Yönetenin sorusuna bakın!
NTV ile başladım. Ahmet Arpat'ın yönettiği tartışma için dengeliydi diyebilirim. Okan Müderrisoğlu ve Burhanettin Duran'ın bazı düşünceleri kimilerine ters gelse de seviyeliydi. Hiçbir laf, kavga-gürültü sebebi olmadı.
Siyasi İşler'de muhalif cephenin temsilcisi ise Ömer Lütfü Avşar'dı. Hukuki açıdan donanımlıydı. Türkçesi de bazı eski savcılarınkine benzemiyordu. Güzel konuşuyor. Seviyeli bir fikir cimnastiği yapıldı.
Normal akışta ara sıra baktığım Türkiye'nin Gündemi'ni tekrarında kesintisiz izledim. Söylememe gerek var mı bilmiyorum; Ercan Gürses öyle hâle geldi ki CNNTÜRK'ün hatta tüm yandaş ekranların en taraflı Ancorman'ı.
Bu nasıl iş?
Sorduğu şu soruya bir bakın da, en azından fikriniz olsun; "CHP, FETÖ ile mücadele eder mi?" Bu nasıl gazetecilik? Tanımlamaya elim varmıyor.
Hep tezgâh sorular. Hep önceden belirlenen taktiği uygulamalar. Gürses, kesinlikle aldığı paranın hakkını veriyor. Yine de yüzünün biraz kızarması gerektiğine inanıyorum.
"FETÖ ile mücadele etmez" demeye getirdi. Buna biraz da "Galiba hatalarım var" eklemesi şart.
Aynı ekranın, aynı seviyedeki isimlerinin hangi birini ele almalıyım. Al birini vur ötekine. Hani karpuz satıcısının bağırdığı gibi; "kan kırmızı bunlar."
Karşılığı karışık
Adam tescilli propagandist. 23 Haziran soruluyor. Cevabına bakın "köprüler, yollar, nurlu ufuklar var..." Uçuşan etiketler ve döviz kurlarından tek kelime yok. En gıcık eden tarafı karşısındaki muhalifi konuşturmamak.
Programa ayrılan sürenin yarısını o kullandı. Tabii Gürses sayesinde.
Gecenin bir de sessiz tanığı vardı. Eski savcı Ruşen Gültekin. Hiç konuşturulmadı. Hatta ötekilerin isimleri dakikalarca yazılırken onunki iki kez üçer saniye ile geçiştirildi. Bu da editör-yönetmene uyarım olsun.
Parti kurma
Her iki ekranda da Ak Parti'nin eskilerinden oluşacak yeni siyasi platform üzerinde duruldu. Anladığımız kadarıyla olayı tek başına Ahmet Davutoğlu üstlenmiş vaziyette.
İlginç iddialardan biri, startın Diyarbakır'da verileceği bilgisi. Bu doğruysa mutlaka Mesut Yılmaz da olmalı. Malum "Avrupa Birliği'nin yolu Diyarbakır'dan geçer"i ilk defa o kullanmıştı.
Eğer olay bir cuma gününe denk getirilirse Abdullah Gül de bu başlangıca katılabilir. Namaz çıkışı geleneksel olarak birkaç laf eder. Daha önce de defalarca yazdım; "Bu işten bi cacık olmaz." Ak Parti'den koparacağı oran yüzde yarımı bile bulmaz.
SAADET PARTİSİ'NİN DOĞRU KARARI
Bir kısım insanlar, SP'nin İstanbul'da Necdet Gökçınar'la devam etmesi kararına kızdılar. Bence yanlış düşünüyorlar. Temel Karamollaoğlu ve arkadaşları adaylarını geri çekseydi ne olurdu?
31 Mart'ta topladıkları 103 bin oyun çoğunu Ak Parti'ye gönderirlerdi. SP kurmayları bunu iyi okudu.
Çizgiyi bozmadılar. Tedbiri iyi almış oldular.
Neticede Karamollaoğlu'na kızanlar haksız...
DANANIN KUYRUĞU
Türkiye Kupası dün gece sahibini buldu. Sıra "heybedeki turpun büyüğünde." G.Saray-Başakşehir maçı düğümü çözer mi? Bilmiyorum? Bakalım Göksel Gümüşdağ'ın başını çektiği kimi takımların "Emirates yolcusu"na destekleri sonuç verecek mi? Cevabını Rizespor başkanının üslubuyla vereyim. "Elli binin üstünde" Cim-Bom fanatiğinin dolduracağı Seyrantepe'deki maçın favorisi kesinlikle Fatih Terim'dir.
Hakem etki edemez
"Cüneyt Çakır, Galatasaray'ın freni olur" diyenler yanılgıda. Dünyanın en iyi üç hakeminden biri hâline gelen çakır adını riske atmaz. Neyi görürse, onu çalar.
Son söz "Hak eden kazanır." Ya da "devamı var" yazılır...
Taçtan gol
Gelen mesajlara bakıyorum, gündemde hâlâ Beşiktaş'ın bir maçta iki taçtan gol yemesi var. Demek ki, Şenol Güneş'in alamadığı tedbir insanları epey yaraladı. Oysa Güneş biraz uyanık olsa bunun formülünü çoktan bulmuştu. Hıncal Uluç bu konudaki ilk uyarısını kaleme alalı en az bir sene oldu.
Bu arada Beşiktaş'ı kimin çalıştıracağı henüz belli değil. Her köşeden bir isim fışkırıyor. At yarışı tahmini ile sıralarsak favori Abdullah Avcı. Plaseler, Sergen Yalçın ve Rıza Çalımbay. Sürpriz ise Lucescu Jr.
GÜNÜN SÖZÜ
Ödülleri reddetmek, onları her zamankinden daha gürültülü biçimde kabul etmenin diğer yoludur. Peter Ustinov