Türk Edebiyatının usta kalemi Kemal Tahir’in ünlü “Yol Ayrımı” romanını televizyon dizisi ile, Türkiye’yi yol ayrımına sürüklemek için kurguladılar. Seyirci yemedi, kısa sürede amaçları ortaya çıktığı için, elektrik faturalarımızdan gasp ettikleri paralar havaya uçtu. TRT yolunu ayırmak zorunda kaldı bu ve benzeri dizilerden. Ama yol ayrımı günlük hayatımıza girdi bile, gencecik sevgililer sudan sebeplerle yollarını ayırıyor. Medya malumunuz, yandaşlığa zorlanıp güzide gazeteci ve yazarlar ile yollarını ayırıyor. Televizyonlardan vıcık vıcık yağ akarken bu kokuya dayanamayanlarla yollar ayrılıyor. Galatasaray seyircisinin gönlünde taht kurduğu için “imparator” Fatih Terim ile yönetim telefon krizi yüzünden yollarını ayırıyor. Sadece Beşiktaş’ın değil, bütün Türkiye’nin vicdan bayrağı olan “çArşı”nın halk ile yolunu ayırmak için stadyumlarda pusular kuruluyor. Kaç zamandır “adalet” ile milletin yolları zaten ayrı düşmüştü..
Televole’de de durumlar farklı değil. Gün geçmiyor ki magazin piyasasında ünlü bir oyuncu ile güzeller güzeli manken arasındaki “seviyeli” ilişkinin bittiği, yollarını ayırdığı haberlerini okumayalım. 70’lik dede, elli yıllık karısını kıskançlık sebebi ile vuruyor. Biri hapse diğeri mezara giderek yolları ayrılıyor. Ekonomi piyasası da farklı değil. 50-60 yıllık köklü şirketler yöneticileriyle, ortaklarıyla ve hatta kendilerini var eden markalarıyla iş alanlarıyla yollarını ayırıyor. Ne de olsa üretmeden kazanmak moda! Patron ile işçi arasındaki ayrılığın hikayesi çok eski ama araya taşeronun girmesi, gelin kaynana çekişmesi değil, kuma gelmesidir ekmeğe.
Dedik ya “Yol ayrımı” hayatımızın her alanına girdi AKP sayesinde. Siyasetteki klasik yol ayrımlarını mum ile arar hala geldik. Cumhuriyet’in kurucu iradesi CHP bile partisinin tüzüğü ile programı ile yol ayrımına geldi. Cumhuriyet’in ve CHP’nin kurucusu Mustafa Kemal ile onun kurduğu ülkenin hasbelkader iktidarı olanlar yolunu çoktan ayırmışken, CHP Tunceli-Dersim tartışmasında Dersim’e çanak tutarak seçmeni ile yolunu ayırıyor. Yeni anayasa çalışmalarında “Türk demesek ne olur?” sözleri ile, millet ile arasındaki köprüyü dinamitliyor. MHP’ye gelince.. Türkiye’nin MHP’ye en çok ihtiyaç duyduğu dönemde, kongre hesapları, geçmişteki bireysel kırgınlıklar yüzünden “yol arkadaşlarıyla” bile yollarını ayırıyor.
Kemal Tahir hayatta olsa ya da günümüzde yaşasa ’Yol Ayrımı’nı yeniden yazardı. Muhalefeti yolunu ayırır da iktidarı geri kalır mı? AKP iktidarı her şeyden önce komşularıyla yollarını ayırıp, Müslümanlarla savaşa soyundu. Hocaları Erbakan ile yollarını ayırdıktan sonra, AKP’yi kuran saçayakları da bir bir yollarını ayırıyor. Abdüllatif Şener bilinen ilk idi. Hürriyet’te Yalçın Doğan hoca “Tepede Yol Ayrımı” nı yazdı. Hırslarının neredeyse esiri olan Tayyip Erdoğan, partisinin diğer kurucuları Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Kadir Topbaş gibi isimlerle de yollarını ayırmak üzere. İmralı ile aynı kavşakta buluşulan yol, çıkmaza girdi. Pazartesi günü açıklanacak paket ile, Türk milleti ile yollarını tamamen ayıracak olan Başbakan ısrarla “Daha paket açıklanmadı, içinde ne olduğu belli olmayan demokratikleşme paketine şimdiden karşı çıkıyorlar. Çok sürpriz var” diye yandaşları aracılığı ile her kesime şikayet ediyor. Bu millet söz konusu paketlerden çıkanlardan yeterince ders almıştır. Kimsenin bilmediği zannedilen, Oslo görüşmeleri, İmralı mutabakatları nasıl ortalığa saçılmışsa okyanus ötesinde hazırlanıp, İmralı’da tashih edilen paketten de kocaman bir yol ayrımı çıkacaktır. Nitekim AKP’nin ortağı BDP, pakette nelerin olduğunu bildiği için şimdiden itiraz ederek, yollarını ayırdıklarını ilan ediyor ve bu arada tehditten de geri durmuyor.
