YSK nihayet TRT’yi uyardı
Kurulduğu günden bu yana TRT hep tartışılmıştır. TRT’nin tarihi, itham ve iddialarla dolu olduğundan TRT yöneticilerinde suçlamalara karşı bir bağışıklık oluşmuştur. Ancak TRT’nin, günümüzdeki kadar açık ve net biçimde iktidarın propaganda aygıtı haline geldiği hiçbir zaman görülmemiştir. TRT’nin bir devletin ve milletin kurumu olduğunu unuttuğu ya da şaşırdığı da günümüze kadar vaki olmamıştır.
YSK’nın uyarısı!
TRT’de o kadar yanlı yayınlar yapılmıştır ki sonunda Yüksek Seçim Kurulu da bu duruma sessiz kalmamıştır. YSK, altı hafta sonra yapılacak anayasa değişikliğiyle ilgili referanduma yönelik yayınlarından dolayı TRT’yi uyarmak zorunda kalmıştır. YSK kararında, TRT’nin kamu yayıncılığı yaptığını ve yasası gereği “objektif, eşit ve dürüst” olmasının zorunlu olduğunu açıkladı. YSK, hiç kuşkusuz bu kararını TRT’nin mevcut yayın politikasını izleyerek vermiştir. Bu karar da -dolaylı da olsa-aynı zamanda TRT’nin yayınlarında, partiler arasında fark gözettiği, tarafsız, objektif ve eşit davranmadığı tespiti de vardır. Nitekim Reşadiye’de PKK’nın yaptığı katliam sırasında TRT’den yapılan yorumlar, Kanadalı haham gibilerin ekranlara çıkartılarak ana muhalefet partisi ve lideri aleyhinde konuşturulması ve AKP iktidarının neoliberal yandaşlarının TRT’yi adeta işgal etmiş olması her şeyi açıklamaya yetiyor.
TRT ve Fehmi Koru
Fehmi Koru, Yeni Şafak’ta TRT’nin bir anlamda yanlı yayın yaptığını ancak bunun başka şartlardan, adeta zorunluluktan kaynaklandığını yazmış. Koru, şöyle diyor: “YSK’nın uyarısı çok önemli bir noktayı göz ardı etmişe benziyor: Muhalefetin son birkaç yıldır TRT’yi boykot eden tutumunu... CHP başta olmak üzere muhalefet partilerinin liderleri ve yöneticileri TRT kanallarında yapılan programlara katılmıyor, milletvekilleri ve il başkanlarının da katılması engelleniyor”. Fehmi Koru, kendisinin de TRT’de yaptığı programa CHP’li ve MHP’li kimseyi konuk edemediklerini örnek vererek serdettiği görüşü güçlendirmeye çalışmış.
Fehmi Koru, YSK’nın TRT’ye yaptığı uyarı sorununu da şöyle çözmüş: “YSK’nın, TRT’ye yaptığı uyarının yerine getirilebilmesi için muhalefet partilerinin tavırlarını değiştirmeleri şart. CHP ile MHP kendi çizgilerinde yayın yapan gazete ve kanalları yeterli bulsalar da, YSK, özellikle TRT’nin eşit, dürüst ve tarafsız yayın yapmalarına imkan sağlamaları için “boykot” uygulamasından vazgeçmelerini muhalefet partilerinden talep etmelidir”.
Fehmi Koru, gerçekten insanların zekasıyla alay ediyor. Hiç dönüp de kendi ifade ettiği gibi CHP ve MHP’nin TRT’ye karşı bir “boykot”u varsa bunun neden kaynaklandığını sormuyor. Koru, TRT’nin yalnız siyasi partiler arasında değil akademisyenler, gazeteciler, fikirler ve STK’lar arasında da tarafsız olmadığını görmezlikten geliyor. Bugün liberal, neoliberal, ayrılıkçı ve iktidara yakın olmayan her hangi bir kişiye TRT’nin program yaptırması ya da yer vermesi mümkün değildir. Arada sırada konu mankeni mukabilinde orantısız biçimde çağrılan bir veya birkaç kişi, TRT’yi tarafsız kılacak gerekçeyi sağlamıyor. TRT’nin program ve yayınları eşleri AKP milletvekili olanlara açıktır. İktidar yandaşı gazeteciler TRT ekranlarının gözbebeğidir.
Milli devlet, milli duygu, bağımsızlık ve egemenlik kavramına sahip olanların TRT ekranlarında görünmemeleri nedensiz değildir. Etnikçi, bölücü, ayrımcı olan her görüşe TRT ekranlarının sonuna kadar açık olması da tesadüf değildir. Sonunda TRT ezberleri bozuyor!