı konuşmayı Fatih Terim'den dinleseydik, hoca, sezonu kapatmıştı. Ne yarınki kupa finalinde ne ligin son iki maçında olurdu. Ceza artıp yeni sezona bile kalırdı.

Gümüşdağ'ın çıkışının arkasında hangi hesapların yattığını tahmin zor değil. En önemli nedenleri ise iki başlık hâlinde toplamak mümkün. İlki, Galatasaray maçı için gerekli koruma/kollamayı temin etmek. Atanacak hakemleri şimdiden baskı altına almak. Diğeri ise Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı için kamuoyu oluşturmak.

Aynı renkler

Bazı kulüpler için buna gerek bile yoktu. Onların başkanlığını üstlenenlerin, Sarı Kırmızı renklere duydukları alerji ortada. Tesadüfe bakın bunların takımları da aynı renk formayı giyiyor.

İçlerinde, başka kulüplerin kongre üyesi olacak kadar fanatikleri zaten biliyorsunuz. Bu tiplerin başkaları adına da bildiri hazırlayıp imza attıklarını bilmeyen kaldı mı?

Neyse, şunun şurasında sezonun tamamlanmasına bir şey kalmadı. 2019-2020 döneminde daha beter olacağımız kesin. "Yeni sezonda yanlışlar düzelir" hayalinde olanlar ümitlenmesin. Hani bir laf var; "Gitti ederi, geldi beteri"yi bir kenara kaydedin.

Kaçırılanlar

Bir günlük, hatta bir maçlık analizle futbolumuzun niye bir tık ileri gidemeyeceğini anlayabiliriz. Nihat Özdemir ve Abdullah Kiğılı gibi beyefendilerin kulüp yöneticiliğinden niye kaçtıklarını şimdi daha iyi çözebiliyoruz.

Mahmut Uslu'nun gidişine sevinenler ise şaşkın. Yerini alan Semih Özsoy Türk futboluna hayırlı olsun.

***

Özel makam

Kalplerdeki Nağmeler, İstanbul yapımı. Canlı kayıt ama bant olarak yayımlanıyor. Hasan Esen'in şefliğindeki program Vedat Kaptan Yurdakul'un Şaheserler'ini hatırlatıyor. Benim yorumum böyle.

Bu hafta seçilen makam Kürdilihcazkâr'dı. "En sevdiğim." Sekiz bayan, sekiz erkekten oluşan solistler kalite. Sazlar da aynı şekilde. Yönetmen Levent Uysal başta tüm emeği geçenleri tebrik ediyorum.

GÜNÜN SÖZÜ

Özgürlük, bir başına kalma ihtimalidir. Fernando Pessoa

Yazarın Diğer Yazıları